DEM Parti'den muhalefete tezkere çağrısı: Eller namluda barış olur mu?
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 'süreç karşıtı ırkçı söylemlere' değindi ve 'Atılmayan her adım süreç karşıtlarını cesaretlendiriyor' ifadelerini kullandı. Meclis'e sunulan Suriye-Irak tezkeresine de değinen Hatimoğulları, 'Eller namluda barış olur mu?' diye sordu.

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları grup toplantısında konuştu.
Konuşmasına Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğu ile başlayan Hatimoğulları, !Mahpusların bu süreçten ciddi beklentisi var. Kobane Kumpas davasında tutuklu arkadaşlarımız, Gezi tutsakları ve Ekrem İmamoğlu dahil tüm siyasi tutuklular serbest bırakılmalı' çağrısı yaptı.
Hatimoğulları konuşmasında, 'süreç karşıtı ırkçı söylemlere' değindi ve 'Atılmayan her adım süreç karşıtlarını cesaretlendiriyor' ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Genel Kurul'a gelmesi beklenen Suriye-Irak tezkeresine de değinen Hatimoğulları, 'Eller namluda barış olmaz' dedi ve muhalefeti tezkereye 'hayır' demeye çağırdı.
DEMİRTAŞ, İMAMOĞLU VE GEZ TUTUKLULARI SERBEST BIRAKILMALI
Hatimoğulları'nın konuşmasından satır başları şöyle:
"Barış tek tarafın adımlarıyla inşa edilemez. Devlet ve iktidar somut adımlar atmalı. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bütün Kobanê Kumpas Davası’nda tutuklu bulunan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bir saat dahi içeride kalmamalılar.
Mahpusların bu süreçten ciddi beklentisi var. Bu sürecin adı barışsa gerekli adımlar atılmalı.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi 31 Temmuz’da verdiği ihlâl kararının gerekçesini 17 Ekim’de açıkladı; Gezi davasında 18 yıl hapis cezası alan Tayfun Kahraman’ın başvurusunu kabul etti ve yargılamanın hakkaniyete uygun olmadığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirtti. Sadece Tayfun Kahraman değil; Osman Kavala, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Can Atalay da aynı hukuksuzlukla karşı karşıya. Daha yakın zamanda Osman Kavala, kendisine ziyaret için milletvekillerine izin verilmediğini duyurdu. Bu hukuksuzluklar derhal sonlandırılmalı; Gezi tutsakları serbest bırakılmalıdır.
CHP'ye yönelik operasyonların yanlış olduğunu her fırsatta ifade ettik. Ekrem İmamoğlu ve tüm seçilmişler derhal serbest bırakılmalı.
İktidar ve devlet başta yasal adımlar olmak üzere somut adımlar evresine bir an önce geçmeli.
Komisyonun önümüzdeki süreçte somut adımlara yoğunlaşmalı.
'ATILMAYAN HER ADIM SÜREÇ KARŞITLARINI CESARETLENDİRİYOR'
Meclis'in resmi hesabından yapılan Kürtçe paylaşım önemlidir. Meclis resmi hesabı Kürtçe paylaşım yapınca ülke bölündü mü. Hayır. Tam tersi. Tam tersi bu ülkede yaşayan milyonlar Kürt'ü tanımış oluyor, ana dillerine saygı göstermiş oluyor.
Irkçılar ve ırkçılıktan beslenenler demokratik adımlarda kaybeder. Bakın, atılmayan her adım, yaşanan her gecikme, süreç karşıtlarını cesaretlendiriyor. İşte görüyoruz. Sürecin ritmi düştükçe savaştan yana olanların cesareti artıyor.
Sistematik olarak barış karşıtı sesler yükseliyor. Peki kim bunlar? Bunlar yıllarca savaş siyaseti yapanlar ve bundan nemalananlardır. Şimdi barış bunların tüm varlık nedenlerini ortadan kaldırıyor. Meclis’te bu savaş hamasetini yapanları çok iyi görmemiz lazım.
DEM PARTİLİLERE ÇAĞRI: IRKÇILARLA ATIŞMA SARMALINA GİRMEYECEĞİZ
Bütün milletvekillerimize ve partililerimize çağrıda bulunuyorum; bu ırkçılarla atışma sarmalına girmeyeceğiz. Enerjimizi barış ve demokratik toplumun inşasına harcayacağız. Süreç kartışlarının tahrikine asla gelmeyeceğiz.
11'İNCİ YARGI PAKETİNE TEPKİ
Yeni bir AKP taktiği ile karşı karşıyayız. Bunun son örneğini 11’inci Yargı Paketi adıyla kamuoyuna sızdırılan taslakta görüyoruz. Kamuoyuna yansıyan bu taslakta toplumun adalet ve demokrasi ihtiyacını giderecek bir tek madde yok. Tam tersi antidemokratik uygulamalarda ısrar var, kadınlara, farklı cinsel kimliklerle saldırılar var. Kimin kendini nasıl tanımladığına, nasıl yaklaştığına karışmak devletin işi değildir. İnsanlara kimlik, inanç, cinsiyet, yaşam tarzı dayatmak devletin hiç işi değildir. Devletin varlık nedeni çatısı altında yaşayan her bir insanın eşit bir şekilde hukukunu korumaktır.
'ELLER NAMLUDA BARIŞ OLUR MU?'
Irak-Suriye tezkeresi bugün genel kurula gelecek. Fesih kararı alan PKK’ye ve sivil siyasi parti olarak Suriye’nin önemli siyasi aktörlerinden PYD’ye karşı ilk defa 3 yılı kapsayan sınır ötesi operasyon tezkeresi Meclis’e sunuldu. Tezkereci anlayış güvensizliği arttırmaktan başka hiçbir sonucu açığa çıkaramaz. Tezkere siyaseti 27 Şubat ruhuna uymuyor. Eller namluda barış olur mu? Biz bu tezkereye hayır diyeceğiz ve bütün muhalefeti bu tezkereye ‘hayır’ demeye davet ediyorum." (HABER MERKEZİ)