Özgür Özel: Siyasette Ufuk Uras’tan daha aktif aktörler var
Seda TAŞKIN
ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da gazetecilerle bir araya geldi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Özel, Bahçeli’nin açıklamalarına ilişkin “İlk açılım sürecindeki gibi bir toplumsal taban bulmadı çünkü Devlet Bey sonda da söylenmeyecek bir şey söyledi. Devlet Bey olmadık bir yerden başladı meseleye ve olmamasıya gidiyor” açıklamasında bulundu. Devlet Bahçeli ve Ufuk Uras görüşmesine ilişkin ise siyasette daha aktif daha aktif aktörlerin olduğunu söyledi.
‘İLK AÇILIM SÜRECİNDEKİ DESTEK YOK’
Özel, “İktidarın Kürt sorununu ortaya atıp seçmenini konsolide etmeye çalıştığı noktada CHP ne yapacak?” sorusuna, “İlk açılım sürecindeki gibi bir toplumsal taban bulmadı çünkü Devlet Bey sonda da söylenmeyecek bir şey söyledi. Devlet Bey olmadık bir yerden başladı meseleye ve olmamasıya gidiyor. Şimdi Tayyip Bey ’destekliyorum‘ diyor ama Devlet Bey'in söylediği cümleleri söylemeden Devlet Bey'e destek veriyor, aralarında sorun olmadığını söylüyor” dedi.
Devletin muhatap kabul ettiği vakıfların da kendi yaklaşımlarına destek verdiğini belirten Özel, şöyle konuştu:
“Devletin muhatap kabul ettiği, bütün protokolde yer verdiği üç derneğin başkanı ve yöneticisiyle konuştum. Hepsi diyor ki ’sizin çizginiz doğru çizgi. Toplumsal mutabakat olursa bağrımıza taş basarız. Yeter ki yeni şehitler gelmesin, başkalarının canı yanmasın ama sizin dediğiniz gibi. Öbür türlü siyasi hesaplarla yapanlara hakkımızı helal etmeyeceğiz. Toplumsal mutabakattan anladığım şu; bir gün Meclis’te bir masa kurulursa şehit aileleri gelecek pozisyonlarını söyleyecekler. Son gün bir karar verilmeden önce en son onları diyeceğiz. Onlar ‘he’ diyorsa ben de ‘he’ diyeceğim. Yankı Bağcıoğlu, genel başkan yardımcımız Türkiye'deki 36 şehit yakını ve gazi derneğini gezdi. 36’da 36 CHP’nin tutumunu desteklediklerini söylediler.”
‘ERDOĞAN BAHÇELİ İLE İLGİLİ MESELEDE TEDİRGİN BEKLİYOR’
“Cumhur İttifakı ısrarla iki liderin arasında tam bir mutabakat olduğunu söylüyor. Bu mutabakatı nasıl okuyorsunuz?” sorusuna Özel’in yanıtı şöyle oldu:
“Bizim partimizin pozisyonu bunu tahmin edecek bir pozisyon değil. Ama şöyle; Erdoğan, Bahçeli ile ilgili meselede halen tedirgin ve bekliyor. Çünkü Bahçeli’nin ortaya koyduğu mesele, çatışmalı süreçlerin çözümlenmesi, terörün bitirilmesine yönelik evrensel birikimlere uygun bir tutum değil. İnsanlık 3 bin yıldır cerrahi yapıyor. Birisinin tahlilinde belli değerleri yüksekse ve ultrasonda da belliyse apandisit riski olduğu, patlamadan apandisiti alıyorlar. Ameliyat kıyafetini giydiriyor, götürüyorlar. Bir sıvı desteği sağlıyorlar. Bir oksijen desteği sağlıyor, uyuşturuyorlar. Üç delik açıyorlar. Robotik cerrahi ile sıfır risk ile apandisiti alıyorlar. Şimdi Devlet Bahçeli diyor ki ‘Ben Vikinglerin yaptığı gibi yapacağım. Kamamı çıkartacağım, yaracağım, kendi ellerimle alacağım’. Bodoslama girdi.”
‘BAHÇELİ’NİN ÖNERİSİ EVRENSEL DENEYİMLERLE UYUMLU DEĞİL’
“Dünyanın her yerinde terörün bir toplumsal sorunun ve o soruna yeterince demokratik alanda yanıt verilmemesi sonucunda ortaya çıktığı ve bunun kalıcı çözümünün sorunu kökünden halletmek olduğu kabulü var” diyen Özel, “Ama şu anda bu iktidar ’Kürt sorunu yoktur’ diyecek noktaya savrulmuştur. Siz bunu dedikten sonra herhangi bir demokratik açılım, insanların sorun diye dillendirdiği meseleyi anlamaya çalışmadan sadece ‘Ben birini getireceğim. Kürsüye çıkaracağım o da ‘silah bırak’ diyecek. Buna inanın’ meselesi evrensel deneyimlerle uyumlu değil. Ayrıca Türkiye'de bu sorunu reddederek bir çözüm olmayacağına inanan hiç kimseyi heyecanlandırmıyor. Kimse inanmıyor” dedi. Özel, “O yüzden samimiyetine inanamıyorsun. Çünkü sorunu görüp çözmek istediği sorunun varlığını inkar ediyor” dedi.
‘SİYASETTE UFUK URAS’TAN DAHA AKTİF AKTÖRLER VAR’
Devlet Bahçeli'nin, Ufuk Uras'la yaptığı görüşme de CHP Liderine soruldu. “Bahçeli Ufuk Uras’la görüştü ve ‘artık barışmak lazım’ dedi. Samimi buluyor musunuz?” sorusuna Özel şu cevabı verdi:
“Bunu söyleyebileceği Ufuk Bey’den daha aktif aktörler var siyasette. Devlet Bey siyasette kavgayı, sağ- sol çatışmasını ya da birtakım gerginlikleri düşürmek istiyorsa Ufuk Bey’den daha etkili olabilecek aktörler var. Ya da ortaya söylemeli. Devlet Bey’in yaptığı çıkış memlekette infiale yol açtı. Herkes kızıyor. Şehit aileleri de söylüyor sokaktaki insan da söylüyor. Anketler de söylüyor. MHP’lilere soruluyor; ‘Devlet benim çıkışına Erdoğan destek vermeli midir?‘ diye. MHP’lilerin yüzde 70’i ‘vermemelidir‘ diyor. CHP’nin de desteklemesini istemiyor. ‘Bizim Genel Başkan bir şeyler yaptı. Aman siz uymayın’ diyen bir MHP tabanı var.”
'BAHÇELİ KENDİ TABANINA SÖYLÜYOR'
Sahada Devlet Bey’in ayakta alkışlandığı bir pozisyonun olmadığını söyleyen Özel, “O yüzden ’tek de kalsam ‘diye videolar paylaşıyor. Herkes Tayyip Bey’e yoruyor. Yok, kendi tabanına söylüyor. MHP’nin elitleriyle MHP’nin tabanı arasında ciddi bir makas açıldı” dedi.
Özel, “Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt otonom devlet yapısında anlaşıldığı, Türkiye'nin de buna onay verdiği, Türkiye'de kırılma olmasın diye Öcalan çıkışının gerçekleştirdiği yorumlarına ne dersiniz?” sorusuna ise “Ben de bu bilgiler yok. Temel motivasyon Erdoğan’ı bir daha seçtirmekse dediğimiz boyutlarda bir çerçevesi olduğunu düşünmüyorum” açıklamasında bulundu.
‘MESELENİN TEĞMENLERLE İLGİSİ YOK, TAYİP BEY İLE BENİM ARAMDA’
Özgür Özel'e, mezuniyet töreninde 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganı attıkları için açılan soruşturma da soruldu. Teğmenlerle ilgili kararın bir ay içinde verilmesi bekleniyor. İhraç dışında bir durum şu an için gözükmüyor yorumu yapılıyor. Ne gibi bir yol izleyeceksiniz?" sorusuna Özel şu yanıtı verdi:
“Ben ihraç edilmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu meselenin sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın kutuplaştırma siyasetine alet edilmek üzere yapıldığı ve suçsuz insanların, gencecik teğmenlerin, özellikle birincilikle bitiren Ebru Eroğlu’nun severek girdikleri o okuldaki heyecanının Tayyip Bey'in kutuplaştırma ihtiyacına feda edilecek olmasından çok üzüntü duyuyorum gerçekten.”
“Meselenin ne Ebru’yla ne diğer teğmenlerle ilgisi yok. Mesele Tayyip Bey'le benim aramda” diyen Özel, “Tayyip Bey Cumhuriyet Halk Partisi'nin 31 Mart zaferi ve sonraki seyri için sürekli ‘Bu süreç CHP ye yarıyor. Sizin eski CHP’ye döndürmeniz lazım’ diyor, Onun için nasırımıza basıp duruyor. Yani nasır arıyor basacak. Onun için elverişli bir alan ve bu meseleyi mümkün mertebe ‘cunta’, ’darbe girişimi’ diyerek 28 Şubat sürecine doğru çekme gibi bir gayreti var. Mağduriyet ve siyasi bir avantaj elde ettiklerini düşünüyorlar” açıklamasında bulundu."
'TEĞMENLER GERİ GELDİĞİ GÜN ONLAR GİDER'
"Mustafa Kemal'in askeriyiz’ 25 yıllık, 28 yıllık bir laf değil. Tabii ki Mustafa Kemal'in askeri olacaklar. Meselenin tam ortasında Ebru Teğmen duruyor ama bir tarafında ben varım, bir tarafında Tayyip Bey var. Arka planda da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyen bir zihniyet var. 28 Şubat sürecindeki gerilimler gibi gerilimler üretmeye çalışıyorlar. Oradan beslenmeye çalışıyorlar, o imkanı ona vermeyeceğiz. Teğmenler diyelim ki atıldılar. Biz onlara nasıl sahip çıkmamız gerekiyorsa çıkarız. Günü geldiğinde de geri alırız. Teğmenler geri geldiği gün onlar gider, bu kadar net”
‘YUSUF TEKİN BUNU TEK BAŞINA YAPIYOR OLAMAZ’
Özel'e, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kendisine yönelik sözleri de soruldu "Yusuf Tekin'in ‘CHP camileri ahır yapacak’ söylemi de kutuplaştırma amacına mı hizmet ediyor?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Yusuf Tekin bunu tek başına yapıyor olamaz. Bunu tek başına yapıyorsa, bakanlıktan alınmamak için bir polemiğin tarafı olup da ‘Beni Cumhurbaşkanı savunmak zorunda kalsın’ diye bir uyanıklık yapıyorsa onu bilmem. Bir adam bu kadar şuursuz olabilir mi? Bunları belli bir şuurla yapıyor. Hepsi bir bütünün parçası. AK Parti’nin sorunu şu; Sahaya çıktığımız günden beri gündemi biz belirliyoruz. 31 Mart’ta Tayyip Bey ilk kez yenildi Her şeye rağmen bir hat tutturduk. İyi de gidiyor bunu. O da görüyor. Önce Anayasa sisi indirdiler. Sonra ‘İsrail bize saldıracak’ dediler. Şimdi de Devlet Bey'in hamlesiyle yeni bir makro gündem. Şunu söylüyorlar, gündemi belirleyen kazanıyor. CHP gündem belirleme imkanına sahip, geri kazanmak için her yolu deniyorlar. O yüzden de attıkları her adıma bu filtreyle bakmak gerekiyor.”
‘MUHALEFET PARTİLERİNİN KARARLI VE SAKİN OLMASI LAZIM’
“Ortaya attıkları bu argümanlar karşılık buluyor mu?” sorusuna ise Özel, “Karşılık bulmadığını sahada görüyorum. Bunlar tutmadığı için de hep daha büyüğüne yelteniyorlar. Burada muhalefet partilerinin birbiriyle iletişim halinde, birbiriyle dayanışma halinde ve bu iktidarı değiştirme motivasyonunu kaybetmeyecek, topluma kaybettirmeyecek bir kararlılıkla ve sakinlikte olması lazım” açıklamasında bulundu. Özel, şöyle devam etti:
“Bu iktidar gideceğini gördü ve panik halinde. Buna karşı kararlı ama sakin olmak lazım. Sürekli aynı gündeme dönmek lazım. Bütün kamuoyu araştırmalarında ilk soru ülkenin sizce en yakıcı soru nedir? İlk dördü ekonomiyle ilgili oluyor. Ekonomi, hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik; dördünün toplamı yüzde 80. Birinci kaygıyı güvenlik ve terör yaptığınızda işler değişebiliyor, ona oynuyorlar. Bu oyuna gelmemek lazım.”
‘MİT BAŞKANINA 15 SORU SORDUK, YANITLAYAMACAĞI SORULARI SORMADIK’
“MİT Başkanı ile görüşmenize dair hangi bilgileri verebilirsiniz? Örneğin Öcalan’ın da isminin geçtiği son sürece dair sorularınız oldu mu?” sorusuna ise Özel, şu yanıtı verdi:
“15 sorumuz vardı merak ettiğimiz. Bunların dokuzuna yanıt verildi, altısına verilmedi. O 6 soruyu da be sayın başkana yönelttim, o da o sorulara samimiyetle ve olabildikçe açıklıkla yanıtladı. Ben MİT’i siyasi tartışmaların içine çekmemeye ve yanıtlayamayacağı sorular sormamaya özen gösterdim. ‘Abdullah Öcalan'la gizli bir pazarlık var mı? Sorusu MİT’in yanıtlayamayacağı, yanıtlarsa da yanıtını tatmin etmeyeceği bir soru. O yüzden biz MİT’e inanarak, güvenerek cevaplayabileceği sorular sorduk, ‘Abdullah Öcalan'la gizli bir pazarlık var mı?’ gibi gündelik siyaset için çok elverişli bir polemik alanına MİT’i sokmadık. O sorunun cevabını merak da etmedik. O soruya MİT cevap veremez. O soruya verdiği cevabın doğru olduğunu sorgulayacaksan zaten o soruyu sormayacaksın. O sorunun bir tane muhatabı var Türkiye’de çıkacak konuşacak.”
‘BİZİM ADAY SORUNUMUZ YOK, SENİN ADAYIN KİM?’
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasında cumhurbaşkanlığı adaylığı nedeniyle sorun olduğu iddiaları da Özel'e soruldu. “Mansur Yavaş’la Ekrem İmamoğlu arasında bir problem olduğuna dair bir inanış var. Bu iki ismin ilerleyen zamanda karşı karşıya gelmesi gibi bir tehlike görüyor musunuz?” sorusuna Özel’in yanıtı şu şekilde oldu:
“O iki ismin kavga etmesi, didişmesi gibi hayaller kuran, CHP'nin başarısızlığını kendi başarısı olarak gören bir iktidarla karşı karşıyayız. Bunun için hem sosyal medyada hem konvansiyonel medyada ciddi gayret, emek ve para harcıyorlar. Bu iki ismin de cumhurbaşkanı adaylığına yakıştırılıyor olması ve ikisinin de Erdoğan’ın çok önünde çıkıyor olması hiç kötü bir şey değil. Cumhuriyet Halk Partisi'nin an itibariyle bir aday sorunu yok. Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı belirleme gündemi var önünde. Oysa Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir aday sorunu var. Erdoğan diyor ki, ‘seçimler zamanında yapılacaktır’. O zaman sen aday değilsin. O zaman esas soru şu ‘senin adayın kim?’ Eski İçişleri Bakanı mı, yeni içişleri bakanı mı? Eski MİT müsteşarı mı, yeni MİT müsteşarı mı? Damatlardan hangisi? Böyle bir sorunla karşı karşıya Tayyip Bey.”
‘BEN CUMHURBAŞKANI ADAYI DEĞİLİM VE OLMAYACAĞIM’
Cumhurbaşkanlığı için aday olamayacağını yineleyen Özel konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz, günü geldiğinde bir aday belirleyeceğiz. Şu anda adı geçen arkadaşlar ikisi de kazanıyor. Orada bir sorun yok ama adayı belirlerken ben tek seçici olmayacağım. En doğru adayın belirlenmesi için en doğru yöntemi tercih edeceğime dair ilk adımı kendim attım. Ben girdiğim ilk yerel seçimi kazandım. Şimdi girdiğim ilk genel seçimi kazanmak gibi bir sorumluluğum var. Bunu yaparsam ben zaten tarihe geçeceğim. Bunun önündeki bütün engelleri kaldırmam lazım. Birinci engel kendimim. Genel Başkanın kendi adaylığı bütün denklemi karıştırabilir. Ben kendim aday olmamaya karar verdim o yüzden. Partide ‘Özgürcüler’ Özgür Özel'in seçim gecesi bir kez daha zafer konuşması yapmasını istiyorlar. Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim ve olmayacağım. Olduğun anda denklem karışıyor.”
‘ADAY KARARINI TEK BAŞIMA VERMEYECEĞİM, ÖNEMLİ OLAN İCRAATI İYİ YAPMAK’
Özel, “İmamoğlu ve Yavaş’ı aday tartışmaları yükseltmedi. Onları yaptıkları icraatları yükseltti. O yüzden başarılı belediyecilik çalışmalarına devam etmeleri ve aday tartışmalarının dışında kalmaları doğru. Önemli olan icraatı iyi yapmak. Halka iyi hizmet etmek, halkın yanında olmak. Böyle devam ederse de adayı belirleme sürecinde tüzüğümüzde çok elverişli bir madde var. Bütün üyeleri sormayı da, halk yoklaması yapmayı da içeriyor. Ben tek başıma bu kararı vermeyeceğim” dedi ve şöyle devam etti:
'PARTİNİN GENEL BAŞKANLIĞI DIŞINDA HİÇBİR POZİSYONA SAHİP DEĞİLİM'
“Bu kavgadan çok medet uman var. Oysa bizim bir koltuk kavgamız yok, olmaması da lazım. Seçimi kazandığımızda hem Türkiye kazanacak hem hep birlikte kazanacağız. Seçim gecesi oyun bitmiyor. Zorluklar bitiyor, çok umutlu, hepimizi heyecanlandıran yeni bir süreç başlıyor. Ben o süreçte, o akşam partinin genel başkanlığı dışında hiçbir pozisyona talip değildim. O gün geldiğinde o karar verilir. Bizim Ekrem Bey'le birlikte çıktığımız bir yol var. Biz dedik ki ‘Önce partiyi sonra Türkiye'yi değiştireceğiz’. O yol yürüyüşünde bizim Ekrem Bey’le aramızdaki ilişki iki yol arkadaşının, iki partilinin çok ötesinde bir ilişki. Geçmişten gelen, güvene dayanan ve şimdi her zor kavşağı başarıyla ve birlikte aşan bir sürecimiz var. Mansur Bey'in de toplumda bulduğu bir karşılık, bir değer var.”
Özel, “Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın birlikte fotoğraf vermesini nasıl okumamız gerekir?” sorusuna ise şöyle yanıtladı:
“Ekrem Bey ve Mansur Bey’in bir araya gelmelerinden benim önceden haberim vardı Onu birlikte konuştuk. Ekrem Başkan az bir şey yapmadı. Sonuçta ikisi ciddi bir şekilde tartışılırken İstanbul‘dan kalktı geldi, randevu aldı ve Mansur Başkan’ı gitti. Çıkışta da çok güzel bir açıklama yaptı. Sonra da Genel Merkezimizde açıklama yaptı. Öyle bir başına değil, yanında genel sekreterimiz eşlik ederken bir açıklama yaptı. Yani o açıklamayı kurumsal olarak da sahipleniyoruz. O vurgu odur. O açıklamayı, o tutumu kurumsal olarak da sahipleniyoruz. Önümüzdeki günlerde, birkaç hafta içinde Ekrem Bey, Mansur Bey, ben bir araya geleceğiz.”
‘TRUMP’LA KİŞİSEL İLİŞKİLER YERİNE AMERİKA’YLA KURUMSAL İLİŞKİLER KURULMALI’
ABD seçimleri de gazetecilerin gündemindeydi. “Trump’ın seçilmesi ve yeni kabinesi bir hayal kırıklığı mı yoksa tam tersi mi?” sorusuna ise Özel, şu yanıtı verdi:
“Trump çok öngörülebilir biri değil ama Trump ve Erdoğan arasındaki kişisel ilişkilerden geçen dönem zarar gördük. Bu yüzden benim Erdoğan'a çağrım; Türkiye'nin çok deneyimli dış politika kadroları var, diplomasi kadroları var. Onlara da alan açarak doğru analiz etmek gerekiyor. Bazı fırsatlar da olabilir. Örneğin Ukrayna'da savaşı bitirme iradesi önemli bir irade. Türkiye’nin oradaki denge politikası önemli ama o denge politikasından Türkiye şu anda zarar görmüyor, kâr etmiyor. Kâr etmesi için bu savaşın bitmesi lazım.”
Özel, şöyle devam etti:
“Ama Trump’ın ortaya koyduğu içeride güçlü olma, içe kapanma, her yere karışmama, her yerde para harcamama meseleleri doğru analiz edilip Trump'la kişisel ilişkiler yerine Amerika'yla kurumsal ve diplomatik ilişkiler güçlendirilerek bu sürecin yürütülmesi lazım. Bu süreç Trump’ın hoyratça tutumlarına karşı aynı hoyratlıkla gidince daha büyük felaketlerle karşılaşacağız. Endişem var. Ben Erdoğan'a diplomasi, kurumsal ilişkiler ve bir miktar tedbirli bir süreç öneriyorum. ‘Her şeyi Trump'la halledebilirim‘ diye düşünüyorsa oradan başımıza büyük işler geliyor.”