Gül, kararını ne zaman verecek
Yeniçağ yazarı Ahmet Takan'a göre iki çekincesi olan 11. Cumhurbaşkanı sadece bir şeyi bekler.
HABER MERKEZİ- Son KHK ile ilgili çıkışı sonrası AKP yöneticilerinin hedefine aldığı 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2019 Cumhurbaşkanlığı (başkanlık) seçimlerinde aday olup olmayacağı siyasi kulisleri hareketlendirdi. Bizzat AKP'li milletvekillerinin ve AKP'ye yakın yazarların 'muhalefetle işbirliği yapmakla' suçladığı Gül cephesinden gelen haberler ise henüz kararının kesin olmadığı yönünde.
Yeniçağ Ankara temsilcisi ve yazarı Ahmet Takan, "Abdullah Gül'ün iki çekincesi" başlıklı yazısında Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk anlaşmazlığının 5-6 yıl öncesine bile dayanmadığını söyledi. Takan, Gül ile Erdoğan arasında "ne öyle baştan, sıkı ve derin bir muhabbete dayanan ilişki vardı ne de sonradan -özellikle Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra- bir derin düşmanlık meydana geldi" dedi.
Gül ve Erdoğan'ın ilişkilerinin şartlara ve kurguya göre geliştiğini vurgulayan Takan, "Abdullah Gül ile R. Erdoğan arasında ilişkiler ta başından beri hiç "dostane" olmamıştır. Bu eşlerinin arasındaki ilişkilere de yansımıştır. İki isim de, beraber siyaset yaptıkları süreçte şartların gereğine göre hareket etmeyi iyi becermişlerdir. Hatta aralarındaki birçok paylaşım yazılı mutabakata bağlanmak suretiyle de yapılmıştır" diye devam etti.
Takan, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı konusunda ise şunları yazdı:
"En baştan ifade etmeliyim ki, Abdullah Gül kararını henüz tam olarak netleştirmedi. Ufak ufak yoklamalar yapıyor. Her zamanki söylediğimi de bir daha tekrar edeyim; Gül, hazırı görmeden, yüzde yüz denilebilecek ölçüde garantileri almadan sahaya fırlamaz. Daha önce yazdıklarıma ek olarak, kulislerden topladığım sıcak bilgilerle, cephe cephe devam edelim; Abdullah Gül, "Erdoğan'ın karşısına Cumhurbaşkanı adayı olarak çık" diyenlere 2 önemli çekincesini şöyle sıralıyor; "1-Erdoğan ile aramızda ciddi bir münakaşa olursa bölünme olabilir. İçerideki cemaatler arasında ciddi çatışma ihtimali olabilir. 2-İslami burjuvazi, para sahipleri henüz beni desteklemiyor."
Yurt içi ve dışı birçok çevreyle görüşen ve kontaklarını devam ettiren Gül'ün aşiret reisleri ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından bu söylediklerine bakıp rotasını tahmin etmek zor değil!.. Etrafında bilinen tüm "çık ortaya" baskılarına rağmen hâlâ mırın kırın eden Abdullah Gül'ün çevresinde de derin kırıklar var. Mesela, hatırı sayılı ölçüde isimlerden "Ahmet Davutoğlu'nu kesinlikle yanına alma ve kendinden uzak tut" telkinlerinin hatta itirazlarının Abdullah Gül'e iletildiğini çok iyi biliyorum.
Partiyi ilk kurdukları günden beri aralarının iyi olmadığı bilinen Abdüllatif Şener'i yanına alması için de gidip gelenler, "çok bilendi yerinde zor duruyor. Melih Gökçek ile barış ve mutlaka yanına al" diye kapı aşındıranlar da var. Gül, herkesle oturuyor, dinliyor, uzun uzun konuşuyor... Herkesin gönlünü alacak, hoş edecek sözler söyleyip gönderiyor ama net kararını henüz kimseyle paylaşmıyor.
İktidar cenahında, "AKP'li mevcut vekiller Gül'ün kapısında kuyruk oluşturdu. En az 50 milletvekili onunla beraber" diyenler bile var. R. Erdoğan'ın hırçınlığı boşa bir hırçınlık değil de tüm bu olup bitenlerin ardından bana sorarsanız "Gül ne yapar" diye, hâlâ "Erdoğan'ın aday olmayacağını açıklayacağı günü bekler" derim."
Takan'a göre Gül'ün aday olması halinde HDP'nin oylarının Gül'e kanalize olmaması için de Saray'da yeni bir plan geliştiriliyor. Takan bunun da buzdolabına kaldırılan 'çözüm süreci' yerine 'cicim' süreci olduğunu ifade ediyor ve eğer yürürlüğe konulursa Nisan sonu Mayıs başlarında Öcalan ile görüşme trafiğinin de yeniden başlaltılacağını ileri sürüyor. Önca ailesi sonra da avukatlarının İmralı'ya gönderileceğini yazan Takan, "ancak bu yeni süreçte HDP'nin kesinlikle devre dışı bırakılacağını" iddia ediyor.