'Erdoğan biraz ezik, bir şeyler talep etmeye gelen ruh halini görüyorsunuz'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar ziyaretinde Emir Tamim Bin Hamad El Sani ile çekilen bir fotoğrafına ilişkin konuştu.

'Erdoğan biraz ezik, bir şeyler talep etmeye gelen ruh halini görüyorsunuz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Katar ziyaretinde Emir Tamim Bin Hamad El Sani ile çekilen bir fotoğrafına ilişkin "İki tarafta selamlama yapabilirler ama öbür tarafta selamlama yok. Siz devleti temsil ediyorsunuz. Katar’a para aramaya gidiyorsunuz. Bir ülkenin devlet başkanına samimi bir eleştiri. Biraz ezik. Bir şeyler talep etmeye gelen ruh halini görüyorsunuz. ‘Ben oradan birkaç milyar dolar alabilir miyim’ diye gidiyorsunuz oraya" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, KRT TV’de İnan Demirel, Yavuz Oğhan, Akif Beki’nin gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

'DEVLETİN YALAN SÖYLEMEMESİ LAZIM'

"(COVİD-19 salgınında vaka sayısının doğruluğu) 2019’da Bilim Kurulu oluşturulmuştu. Yayını da vardı. Pandemi dolayısıyla alınacak önlemler diye kitap vardı. Bu tür olaylar için kurul varsa sözcüsü olur. Sözcü, kamuoyuna açıklama olur. Fakat, Bakan açıklamaları yaptı. Doğru açıklamalar diye sempati de oluştu. Hepimiz de teşekkür ettik. Bir süre sonra bize bilgiler yansıdı. Cenazelerden rakamlar aldık, açıklanan rakamlarla uyuşmuyordu. Onun üzerine milletvekili arkadaşımı görevlendirdim. Sağlık Bakanı’nın doğru bilgi vermesi gerektiğini söyledim. Açıklanan rakamların uyuşmadığını ifade ettik. Rakamlar, hasta sayısı derken, doğruların söylenmediği çıktı ortaya. Siz vaka sayılarını açıklamak toplumda moral bozukluğuna yol açabilir dersiniz. Ben bunu anlarım. Devlet dediğiniz aygıtın yalan söylememesi lazım.

'YANIMA GELEN TEST YAPTIRMAK ZORUNDA DEĞİL'

(Salgın siyaseti nasıl etkiliyor) Başlangıçta çalışıyorduk. Sonra yasak uygulaması ile herkes evindeydi. Telefonla görüşmeleri sağlıyorduk. Parti Meclisi toplantımızı zoom üzerinden gerçekleştirdik. Şu anda herhangi bir sorun yok. Yanı0ma gelenler test yaptırmak zorunda değil. Belirli aralıklarla test yaptırıyorum. Başkasına bulaştırmama sorumluluğum var. Ona dikkat ediyoruz.

'ERDOĞAN İLE TARTIŞMAKTAN MEMNUN OLURUM'

(Cumhurbaşkanı, canlı tartışma istese) Çok memnun olurum. İster uzaktan ister stüdyoda. Cumhurbaşkanı ile bir tartışma ortamımız olursa, Zoom üzerinden de, stüdyoda da olur. Ben Trump kadar cesur olacağını düşünmüyorum. Ama Trump yapacaksın derse, Erdoğan mecburen yapar.

'ERDOĞAN’IN EĞİLMESİ EZİKLİK'

(Erdoğan’ın Katar Emiri önünde eğilmesi ile ilgili eleştiri) Onlar fotoğrafı görmüyorlar mı? Fotoğrafa baktıklarında görürler. İki tarafta selamlama yapabilirler ama öbür tarafta selamlama yok. Kendine özgü selamı olabilir. Siz devleti temsil ediyorsunuz. Önünüzü iliklersiniz, saygı gösterirsiniz. Katar’a para aramaya gidiyorsunuz. Samimi bir eleştiri, bir ülkenin devlet başkanına samimi bir eleştiri. Biraz ezik. Bir şeyler talep etmeye gelen ruh halini görüyorsunuz. ‘Ben oradan birkaç milyar dolar alabilir miyim’ diye gidiyorsunuz oraya. Niye gidiyorsunuz oraya? Çıkıp da bir devlet başkanı, ‘papazı serbest bırakın’ dediğinizde eğilmekten de ağır. Ne demek ‘ben eğilmedim dik duruyorum?’ Deniz Yücel… Bir gecede iddianame hazırlandı. Ertesi gün mahkemeye çıkarıyorsunuz. Tahliye edilirken tutuklama kararını tebliğ ediyorsunuz. Almanya’ya gönderiyorsunuz. Türkiye, Erdoğan döneminde olduğu kadar hiçbir dönemde bu kadar ezik olmamıştır. Fotoğraftaki ruh hali beni rahatsız etti. ‘Bize para verin’ vaziyeti. Karşıdaki kişinin umurunda bile değil. Bu beni sade bir vatandaş olarak rahatsız etti.

'OPERASYON NE OLDU'

(AKP sözcülerinin ‘yanıtı Suriye’de verdik’ ifadeleri) Ne oldu operasyon? Ne operasyonu? Bütün sınırı alacaktı. Yaptı mı? Yapmadı. Bir parmak bal, otur oturduğun yerde. ‘Ben mal varlığımı TC’ye açıkladım’ demesi lazımdı. Ben ‘her anlamda her kuruşun hesabını veren kişi yönetiyor’ derdim. Seni tehdit eden kişi Trump.

'KİMSE KENDİNİ TÜRKİYE YERİNE KOYAMAZ'

(Eleştiriler, düşman ülkelerin yararına mı) Benim eleştirme özgürlüğüm var. Biz Türkiye’nin dışında birisi miyiz? Öyle bir mantık olur mu? Kendilerini Türkiye ile özdeşleştiriyorlar. Aklın ve mantığın alamayacağı, ‘biz her şeyi Türkiye için yapıyoruz’ diyorlar. Benim her söylediğim Türkiye çıkarları içindir. Bu ülkenin huzura ihtiyacı var. Bu ülkede kimse kendini Türkiye yerine koyamaz. Türkiye, 83 milyondur. Birileri Türkiye’yi yönetiyor. Biz ‘Türkiye’yi yanlış yönetiyorsun’ diyoruz. Buna tüm samimiyetimle inanıyorum, gidecekler. Bunları söylemediğimiz zaman Türkiye çok daha kötüye gider. Söylediklerimiz içinde yanlış varsa özel dileriz. Söylediklerimiz özenle seçiliyor. Siz vatandaşa yanlış bilgi veriyorsunuz. Bu nasıl şaha kalkmak? ‘Maaşı dolarla mı alıyorsunuz?’ Haberi bile yok. İçeride dolarla borçlanıyorsunuz. Siz gayrimillisiniz. Türk lirası üzerinden borçlanırım. Vatandaş, devleti yönetene güvenmiyor. Beni asıl üzen nokta, milleyitçiliği seven saray bekçisi, ‘dolar üzerinden borçlanın.’ Şu anda TC vatandaşı tasarrufunu dolar üzerinden tutuyor. Çünkü güvenmiyor. 120 milyar doları kim aldı? Karşında TL ver. Dolar yükseldi, kim yükseldi? Dolar alanlar kazandı. Lobinin çok daha ötesinde. Bunların yurtdışı uzantıları da var. Devlet liyakat yönetir. Her şeyi bir kişiye emanet ettiniz. Kararı o veriyor. Türkiye, bu çerçeve içinde yönetilip gidiyor.

'ÖNERİLERİ YAZILI OLARAK YAPALIM'

(Yeni ekonomik programda öngörülen döviz kurunun tutmaması) Bilim ve akıl var. Bu konuda uzman olan kişiler, sorunları çözer. Pandemide doğrudan eleştiri yapmamaya özen gösterdim. 13 madde halinde ‘krizi nasıl aşarız’ diye eleştiri getirdim. ‘Sen şöyle yanlış yaptın’ demedim. ‘Buhrandan nasıl çıkarız’ açıklaması yaptım. 18 madde halinde, tek tek saydım. Hiçbir eleştiri gelmedi ama söylediklerimizin hiçbiri yapılmadı. Birinci madde olarak ‘ekonomik buhran ile karşı karşıyayız’ dedim. Herkes bu buhrandan sorun görüyor. ‘Önce buhranı yaşayanları çağırın, nasıl aşabiliriz’ diye sorun. Hiç çağırılmadı. Hiç bunların bilgisine başvurulmadı. Saray, ‘ben bilirim’ dedi. O kadar sorunlardan uzaklar ki? Pandemi döneminde, açıklama yaptılar. Devlet yönetmek bu kadar ucuz değil. Devleti yönetenler, garip kararlar alıyorlar. Muhalefet yaptı diye tersini yapacaksanız, yazılı olarak yapalım. Biz ülkeye huzur getirmek istiyoruz.

'HER KURUŞUN HESABINI VERİRİM'

(SGK, kendi dönemindeki SSK’dan daha mı iyi) Benim genel müdürlük yaptığım dönemin iğneden ipliğe, onlarca denetim elemanı tarafından denetlerdirler. Hiçbir şey bulamadılar, bulamazlar da. İyi mi kötü mü yönetildi diye? O yaşlarda emeklilik doğru değildi, dönemin genel müdürü olarak emeklilik yaşının düzeltilmesi gerektiğini söyleyen kişiyim. Ben genel müdürüm, bakan, cumhurbaşkanı değilim. Karar değiştiremem. Çıkan yasaya uygun karar veririm. Her kuruşun hesabını veririm.

'BU İNSANLARI PKK’LI MI İLAN EDECEKSİNİZ'

Biz de, HDP de, İYİ Parti de ayrı partiyiz. Görüşlerimiz farklı olabilir ama hepimizin birleştiği alan demokrasi. Seçime giriyoruz. HDP'ye 'PKK' diyor havuz medyası. HDP'nin Meclis Başkanvekili Meclisi yönetiyor. Biz, 'utanmıyor musunuz' demeyecek miyiz? Bu kadar ucuz bir devlet yönetimi ve siyasal bakış açısı olamaz. Varsa orada bir PKK'lı, belgesini alırsın, mahkemeye verirsin. 'Bu adam PKK'lı' dersen, bu adam PKK'lı ise sen TBMM'yi nasıl bir PKK'lıya yönettiriyorsun diye sorarım. Sayın Sancar da 'Bizim PKK ile bir ilgimiz yok' dedi. 6 buçuk milyon oy alıyor, PKK'lı mı ilan edeceğiz bu insanları?

'SEN MİSİN DİNDAR BEN MİYİM'

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek görevden alındığında da ‘yanlış yapıyorsunuz’ dedim. Bursa, Balıkesir Belediye Başkanları için de geçerli bu. Bizi eleştirenler, kendilerini dindar sayıyorlar. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa, ben haksızlıklara karşı mücadele ediyorsam, sen misin dindar, ben miyim? Sabahın köründe evini basıyorsun. Niye? Kaçacak yeri yok. Savcı çağırır, ifadesini alır. İntikam alır gibi kişileri hapiste tutmaya ne hakkınız var?

'İNTİKAM ALACAĞIZ' DİYORLAR'

Osman Kavala bir küsur yıldır hapiste. 'Efendim, o kesinlikle dışarı çıkmayacak' diyorlar. Niye? İntikam alacağız diyorlar.Bunu söyleyen kişi de yargıyı yönlendiren, yargıya talimat veren kişi. Osman Kavala niye tutulur içeride?

'HER YOLU MÜBAH GÖRMEYE BAŞLADILAR'

İktidarda kalmak için her türlü yolu mübah olarak görmeye başladılar. O zaman Türkiye'de demokrasimizde sorun var. Belki bizde de kabahat var, iyi anlatamamış olabiliriz. Ama bunların hepsini söyledik, söylemeye devam ettik.

'VİCDAN VARSA ASKERİ ÖĞRENCİLER SERBSET KALIR'

Askeri öğrenciler boşu boşuna hapiste yatıyorlar. Darbecilerin sorumluluğunu getirip öğrencilere yıktılar. Komutan talimat verir, siz de yaparsınız. Üstün emrine ast itiraz edemez, yapamaz bunu. Askerlikte karşıda mitralyöz sizi tarıyor, komutan emir veriyor, ölür müyüm kalır mıyım diye bakmayıp yürüyorsunuz. Komutan bindirmiş çocukları otobüse, götürmüş. Siz de bunların yakalayıp hapsetmişsiniz. Aileler perişan. Niye perişanlar biliyor musunuz? Erdoğan'ın avukatlarını tutacak paraları yok da, ondan. Vicdan varsa, bu öğrenciler serbest bırakılır.

'HDP TUTUKLAMALARI İLE ÖZEL ARAYIŞLARI VAR'

HDP tutuklamaları ile özel bir arayışları var, ‘CHP ve İYİ Parti'yi zorda bırakır mıyız’ diye özellikle yaptılar. Partilerin ayrı görüşleri vardır, programları ayrıdır. Biz AB'ye başka bakarız, onlar başka bakarlar. Ama bu ülkede demokrasi ise, birlikte bakarız. Bizi ayrıştırmayı başaramazlar. Bu ülkeyi gerçekten de yönetenler ne yaparlarsa yapsınlar sevenlerin sayısı çok fazla. Bir arada yaşamak istiyoruz. Siyaset farklılıkları zenginlik görürse, her şeyin üstesinden geliriz.

'PROJELERİ BİLE BİTİRDİK'

(Erken seçim) Fezlekeler gelir, görmeden bir şey söyleyemeyiz. Arkadaşlarımız bakarlar, doğru mudur, yanlış mıdır, bakılır, ona göre karar verilir. Dokunulmazlıklar kaldırıldıktan sonra milletvekili sayısı düşerse bir ara seçim olur mu, kaçınılmaz olursa olur. Belki hükümet bir erken seçim bile yapabilir. Zaten biz hazırız. Nasıl seçime gideceğiz? Parlamento karar alacak. Parlamentodan karar çıkmadan nasıl yapacağız? Yarın seçime gidilecekmiş gibi hazırlıklarımızı yapıyoruz. Seçimde yapacağımız projeleri bile bitirdik. Çünkü her an olabilir. Bu piyasa, bu yönetim tarzı, milyonları açlığa mahkum edecek. TÜİK rakamları niye düşük gösteriyor? Memura, emekliye daha az aylık veririm diye…

'TÜİK MEMURA ‘NASIL AZ VERİRİM’ DİYE DÜŞÜK GÖSTERİYOR2

Bunlar Türkiye'yi taşıyamazlar. İki ayda dolar 66 kuruş arttı, reel sektörün üzerindeki yük 107 milyar lira. Bu fatura kime çıkacak? Bu toplum, bunu ne kadar kaldırır? Konteynerlerden, pazar artıklarından beslenen 100 binler var. 'Hayatımın yarısını al, Tayyip'e ver' diyen Hatay'daki yaşlı kadın 'yeter artık, bunun gitmesi gerek' diyor. TÜİK rakamları niye düşük gösteriyor? Emekliye, memura nasıl daha az aylık veririm diye. Bunu emekli bilmiyor mu? Bunu memur bilmiyor mu?

'RANTIN ÖNÜNÜ KESECEKSİNİZ'

Kuru fasülyenin fiyatı yüzde 36 artmış. Siz diyorsunuz ki yüzde 11. Değişecek bu. Buhrandan çıkış yolu, biz iktidar olduğumuzda neleri yapacağımızın yoludur. Üretime destek vereceksiniz, rantın önünü keseceksiniz. Devleti soyan düzeni değiştireceksiniz. Devletin kiracı olduğu ve dolar bazında ihale edilen bütün kurumları alacağız ve kamulaştıracağız. Önce maliyetini çıkaracağız. Bu köprüyü kaça yaptın kardeşim? Ben bilmiyorum, halk da bilmiyor. 5 liraya mı yaptın, sana yüzde 25 zam yaptım, al, bundan sonra bu köprü devlete aittir diyeceğiz. Oradan elde ettiğimiz parayla göreceksiniz ki, devlet ne kadar güzel yönetiliyor. Her kuruşun hesabı verilecek. Ankara Şehir Hastanesi kaç paraya yapıldı, kimse bilmiyor. Niye bilmiyor? Parayı ben veriyorum, halk veriyor.

'YAPILACAK İŞ, PARLAMENTOYA DAVET ETMEKTİR'

,Dosyayı gönderiyor, mesele bitti. Yapılacak iş Enis Beyi, parlamentoya davet etmektir. Sayın Türkeş çıktı o dönem, 'vallahi de billahi de o silahlar Türkmenlere gitmiyordu" dedi. Belki de amaç CHP'yi orada kriminalize etmekti. Berberoğlu'nu en kısa sürede Meclis'te görmek istiyoruz."

BAHÇELİ'YE SESLENDİ

"Aç olan binlerce çocuk, çöp konteynerlerinden geçinen binlerce insan var. Ülke yönetilmiyor. Bu ülkenin kurtuluşu bir an önce seçime gitmektir. Bunu kime söylüyorum? Sayın Bahçeli'ye söylüyorum. Bu ülkeyi seviyorsan çık kardeşim yarın sabah de ki 'Yeter artık'... Türkiye'yi seçime götür. Sorumluluk sahibi insanlar bu ülkeyi yönetirler". ANKA)

erdoğan chp kılıçdaroğlu Katar