Kılıçdaroğlu: Ahlak varsa Kızılay yönetimi istifa eder

'Bunun adı vergiden kaçınmak değil, açıkça peçelemektir. Kızılay gibi 152 yıllık bir kurum çürümeye başlamışsa, devlet çürümüştür. Eğer ahlak varsa Kızılay yönetiminin istifa etmesi lazım.'

Kılıçdaroğlu: Ahlak varsa Kızılay yönetimi istifa eder

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin haftalık Meclis olağan grup toplantısında konuştu.

Elazığ depremine ilişkin izlenimlerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Depremin merkezi olan Sivrice Belediyesi'ne gittim, hastanelerde yaralıları ziyaret ettik. Ölümden dönmüş, enkazdan çıkmış kişinin hastaneye bana anlattığı dert ne biliyor musunuz? 'Çocuğum işsiz'. Enkazdan çıkmış biri bunu diyor. Siz nedir bu tablo diye sormaz mısınız?

Daha sonra taziyelere gittik, gerçek anlamda bir insanlık dramı var. Öyle sadece gidip başsağlığı dilemek değil mesele. 82 milyonun ortak beklentisi bu yaraları nasıl çözeriz? Bölge ile muhtarlarla da konuştuk. Sonra Malatya'ya da gittik, ziyaret ettik, dertlerini dinledik. Yaşanan bir tablo ve dram var. Allah kimseyi bir felaketle karşı karşıya getirmesin" dedi.

'604 KİŞİ ÖLDÜKTEN SONRA ÖNLEM ALDINIZ'

"Bölgeden ciddi eleştiriler de aldım. Deprem vergileri toplandı, vatandaş bunu soruyor, bana bunun cevabını verin dedim. Haklı soru. Efendim diyor ki 'Biz süratla ulaştık, çözüm için uğraştık' diyor. Doğrudur, özellikle AFAD'a teşekkür etmek isterim. Gittiğimiz her yerde Kızılay'ın değil AFAD'ın çadırları vardı" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Depremle mücadelenin iki önemli ayağı var. Burası deprem bölgesi, insanlar ölmesin diye tedbir alacaksın, binaların yıkılmasın insanlar ölmesin diye önlem alacaksın. Deprem vergilerini soruyoruz, "Cevaplamaya gerek yok, Bay Kemal'e mi soracağız" diyor. Ben sormuyorum, vatandaş soruyor, cevap vereceksin.

Van'da önlemi ne zaman aldın? 604 kişi öldükten sonra. 604 kişi ölmeden önce alacaktın önlemi. Deprem için yapılan evi sattın. Van'da harcadığından fazlasını aldın. Bunu Vanlılar biliyor."

ELAZIĞ VE MALATYA'NIN AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMESİ TALEBİ: İKTİDARDAN YANIT BEKLEDİK, MHP'DEN GELDİ

"Ortak bir talep vardı; Elazığ afet bölgesi ilan edilsin diye. Muhtarı da, insanı da. Biz de bunu söyledik. Malatya da dahil edilmek üzere ilan edilsin dedik. 'Efendim Kılıçdaroğlu siyaset yapıyor.' Biz iktidardan cevap verirken MHP'den yanıt geldi 'Biz onların hiçbir talebine el kaldırmayız. Bu bizim derdimiz değil."

'KIZILAY NASIL VERGİ KAÇIRMAYA PARAVAN BİR ŞİRKET OLUR?'

Toplantının büyük bölümünü Kızılay'ın Başkentgaz tarafından yapılan bağışı Ensar Vakfı'na 'bağışlaması' skandalına ayıran CHP lideri, konuya ilişkin şunları söyledi:

"152 yıllık kurum bu halde mi olmalı? Türkiye genelinde yüzlerce binlerce taşınmazı var Kızılay'ın. Kızılay gönüllü hizmet kuruluşudur. Yöneticilerinin de gönüllü olması lazım, yöneticileri astronomik maaş alıyorsa iş gönüllülükten çıkıyor artık. Gönüllü olması lazım.

Son günlerde gündeme gelen Kızılay'ın bir paravan kuruluş olarak kullanılması, Ensar Vakfı'na yapılan bağış. Kızılay zaten bağış alan bir kurum, Kızılay neden başka bir yere bağış yapıyor? Manhattan'da yurt adı altında gökdelen yapıyorlar. Amerika'nın en pahalı yeri burası. Öğrenciler kalacakmış. Yurtta öğrenciler mi kalacak, yoksa iktidar yandaşları geleceklerini orada garantiye mi alacaklar? Bizim Amerika'daki temsilcimiz araştırıyor bu konuyu. Bu para Türkfen Vakfı'na gelmiş mi diye. Hala böyle bir para yok ortada. Kızılay nasıl vergi kaçırmaya paravan bir şirket olur? Üstelik de bağışı yaptığınız yer de çocuk tacizinden sabıkalı olan bir yer."

KIZILAY YÖNETİMİNE İSTİFA ÇAĞRISI: KIZILAY ÇÜRÜMÜŞSE DEVLET ÇÜRÜMÜŞTÜR

"Gerekçeyi de Kızılay Başkanı veriyor. Bu vergi kaçakçılığı değil de 'vergi kaçakçılığı' diyor. Beyefendi vergi hukukçusu olmuş. Öğretmişler. Bu açıkça fakir fukaranın hakkının çalınmasıdır. Eğer Kızılay gibi bir kurum çürümeye başlamışsa, devlet çürümüştür. Bunun adı vergiden kaçınmak değil, açıkça peçelemektir. 152 yıllık bir kurumu kullanarak vergi kaçırmak yoluna giderseniz bunun vebali ağır olur. Eğer ahlak varsa Kızılay yönetiminin istifa etmesi lazım."

ABD VE İSRAİL'İN FİLİSTİN PLANI

"Bu barış anlaşması değil, savaş anlaşması, bir devleti yok etme anlaşmasıdır. Filistin sadece tarih açısından değil, bizim gençlerimiz için de önemli. Filistin davası için 1978’de üniversiteli gençlerimiz Filistin Halk Kurtuluş Cephesi saflarında çarpıştı. Halen mezarları orada. Filistin kendi topraklarında bağımsız ve işgalden arınmış bir şekilde yaşamak zorundadır. Filistin davası onurumuzdur."

DIŞ POLİTİKA: TAŞERONLAŞMA TEHLİKELİDİR

Suriye ordusunun operasyon düzenlediği İdlib'de topçu ateşine maruz kalan Türkiye askerlerinin hayatını kaybetmesine ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Dün Suriye İdlib’den acı haberler geldi. 8 şehit verdik. Kahraman ordumuzun, milletimizin başı sağ olsun. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun. Suriye konusunu yıllardır dile getiriyoruz. Bir sürü şey söylüyoruz. Akılda kalanlar 'Orta Doğu bataklığı'. Biz komşularla barış içinde yaşayalım diye özlem çekerken neden kavga ediyoruz. Dış politikanın milli olması lazım. Ülkenin çıkarları esastır dış politikada. Dışişleri Bakanlığı'nı niye kurduk biz?

Asarım keserimle bu işler olmaz. Dışişleri'nin ayrı bir dili, ayrı bir hukuku vardır. Eğer siz Dışişleri Bakanlığı'nı devre dışı bırakığ 'dış politikayı ben yöneteceğim' derseniz liyakatı devre dışı bırakırsınız. Elazığ depreminde kim bilgi verdi, jeoloji mühendisleri. O işi o bilir. Dış politika okumamış bir insanı dış politikanın ana sorumlusu haline nası getirirsiniz? Yazıktır, günahtır.

Dış politikada bilmemiz gereken bir gerçek daha var. Egemen güçler ateşi kendi elleriyle tutmazlar, maşa kullanırlar. Eğer Amerika ile Rusya arasında gidip gelirseniz, sizi kullanırlar.

Suriye coğrafyası, İdlib bizim açımızdan da çok önemli. İdlib dışında bir şey kalmadı orada. Kimin silah fabrikatörleri para kazanıyor? Türkiye'nin mi?, Suriye'nin mi? Hayır. ABD ve Rusya'nın. Alın birbirinizi öldürün diyorlar. Taşeronlaşma tehlikelidir."

SURİYE'DEN GELEN GÖÇ

"Suriyelilierin milletin başına bela olacağını söyledim. Ben alın Suriyelileri ateşe atın demiyorum. Trump diyor ki alın bunları. E sen al. Benden daha zenginsin, dünyanın egemen gücüsün. Cesaret edemiyor alamıyor, bizimkilere vatandaşlığa al bunları diyor. Bunlar da alıyor. Ben üzülmeyeyim de kim üzülsün.

Burda önlem alınması lazım. Terör insanları ülkeye girerse, milletin başına bela olursa faturayı millet ödeyecek."

HÜKÜMETE 5 SURİYE ÖNERİSİ

Hükümete Suriye ve İdlib meselesinde 5 öneri çağrısı yapan CHP lideri, önerileri şöyle açıkladı:

Hükümete 5 öneri, afedersiniz hükümet yok şimdi, Saray var. Saray yönetimine öneri:

1. İdlib'de konuşlanmış bulunan Mehmetçiğimizin can güvenliği her şeyden önemli. Suriye'de görev yapan tüm askerlerimiz güvenliğini sağlamak adına gereken tüm adımlar süratle atılmalı.

2. Soçi'deki mutabakatın yerine getirilmemesi nedeniyle İdlib yeniden değerlendirilmeli, sahadaki mevcut duruma göre yeni bir ateşkes şekillendirilmelidir.

3. Siyasi iktidar Suriye'de rejim değişikliğine yönelik siyaseti terk etmeli, silahlı gruplarla ilişkilerine son vermelidir.

4. İdlib'deki durum Türkiye'ye doğru yeni bir sığınmacı dalgasını hareketlendirmiştir. Sığınmacıların Suriye sınırları içerisinde oluşturulacak güvenli bir bölgeye yerleştirilmesi için Avrupa'nın da sorumluluk üstleneceği bir süreç başlatılmalıdır.

5. İdlib Suriye toprağıdır. Silah bırakmaya yanaşmayan gruplara karşı her türlü kararlılık gösterilmelidir.

Sakın şunları düşünmeyin. Bu olay oldu, tank paleti unutttuk. Hayır unutmadık. 15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan paraları unutmadık. Beşiktaş'taki terör saldırısında ölen polisler ve siviller için toplanan paraların nerelere gittiği konusunu unutmadık. Erdoğan'ın Kaddafi'den aldığı 250 bin doların hangi derneğe verildiğini öğrenemedik, onu takip edeceğiz ve sakın unutmayın, önümüzdeki hafta FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım. Bugün Suriye dolayısıyla giremedim."

kılıçdaroğlu CHP Grup Toplantısı