HDP’den suç duyurusu

Mardin Dargeçit’te Demirtaş’ı suçlu gösteren karara ilişkin HDP suç duyurusunda bulundu.

HDP’den suç duyurusu

HABER MERKEZİ - Mardin’in Daergeçit ilçesinde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutulduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nde kaleme aldığı ‘Cesaret Bulaşıcıdır’ şiirinin ve bir resminin yer aldığı afiş, örgüt propagandası gerekçesi ile kaldırılarak el konulmuştu. HDP Genel Merkezi Hukuk Komisyonu, hukuksuz işlemin iptali ve sorumluları hakkında işlem yapılması isteğiyle suç duyurusunda bulundu.

Mardin’in Dergaçit ilçesinde HDP İlçe Örgütü, Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş’ın şiirinin ve resminin yer aldığı afişi 2 Mayıs günü ilçe örgütü binasına asmışlardı. Afişin asılmasının akabinde polisler savcılık ile aralarındaki görüşme tutanağını dayanak göstererek, aynı gün saat 11.30 civarında şiirin yer aldığı afişi kaldırmış ve el koymuşlardı. İlçe yöneticisini ifadesine başvurmak için emniyete götüren polislerin parti yetkililerine verdikleri karar örneğinde yazılanları hukuksuz işlemin tescili olarak değerlendiren HDP avukatları, savcılık ile hukuksuz olduğunu belirttikleri işlemi yerine getiren polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Demirtaş’ın suçlu gibi gösterilip karar alınmasını hukuka aykırı olarak değerlendiren HDP Hukuk Komisyonu’nun yaptığı başvuruda, "Mahkeme, Demirtaş’ın şiirini ve fotoğrafını suç delili olarak tanımlanmış, söz konusu afişin ileride ispat aracı olarak kullanılabileceğini ifade etmiştir. Anlaşılması imkansız yasa dışı bu karar, hukuksuzluğun son örneği olarak kayıtlara geçmiştir" denildi.

HDP’nin suç duyurusunda yer alan ibareler şöyle:

"HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılaması henüz devam devam etmekte olup duruşması dahi yapılmamışken, Mahkeme ve savcılık makamlarınca peşinen suçlu ilan edilmiş olmasının hukukta yeri olmayıp, suçsuzluk karinesinin yargı eli ile nasıl yok sayıldığı ve bir temel ilkeye aykırılığın bu denli pervazsızca işlenmesi toplumun adalete olan güveni zedelemektedir.

Bu kararın siyasi bir müdahale ve yargıya siyasi baskı sonucu alındığı açıktır. Yargı, suçsuzluk karinesini hiçe sayarak ileride Selahattin Demirtaş'ın suçlu bulunması ihtimali üzerinden şimdiden delil toplama telaşına düşmüştür.

Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Devleti Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu ilkesi yer almaktadır. Hukuk Devletinde hukuk, iktidar partisi de dâhil olmak üzere tüm erklerden bağımsız ve tarafsız kurumdur. Bireyin suç işlemesi kadar devletlerin ve hükümetlerin de suç işlemesinin mümkün olmasından kaynaklı demokratik yönetimlerde devleti ve hükümeti denetleyecek mekanizmalardan birini hukuk oluşturur.

Ancak Türkiye’de yıllardır süregelen siyasi ve toplumsal olaylar karşısında, devlet bürokrasisinin hukuku kullanarak mevzilendiği konum, hukuk devletinin çok uzağında olduğumuzu göstermekte olup içinden geçtiğimiz bu süreçte somut olayda görüldüğü üzere hukukun siyasi iktidar tarafından nasıl araçsallaştırıldığı herkesin malumudur.

Belli ki, hakim ve savcılara siyasi iktidar tarafından şiir üzerinden Selahattin Demirtaş’ın kriminalize edilmesi istenmiş. Aksi takdirde tamamen hukuksuz bir tutuklama ile yargılama aşaması devam eden bir kişi hakkında, ilerde bu kişi ceza alacak ve o kişiye ilişkin eylem ve işlemler suça konu olacak diye ceza yargılamasındaki temel ilkelerden olan "geriye yürümezlik kuralına" rağmen şimdiden fikir beyan etmek tarafsız ve bağımsız bir hukukçunun kararı olamaz.

Öte yandan kolluk kuvvetleri de afişi kaldırarak yargının bu gayesine zemin oluşturmuş, Halkların Demokratik Partisi ve Eş Genel Başkanı’nı kriminalize ederek bir algı oluşturmaya çabalamıştır.

Demokratik toplumların olmazsa olmaz koşulu olan ifade özgürlüğü iç hukukta ve uluslararası hukukta düzenlenmiş ve koruma altına alınmıştır. İnsan Hakları Avrupa Sözleşme’nin 10. maddesinde yer alan düzenlemeye ve AİHM kararları doğrultusunda oluşmuş ilkelere rağmen bir şiirin engellenmesi düşünce ve ifade özgürlüğünün yargı eli ile ortadan kaldırılmasına örnektir.

İnsan Hakları Avrupa Sözleşme’nin 11. maddesinde "1. Herkes barışçıl bir biçimde toplanma özgürlüğü ile kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikalara girme hakkı da dahil, örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir. 2. Bu hakların kullanılmasına ulusal güvenlik, kamu güvenliği, suçun ve düzensizliğin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarının dışında, hukukun öngörmediği ve demokratik bir toplumda gerekli bulunmayan hiç bir sınırlama konulamaz. Bu madde, bu hakların silahlı kuvvetler, polis teşkilatı ve devlet idaresi mensupları tarafından kullanılmasına hukuka uygun sınırlamalar konulmasını engellemez." Sözleşme’nin bu maddesi, "barışçıl bir biçimde toplanma özgürlüğü" ve "örgütlenme özgürlüğü" olmak üzere, iki hakkı düzenlemektedir. Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu ve uluslararası düzenlemelerle koruma altına alınan siyasi partilerin örgütlenme hak ve özgürlükleri söz konusu karar ile ihalal edilmiştir. Ülkedeki diğer siyasi partiler Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi ve diğer pek çok parti merkezleri ile il ilçe örgütlerinin bulunduğu bina ve mekânlara genel başkanlarının afişlerinin ve söylemlerinin yer aldığı pankart ve afişler yer alır. Ayrımcı saikle siyasi partilerin işleyişlerine müdahale etmek, bizatihi o kurumun örgütlenmesinin varlığının önüne engel koymaktır. Bu nedenle genel kurallar ile çizilen sınırların dışında işleyişe müdahale etmek örgütlenme özgürlüğü ihlalidir.

Yukarıda sayılan nedenler doğrultusunda, siyasi partilerin örgütlenme ve propaganda özgürlüğüne müdahil olmak suretiyle tesis edilen işlemin hukuka aykırılığı açık bir şekilde görevi kötüye kullanma olarak yorumlanmalıdır. Bir siyasi partinin işleyişini zorlaştırmak, partiyi ve eş genel başkanını kriminalize etmeye çalışarak partiyi çalışamaz duruma getirerek "fiilen kapatma" müessesesini hayata geçirmek demektir. Bu demokratik işleyiş için kabul edilemez bir uygulamadır.

Tamamen hukuksuz olan, temel insan haklarını ve demokratik hukuk ilkelerini çiğneyen yargı eli ile meşrulaştırılmaya çalışılan bu siyasi kararı tanımak mümkün değildir."

HDP Genel Merkezi avukatları, suç duyurusunda, "ifade ve örgütlenme özgürlüğüne müdahale amaçlı el koyma işlemini gerçekleştiren yargı ve kolluk mensuplarının eylemleri dolayısı ile cezalandırılmasına karar verilmesini" talep ediyor.

selahattin demirtaş HDP Genel Merkezi