Komisyonun Öcalan ile görüşmesi... Temelli: Düzenli bir görüşme trafiği mümkün olabilir
Komisyonun PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesine dair açıklama yapan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli 'Bu, bir kereye mahsus değil; düzenli bir trafik ve müzakere görüşmesi mümkün olabilir. Bunların sağlanması bizim talebimiz' ifadelerini kullandı.

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Meclis’te gündemdeki gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasına Rojin Kabaiş dosyası ile başlayan Temelli, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) gerçekleri örtbas ettiğini belirtti.
Temelli, “Adeta insanlara karşı işlenen suçlarda; özellikle bu suça müdahil olmuş olan kamu görevlileri varsa ki bu olayda bu şüphe çok yüksektir. Çünkü daha Rojin’in cansız bedeni hastanedeyken valinin açıklamasından biliyoruz. Vali dedi ki ‘bu olay intihardır.’ Oysa şimdi anlıyoruz ki intihar falan değil. Neyi örtbas etmeye çalışıyorsunuz, neyi saklamaya çalışıyorsunuz?” diye sordu.
2026 BÜTÇE TEKLİFİ
Meclis’e 17 Ekim’de sunulması beklenen 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne dikkat çeken Temelli, bu güne değin getirilen bütçelerin tamamının toplumsal barışı dinamitlediğini söyledi.
Türkiye’nin yüzde 80’inin yoksulluk sınırının altında yaşamını sürdürdüğünü dile getiren Temelli, “Açlık sınırı rakamları ortadadır. Açlık sınırı 30 bin liradır. Bugün asgari ücretin 22 bin lira, açlık sınırının 30 bin olduğu bir yerde durumun ne kadar vahim olduğunu varın siz düşünün. Şimdi bu konularda bir iyileşme yapılması gerekiyor. Bu tablo dikkate alınarak bütçenin hazırlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
'SAVAŞIN DEĞİL BARIŞIN BÜTÇESİ OLMALI'
Temelli, devamında şunları belirtti:
“Savaş bütçeleri hazırladılar. Silaha yatırım yaptılar. Barış bütçesi demek, İHA ve SİHA'ya kaynak ayırmak yerine gençlere kaynak ayırmak demektir. Gençlerin eğitim hakkına ayırmak demektir. Her sene bütçeden yüzde 13 faize kaynak ayırmak yerine, bu kaynakları kadınlara ayırmak gerekir. Neden? Şimdi dönem değişiyor. Bir sürecin içindeyiz. Herkesin artık çatışmaların sonlanmasını, savaşın bitmesini beklediği bir dönemdeyiz. Demek ki bu beklentileri karşılayacak bir bütçe aklıyla da yüzleşmemiz, karşılaşmamız gerekir. Nasıl bir bütçe olmalı? Halka yönelik, halkın ihtiyaçlarını gideren; sermayeyi değil, toplumu önceleyen; ama diğer taraftan da barışın bütçesi olmalıdır.
İNFAZ YASASINDA EŞİTLİK
İnfaz yasasında bir an önce eşitlik sağlanmalıdır. İdari ve Gözlem Kurulları’nın keyfi uygulamalarına son verilmelidir. Hasta tutsaklar meselesinin kalıcı bir şekilde çözülmelidir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası denen dünyanın hiçbir yerinde görmemizin mümkün olamayacağı düzenlemenin ortadan kaldırılmalı ve tabii ki bir an önce umut hakkı tanınmalıdır.
‘KOMİSYON ÖCALAN’LA GÖRÜŞMELİ’
Meclis’teki komisyon Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerekiyor. Bir heyetin İmralı’ya gitmesi gerekiyor. Bunun bir an önce programlanması lazım. Gidecek olan heyetin belirlenmesi lazım. Tabii ki bizim temennimiz güçlü bir heyetin, herkesin temsiliyetinin sağlandığı bir heyetin oluşması. Öncelikle grubu olan partiler, hatta grubu olmayan partilerden de temsiliyet söz konusu olabilir. Bu, bir kereye mahsus değil; düzenli bir trafik ve müzakere görüşmesi mümkün olabilir. Bunların sağlanması bizim talebimiz.”
MECLİS'TE SLOGAN KRİZİ
Sezai Temelli, DEM Parti grubunda atılan sloganlardan sonra kamuoyundaki tartışmaya ilişkin de şöyle konuştu:
“Biz bu çatı altında çok slogan duyduk, hatta burada dile getiremeyeceğimiz sloganlar duyduk. O gün grup toplantımızda atılan sloganların içinde ne hakaret vardı ne de suç unsuru vardı. Duygusal bir andı, bir yürüyüş gerçekleştirmiş ve bunu Ankara’da nihayete erdirmiş ve grup toplantısında bir araya gelmiş arkadaşlarımız aslında 'umut hakkı'nı, Sayın Öcalan’ın çalışma ve yaşam koşullarını ve özgürlüğü hakkını savunmak adına böyle bir sloganı dile getirmişlerdir. Bu slogan üzerinden kıyameti koparmak siyasetin sefaletini gösteriyor. Siyaset üretemeyenler bu tür münakaşalar içinde boğulmaya devam ediyorlar. Bu Meclis yangına körükle gidemez, yangını söndürmek zorundayız.” (MA)