İmamoğlu memleketinden yanıt verdi: Ben Trabzon uşağıyım
İktidarın 'Pontus' ithamlarına Trabzon'dan yanıt veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İmamoğlu 'Ben Trabzon’un bir uşağıyım ve seçilmiş belediye başkanıyım' dedi.
ARTI GERÇEK-23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimlerinde CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan seçilmil belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, Trabzon’da halka seslendi.
Büyük bir coşku ve yoğun katılımın olduğu alanda binlere seslenen İmamoğlu, iktidar cephesinin günlerdir sürdürdüğü "Pontus" ithamlarına da buradan yanıt vererek, "Ben Trabzon'un uşağıyım" dedi.
İmamoğlu, Trabzon Atatürk Meydanı'ndaki halkla buluşmasından önce, kentte yayın yapan yerel bir gazeteye bayram ziyaretinde bulundu. Ardından Trabzon Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu'na geçen İmamoğlu, aralarında Trabzonspor'un eski başkanlarından ve teknik direktörlerinden Özkan Sümer'in de bulunduğu çok sayıda sporseverle bayramlaştı. İmamoğlu, federasyon girişinde alkışlarla karşılanırken, yerel kıyafetli kadınlar ve yurttaşlar İmamoğlu ile özçekim (selfie) fotoğrafı çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı.
Çok sayıda milletvekilinin de eşlik ettiği İmamoğlu, daha sonra hemşehrileriyle buluştu. Tranzon'da tarihi olduğu belirtilen günde, meydanı hınca hınç dolduran Trabzonlular, İmamoğlu'na, ''Her şey çok güzel olacak'', ''Trabzon seninle gurur duyuyor'' ve ''Ekrem Başkan'' tezahüratlarında bulunurken, İmamoğlu'nun aracı, konuşma yapacağı seçim otobüsüne, yaşanan izdiham nedeniyle zorlukla ulaşabildi.
10 BİNDEN FAZLA KİŞİ KATILDI
Saatler öncesinden dolan mitinge binlerce kişi katıldı.
İmamoğlu'nu Karadeniz ziyareti boyunca takip eden Artı TV Muhabiri Fatma Yörür, Trabzon'daki mitinge 10 binden fazla kişinin katıldığını söyledi.
İmamoğlu Trabzonlulara seslenerek şunları söyledi:
'Ne güzelsin benim doğduğum şehir Trabzon. Sizleri çok seviyorum. Bu güzel gönlümdeki sevgiyi, bu şehrin çocuklarına, gençlerine, kadınlara, ağabeylerime, ablalarıma anlatmaya söz yetmez. İyi ki varsınız. Bu kardeşiniz, sizinle bayramlaşmaya, bayramınızı kutlamaya geldi. Bayramınız mübarek olsun. Keşke imkan olsa, her birinizi tek tek kucaklasam. Ama şu anda bütün sevginiz ve dualarınız bana geldi, hissediyorum bunu. Hücrelerimde var. Dünyanın en mutlu, en bahtiyar insanıyım. Sizin adınızla bu şehrin bir doğmuş çocuğu, evladı olarak sizleri mahcup etmeme adına yol yürüyeceğime, ahlaklı, anlamlı ve idealist, bu güzel milletin, Türk milletinin kıymetli bir evladı olarak yol yürüyeceğime hepinizin huzurunda söz veriyorum.''
‘81 İLİN SELAMINI GETİRDİM’
''Ben, bu meydanda bu güzel coğrafyanın insanının yanı sıra Rizeliler, Artvinliler, Gümüşhaneliler de var, biliyorum. Bizi yalnız bırakmadılar, biliyorum. Bu meydana, çocukluğumda heyecanla milli bayramlarda yürüyüş yapmaya gelirdim. Bu yollarda tüm heyecanımla bir Türk çocuğu olarak yürürken, bayrağını ve milletini hisseden, Cumhuriyet'i benimsemiş, Atatürk'ün bir evladı olarak yol yürüyeceğim. Ne mutlu bana. 6-7 yaşından liseyi bitirene kadar bu güzel şehrin her anına eşlik etmiş, bütün gönlüyle burada var olmuş bir kardeşinizim. Akçaabat'ın 40 haneli Cevizli Köyü'nde doğmuş, Sera'da çocukluğu ve gençliği geçmiş, Pazarkapı Mahallesi'nde dedemle her sabah esnafına selam verip almasını öğrenen bir evlat olarak büyüdüm. Sonra burada Kanuni Süleyman İlkokulu'nda öğrenci oldum. Orada bu şehrin çocuk esirgeme kurumundaki çocuklarıyla büyümüş bir kardeşinizim. Köşk Ortaokulu'nda okudum. Sonra Allah nasip etti, bana göre dünyanın en güzel eğitim ocaklarından biri olan Trabzon Lisesi'nin evladı, öğrencisi oldum. Ben, tüm benliğini, kişiliğini burada elde etmiş bir kardeşinizim. Heyecanımla, ahlakımla, saygısı, sevgisi ve milletine olan bağlılığıyla sizi temsil ediyorum. Sizin evladınızım. Allah nasip etti İstanbul'a gittim. İstanbul'da herkesi, her semtini tanıdım. İstanbullu hemşehrilerime, 'Size Trabzon'un, Giresun'un, Ordu'nun, Artvin'in, Karadeniz'in selamı var' diyorum. Şimdi de ben size İstanbul'un, Diyarbakır'ın, Şanlıurfa'nın, İzmir'in, Tekirdağ'ın, Edirne'nin, Ankara'nın, Manisa'nın, 81 ilin insanının selamını getirdim. İstanbul'un selamını getirdim.''
‘SEÇİMİ KAZANMIŞ BİR BELEDİYE BAŞKANIYIM’
''Yola çıktığımız ilk günden itibaren milletimize, insanlarımıza hep güzel şeyler söylemek istedim. Kötü dilin hiç kimseye faydası yok. Bana anacığım derdi ki, 'Uşağum, kötü uşak olma.' Ben, Trabzon'un bir uşağıyım. Trabzon'un uşağı, kötü söz söylemez, milletine örnek olur. Ben, bu şehrin gençlerinin Ekrem Abisi'yim. Benim sorumluluğum büyük."
‘BİR AVUÇ İNSAN TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE ZARAR VERDİ’
"İstanbul'da seçimi kazanmış bir belediye başkanıyım. Ama bir avuç insan Türkiye'nin demokrasi sürecine sıkıntı verdi. Hep beraber bu süreci tamir edeceğiz. Bizim insanımız, demokrasiye, cumhuriyete ve özgürlüğe alışmış insanlardır. Bizim insanlarımız, yüreğinde, 'tam bağımsız Türkiye' diyen insanlardır. Biz süreci tamir ederken, birileri kötü sözler söyleyebilirler. Ben o laflara girmek bile istemiyorum. 'Çaldılar' diyebilirler, şunu diyebilirler, bunu diyebilirler. Hiçbir önemi yok. Biz, bu saatten sonra yapacağımız işe bakıyoruz.''
‘HALKIN EKMEKTEN SUDAN DAHA ÇOK ADALETE İHTİYACI VAR’
''Bir avuç insanın yaptığı yanlışlardan milletimizi kurtarmak istiyoruz. İlerleyen yıllardaki her seçimin tartışmalı hale geleceği bir sürecin arifesindeyiz. Kendimi bu yolda, İBB'nin yeni seçiminde yeniden seçileceğini bilen bir kardeşiniz olarak demokrasi mücadelesi vereceğim. Tüm hemşehrilerimizin desteğine ihtiyacım var. Bana dua edin. İstanbul'daki yakınlarınızla konuşun. Bu süreci hızla tamir edeceğim. İptal nedenini Ramazan ayının başında açıklayanlar, Ramazan ayının sonunda iptal nedeninin anlamsız olduğunu açıkladılar. Bu milletin ekmekten, sudan daha fazla ihtiyacı hak, hukuk ve adalet. Bu üçlü olmadı mı insanların yaşaması için bir anlam kalmıyor. Milletimizle beraber düzelteceğiz.''
‘18 GÜNDE ÇILDIRDILAR, 1800 GÜNDE DELİ EDECEĞİM’
''18 gün görevde kaldım. Bu süre içinde çok güzel mesajlar verdik. Yaptığımız hizmetlerle insanlarımızın gönlünde taht kurduk. 18 gün milletimizi mutlu ederken, birilerinin de aklını başından aldı. 18 günde çıldırdılar, ben var ya o bir avuç insanı 1800 günde deli edeceğim. O kadar güzel hizmetler yapacağım ki, şaşıracaklar. Bu süreçte, hep şunu savundum. Kardeşim hizmet yarışı yapalım. Millet 2024'e kadar İstanbul'u sen yönet dedi. Size de 2023'e kadar Cumhurbaşkanlığı yetkisi verdi. Ama bu arkadaşlar bundan anlamadılar. Ekrem aşağı, Ekrem yukarı. Milletin en büyük sorunu ekonomi değil mi? Aranızda işsizler var mı? E bunları çözelim. Birçok gencimiz işsiz. Onlar ne yapıyor, eski belediye yöneticilerine belediye, banka yönetim kurullarında makam arıyorlar.''
PONTUS İDDİALARINA TRABZON’DAN YANIT VERDİ: BEN TRABZON UŞAĞIYIM
İktidar cephesinin günlerdir sürdürdüğü ‘Pontus’ ve ‘Yunan’ iddialarına da memleketi Trabzon’dan "Ben Trabzon uşağıyım!" diyerek yanıt veren İmamoğlu, devamında şunları söyledi:
''Bu anlayış, tükenmişlik anlayışı. Üretemiyorlar. İnsanların önüne akılcı çözümler koyamıyorlar. Bu anlayışla, bu bir avuç insan bu süreci yönetemez. Bir dur diyeceğiz. Çünkü kibir, halkından uzak, insanlarıyla diyalog kuramayan anlayışa hep birlikte güle güle demeliyiz. Partizanlık yok. Partiler, hizmet için birer araç. Esas olan millettir. Bu anlayışın hakim olması, makamı yükseldikçe boynu bükülen anlayışı temsil ediyoruz. Bu anlayış kazanacak, göreceksiniz. Bütün bu dediğim işleri üretemeyen insanlar… Neymiş? Ekrem, Yunanmış, Pontusmuş, teröristmiş… Allah akıl versin. Köyümü ziyaret ederken sordular, ben dedim ki ben bir tek anamın kucağını biliyorum. Anamın babamın köyünün ocağını biliyorum. Allah akıl versin.
Sizin dualarınıza onların da ihtiyacı var. Akıl uçmuş. Ekrem'in inancıyla, etnik kökeniyle uğraşıyorlar. Etnik köken üzerinden insana hakaret edilmez. Ermeni, Süryani, Rum vatandaşına saygı duyan bir anlayışa sahibim. İnancıyla ilgili de ölçmeye çalışıyorlar. Size bakıyorlar, etnik kökeninizi, inancınızı ölçüyorlar. Bu ülkede 82 milyon vatansever var. Kötü yönetici örneklerini azaltacağız. İstanbul'dan gelenler geri dönmeli. Burada olanlar İstanbul'dakileri arayıp, konuşmalı. Partiler üstü süreç olduğunu anlatmalı. Bunu hep birlikte başaracağız. Asla yalnız yürümeyeceğimi biliyorum. Beni güçlü kılacağınızı biliyorum. Siz de bilin ki, bu yürekli kardeşiniz asal vazgeçmeyecek. İstanbul'un güzel gençleri, bana hep şunu söyledi: Ekrem Abi, bize umut ol. Sen çalış, çabala. Biz biliyoruz ki, her şey çok güzel olacak. Ben, doğduğum kentin insanlarına kalbimdeki tüm sevgiyi iletiyorum. Benim için dua edin.''
KONUŞMA BİTTİ, İLGİ SÜRDÜ