Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Çekilmenin kadın hakları açısından olumsuz bir yanı olmamıştır
Artı Gerçek - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde açıklama yapıyor.
2012'de yasalaşan ve bazı ittifak ortaklarının karşı çıktığı 6284 sayılı 'ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi' kanunundan bahseden Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin ise 'marjinal gruplar tarafından istismar edildiğini' öne sürdü ve "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadın hakları açısından olumsuz bir yanı olmamıştır" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasının öne çıkan başlıklar şöyle:
'AİLE TOPLUMUN KİLİT TAŞIDIR'
Amacımız herkesin kadına yönelik şiddette bilinç sahibi olmasıdır. Türkiye ileri bir seviyeye ulaşmıştır. Her ne kadar medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen kasıtlı kampanyaya karşı bu başarı gölgelenmeye çalışılsa da hanım kardeşlerimiz bunu iyi biliyor. 2011 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızı kurduk. Bakanlığımızın her çalışmasını destekleyerek kadınların yanında yer aldığımızı gösterdik.
Bazıları aile kavramını öne sürerek, kadınlar için yaptığımız hizmetleri unutturmaya çalışıyor. Aile kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, çocuğuyla toplumumuzun kilit taşıdır. Ülkemizde aile kurumumuza yönelik saldırıların, kadınların haklarını savunmakla ilgisi olmadığının farkındayız. Milli birliğimizi çökertme gayesi vardır. Aile, aynı zamanda kadına yönelik şiddete karşı en muhkem kalemizdir. Kadına veya çocuğa şiddetin olduğu birlikteliğin aile kavramının ruhuna ters olduğu ortadadır.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Biz kadına yönelik şiddetle mücadeleyi, aileyi yüceltme çalışmamızın parçası olarak görüyoruz. Kadınların tüm haklarının korunmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Bugünkü toplantımızın konusu olan kadına yönelik şiddetle mücadele, 2024 yılı faaliyet planımız bu dönüşümlerin bir örneğidir. Nice düzenlemeyi hayata geçirdik. Ülkemizde en büyük devrimi 2012 yılında çıkardığımı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesi Kanunu'yla yaptık.
Marjinal grupların istismar malzemesi haline getirdiği İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemiz, kadına yönelik şiddetle mücadelemize etkisi olmamıştır. Kazanımların örselenmesine izin vermeyeceğiz. Mevzuatımızı sürekli yeniliyoruz. 2006 yılında yayınladığımız çocuk ve kadına şiddete ve cinayete karşı aldığımız genelgeyi, bugün yayınladığımız genelge ile güncelledik. Bugün kamuoyuyla paylaştığımız 2024 yılı faaliyet planımız ilgili bakanlık ve kurumlarımızla hazırlanmıştır.
KADINLARIN KIYAFET MÜCADELESİ DEMOKRASİ MÜCADELESİDİR
Kadınların kıyafetleri yüzünden okul kapılarından, iş hayatından dışlanmaya çalışan kadınların mücadelesi, Türk demokrasisinin en önemli mücadelelerinden biridir. Buradan Diyarbakır annelerini yürekten selamlıyorum. Evinde, fabrikada, tarlada, kendi işinin başında emeğiyle destan yazan kadınların başarılarıyla gurur duyuyorum. Kadınların bireysel özgürlüklerinden siyasi ve sosyal alandaki varlıklarını bir imtiyaz olarak değil, hak mücadelesi olarak gördük. Kadın ve erkek Allah'ın kulu olmakla da vatandaş olmakla da eşittir, biri diğerinden üstün değildir. Üstünlük gayrettedir, üretkenliktedir.
ELİ ÖPÜLECEK KADIN ARANIYORSA..
Türkiye'nin 21 yılda nereden nereye geldiğini kabul etmek istemeyenlerin iflah olmadığını pek çok hadisede tecrübe ettik. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşan bu kesimin amacı demokratik yarışla ülkenin başına gelmek değil, darbe ve vesayet yoluyla sorumsuz yetkili olarak keyiflerince hareket etmektir. Bu uğurda şimdiye kadar her türlü omurgasızlığı yaptılar. Şehit öğretmenimizin Aybüke Yalçın'ın kanı bunların ellerinde, ciğerlerinde kalmıştır. Oysa bu ülkede eli öpülecek kadın aranıyorsa, böyle bir saygıya layık olanlar herkesten önce şehitlerimizin yiğit analarıdır, eşleridir, başımızın tacı öğretmenlerimizdir, 15 Temmuz gecesi darbecilere direnen demokrasi neferleridir.
Ayrıntılar Geliyor...