Gülistan Kılıç Koçyiğit: Çözüm için Meclis elini taşın altına koymalı

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kürt sorununun çözümü için siyasi partilerin birinci derece sorumlu olduğunu belirtti. Meclis'e çağrı yapan Koçyiğit, “Meclis elini taşın altına koymalıdır” dedi.

Gülistan Kılıç Koçyiğit: Çözüm için Meclis elini taşın altına koymalı

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te güncel gelişmelere dair düzenlediği basın toplantısında konuştu. 6 Şubat’ta Maraş'ta meydana gelen ve 11 ilde de etkisini gösteren depremleri işaret eden Koçyiğit, AKP iktidarı boyunca meydana gelen doğa olaylarının felakete dönüştüğünü ifade etti.

Koçyiğit, “Ne yaşamak nedir biliyorlar, ne önlem almak nedir biliyorlar. Ne yapı denetimlerinin şeffaf ve güvenilir olmasına dair bir adım atıyorlar ne de bütün bu sorunlar, felaketler açığa çıktığında sorumluluk almayı, utanmayı, toplumda özür dilemeyi, özeleştiri vermeyi ve istifa etmeyi biliyorlar. Tam bir pişkinlik haliyle karşı karşıyayız" dedi.

'TEK DERTLERİ FELAKETİ RANTA ÇEVİRMEK'

"Türkiye bütün bir cumhuriyet tarihi boyunca bu kadar pişkin, utanmaz, sorumsuz bir iktidar gerçeğini hiçbir zaman görmedi" diyen Koçyiğit, "Tek bir dertleri var, felaketi ranta çevirmek, felaket üzerinden baskıyı ve otoriteriyi artırmak, gerçeği karartmak ve gerçeğin üzerinde algılarla oynamak, insanları biat etmeye itaat etmeye zorlamak" ifadelerini kullandı.

'HALK İLE TARTIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Gündemlerinde Kürt sorununun çözümü ve barış tartışmalarının olduğunu ifade eden Koçyiğit, "Bu meseleyi konuşmak üzere 42 merkezde halkımızla bir araya geldik, tartıştık. Bildiklerimizi halkımıza anlattık. Buluşmalarımızda halkımızın barışa olan özlemini çok diri olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Biz onlara söylediğimiz her şeyi büyük bir ilgi ve merakla dinleyip kafalarındaki her bir soruyu bizlere sordular. Bundan sonra sürece dair bütün gelişmeleri yeniden ilk elden en küçük ilçeden en büyük kent merkezine halkımızla bir araya gelip onlarla tartışmaya devam edeceğiz" dedi.

'EKMEKLERİ SAVAŞ NEDENİYLE ÇALINIYOR'

"Artık insanlar gerçek anlamda tam bir isyan aşamasındadır" vurgusu yapan Koçyiğit, şöyle konuştu:

"İtiraf ediyorlar; çünkü sofralarındaki ekmeğin savaş nedeniyle çalındığını çok iyi biliyorlar. Bu anlamıyla da bir an önce bu sorunun bitmesi toplumsal refahın ve barışın olduğu bir iklimin yaratılması gerektiğini herkes söylüyor. Barış olmadan demokrasi olmaz. Bunu hem buluşmalarımızda hem de toplantılarımızda herkes ifade etti. Demokrasinin ilk şartının barış olduğunu, barışın Kürt sorunun demokratik çözümünden geçtiğini ifade etmemiz gerekiyor. Bunu dilimiz döndüğünce anlatmaya devam ediyoruz."

‘HEM KAYYIM HEM BARIŞ NASIL OLACAK?’

Milyonların insanın nefeslerini tutmuş bir şekilde Sayın Öcalan’ın hazırlığı çağrıyı beklediğini bizzat gözlenmemiş olduk. İnsanlar bir taraftan barışa dair inancını korurken bir taraftan da kayyım uygulamalarını reddediyor. Amed ve Mersin halkı soruyor; ‘hem kayyım hem barış nasıl olacak?’diye. ‘Hem kayyım hem barış süreci nasıl olacak?’ Bu kadar baskıya zulme kayyım uygulamalarına rağmen halkımızın bu sürece inançlarının olduğunu, Sayın Öcalan'ın gerçekleştireceği sürecin arkasında durduğunu ve oradan gelecek tarihi çağrıyı dört gözle bekliyor. Onurlu bir barış tüm Türkiye halklarına emekçilere kadınlar yoksullara ülkeni gerçek sahiplerine kazandıracaktır. İşte biz de bütün Türkiye haklarının kazanacağı o tarihi sürece emek vermeye halkımızla örmeye çalışıyor.

‘MECLİS ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI’

Burada sorumluluk sadece bizim değil; barışın toplumsallaşması, çözüm sürecinin desteklenmesi de Meclis’in birinci derecede adres olduğunu, Meclis'in hızla inisiyatif alması gerektiği çağrısını bir kez daha buradan yapmak istiyorum. Sürekli bu çağrıyı yapıyoruz. Çünkü burası bu ülkede yaşayan halkların iradesinin tecelli ettiği bir mekan. Meclis burada rolünü oynamalı ve elini taşın altına koymalıdır.

Bu ülkede bulunan bütün siyasi partilerin bu sürece sırtını dönmeye, tartışmalara seyirci kalmasını asla doğru bulmuyoruz. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere bugün çözüm tartışmalarının tarafı olmalı, kendi yol haritalarını kendi bakış açılarını ortaya koymalıdırlar. Hepimizin kazanacağı o büyük barışı inşa etmek için de hepimizin el ele vererek çalışması gerektiği bir süreçteyiz. Bu anlamıyla barışın taraftarlarını çoğaltmak barışı yaygınlaştırmak toplumsallaştırmak sadece Kürtlerin sadece DEM Parti’nin değil bu ülkede yaşayan herkesin özellikle siyasi partilerin birinci derecede sorumluluğundadır. Bu sorumluluğu yerine getirmeye herkesi, her çevreyi bir kez daha davet ediyoruz.

KATLEDİLEN GAZETECİLER

Sınırın öte tarafında Suriye’de ya da Kuzey Kürdistan’da gazetecileri katletmek üzerine de bir pratiğinin olduğunu da biliyoruz. Bu anlamıyla en son hafta sonu Kürt gazeteci Aziz Köylüoğlu’nun SİHA saldırısı ile katledildiğini başına yansıdı. Yaşam hakkını yok sayan bu anlayışa karşı hep beraber durmamız gerekiyor. Bakın bir gazetecinin bir SİHA saldırıyla katledilmesini normal gören bir ülkenin sonucu; bugün her yerde muhalif olan gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması, televizyon kanallarının hedef göstermesine varan bir sürecin örülmesine neden oluyor.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Basın özgürlüğünün en temel haklardan biri. Halkın haber alma hakkını sağlayan biricik önemde olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Sadece bu da değil. BirGün gazetesinde çalışan gazeteci arkadaşlar gözaltına alındılar ve denetimli serbestlikle bırakıldılar. Hali hazırda Halk Tv genel yayın yönetmeni Suat Toptaş cezaevinde. Özgür başında en son Öznur Değer, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesini protesto eylemlerinde Mardin’de polis tarafından hedef gösterilmişti. Darp edilerek gözaltına alındı. Cezaevinde çıplak aramaya maruz kaldı. Yani bu anlamda her gün gazetecilere yönelik hal ihlallerini duyuyoruz.” (MA)

dem parti Gülistan Kılıç Koçyiğit