Ensarioğlu Artı Gerçek'e konuştu: 'Şeyh Said'in cenazesinin verilmemesi bana ters geliyor'

Ensarioğlu Artı Gerçek'e konuştu: 'Şeyh Said'in cenazesinin verilmemesi bana ters geliyor'
“Şeyh Said’e yönelik ithamları şiddetle reddediyorum, mezar yeri açıklansın” sözleri nedeniyle partisi tarafından hakkında disiplin soruşturması açılan Salim Ensarioğlu Artı Gerçek'e konuştu: 'Şeyh Said'in cenazesinin verilmemesi bana ters geliyor'

Burcu TURAN


ANKARA - İYİ Parti İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu, Şeyh Said'in isminin Diyarbakır'da bir bulvara verilmesini destekledi. Konuyla ilgili yapılan tartışmayla ilgili sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda “Şeyh Said’e yönelik ithamları şiddetle reddediyorum, Mezar yeri açıklansın” dedi. Ensarioğlu’nun bu açıklaması üzerine partisi, hakkında disiplin sürecinin başlatıldığını duyurdu. Ensarioğlu, hakkındaki kararla ilgili Artı Gerçek'e konuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile konuşacağını belirten Ensarioğlu, “Kendisi benim kasıtlı bir konuşma yapmayacağımı çok iyi bilir. Vatana, millete, devletime karşı bir şey yapmayacağımı çok iyi bilir. Ben hiçbir zaman ayrımcılık yapmadım” diye konuştu. Ensarioğlu şöyle devam etti:

'AÇIKLAMAM NİYE O KADAR SES GETİRDİ ANLAMIŞ DEĞİLİM'

“Ama olağanüstü halde insanlar idam edilmiş. O günün şartlarına bir şey demiyorum ama sonradan ailelerine cenazesinin verilmemesi bana ters geliyor. Bir yanlışa yanlış demeliyiz. O günün şartlarında idamını yapmışlar ama cenazenin verilmesine ilişkin açıklamam niye o kadar ses getirdi onu anlamış değilim.”

Bir Sünni olarak Alevilere saygısının olduğunu söyleyen Ensarioğlu, “Şeyh Sait ailesi ayrı bir aile ben ayrı bir ailedenim. Şeyh Said’in akrabaları bu ülkede milletvekilliği yapmış, meclis başkanlığını yapmış. Cenazesinin aileye verilmesi neden o kadar büyütülüp millet arası bir gerginlik yaratılıyor?” ifadelerini kullandı.

“BEN SİSTEMİ, YAPILAN HATAYI KONUŞURUM”

“Ben hiçbir zaman ayrımcılık yapmadım. Bunu kimsenin hoşuna gitsin diye de söylemiyorum” diyen İYİ Partili Ensarioğlu şunları kaydetti:

“Vatanımı, bayrağımı seviyorum. Bu ülke ne kadar Türklerin ise o kadar da Kürtlerindir. Bunu yanlış düşünen Kürk’e de Türk’e de yanlış yapar. Ben bunun ne lehinde ne aleyhinde konuşurum. Ben sistemi konuşurum yapılan hatayı konuşurum ve tartışabiliriz. Onun için bunu bir parti meselesi veya bir ayrımcılık gibi görürlerse ona üzülürüm Türkiye Cumhuriyeti’ndeki 85 milyon insana saygım sonsuzdur.”

NE OLMUŞTU?

Diyarbakır'da kayyım yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi, yapılacak yeni yola Şeyh Said Bulvarı adını vereceğini duyurmuştu.

Gazeteci Fatih Altaylı, kendi programında karara tepki göstererek, "Sözde yerli ve milli bir iktidarımız var. Türkiye’ye karşı İngilizlerle işbirliği yaparak daha Türkiye kuruluş aşamasındayken isyan etmiş, bu ülkeyi yıkmaya, bölmeye çalışmış bir haysiyetsiz, bir şerefsizin adını bir rezilin adını siz bir bulvara veriyorsunuz. Şeyh Said İsyanı diye bir isyan var. Yani o zaman yarın bir bulvara Öcalan bulvarı adını verecek misiniz?" ifadelerini kullanmıştı.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Altaylı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını bildirmişti.

Salim Ensarioğlu da bu tartışmalar çerçevesinde sosyal medya üzerinden bir açıklama yapmıştı. Açıklamasında "Son günlerde Diyarbakır’da bir bulvara bölgemizin en önemli değerlerinden Şeyh Said efendinin isminin verilmesi üzerinden başlayan tartışmalarda bölgenin toplumsal ve dini değerlerinden birine dönüşen Şeyh Said’e yönelik ithamları şiddetle reddediyorum. Bu tür ithamları ifade edenler toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmek dışında herhangi bir amaca hizmet etmeyenlerdir. Biz toplumun tüm değerlerine saygı ve hürmeti bir hafıza barışı olarak görüyoruz. Bu minvalde daha önce de defalarca dile getirdiğim üzere Şeyh Said gibi büyük değerlere dönüşen Beddiüzzaman Said Nursi ve Seyid Rıza’nın da mezar yerlerinin açıklanması hafıza barışına hizmet edecektir. Anılan değerlerin mezar yerleri aleni bir değer iken devlet sırrı diye ifadelendirilmesi akla ziyan olmakla beraber hafıza barışına hizmet etmemektedir. Ülkemizde öncelikli olarak bir hafıza barışından başlanıp huzur ikliminin kalıcı olarak sağlanmasının tüm kesimlerin dahli ile mümkün olabileceği inancının kırılmasına müsade etmeyeceğimizi ilgili taraflar bilmelidir. Ayrıca bu inancı taşıyan ilgili kamuoyunun taşıdığı bu inancını daha yüksek bir sesle dile getirmesini temenni ediyorum." demişti.

Öne Çıkanlar