'Parkın içinde eğlence dışında korku var'
Maçka Parkı'nda nöbete her yaştan ve meslekten insan katılıyor. Ortak görüş: Adalet herkes için sağlanıncaya kadar direniş devam etmeli. Ortak sorun: Nefes alamıyoruz.
!['Parkın içinde eğlence dışında korku var'](https://i.artigercek.com/2/1280/720/storage/old/news/10226.jpg)
Fatma YÖRÜR
İstanbul'da Adalet Nöbeti'nin en renkli noktası Maçka Parkı'ndayız. Nöbette üçüncü gün ve hafta sonu nedeniyle park daha kalabalık. Parkın her bir yanına dağılmış nöbetçilere soruyorum, "Neden buradasınız? Umudunuz var mı?"
"Direniş umut veriyor" diyorlar ve "Umut olmasa burada olmazdık" diyorlar. Ve herkesi parklara sokaklara çağırıyorlar.
Eylem alanının çevresinde oturan gençler var. Gençlere yaklaşıyorum. Nöbet için mi buradasınız?
"Hayır nöbet için gelmedik. Biz her boş vaktimizde buraya gelir arkadaşlarla muhabbet ederiz. Ama bu kez gelirken etraftaki polis kordonu, etrafı saran tipler, burayı öyle bir çembere almışlar ki, dedim 'demek ki doğru bir şey yapılıyor'. Bakın korkmuşlar çünkü çok açık değil mi? Bana sorsalar parkta halay çekerek bir değişmez derdim ama parkın dışında o korkuyu gördüm ya, demek ki böyle başlıyor. Çünkü parkın içinde eğlence dışında korku var.
"UMUDUM BU ÜLKENİN DEĞİŞMESİNDE KATKIM OLSUN"
Süreci ve nöbeti nasıl değerlendiriyorsun?
Berfin Güven: Ülkenin şu anki sürecinden aydınlık günlere çıkacağız. Nöbet gayet güzel.
Günlük hayatından neler etkileniyor? Seni buraya çeken ne?
Berfin Güven: Beni buraya çeken şey birlik olursak daha güzel şeyler olacak, daha kalabalık olursak bir arada olursak değiştirebiliriz. Günlük hayatta beni her gün içeri alınan gazeteciler milletvekilleri etkiliyor. Kimse artık işini yapamıyor. Gazeteciler işini yapamıyor. Ben aslında gazetecilik okumayı çok istiyordum onu bölümlere ekleyemedim bile gazetecilik eklemedim. Siyaset okuyorum şimdi, umudum bu ülkenin değişmesinde katkım olsun.
Hatice Öktem: Çok yerinde bir karar.
Ne bekliyorsunuz buradan?
Hatice Öktem: Adalet.
Nasıl gelişecek süreç?
Hatice Öktem: Çok büyük ses getirmesini bekliyoruz. Her gün daha artan bir tepki bekliyoruz. Biz de gidip sokakta karşılayacağız Kılıçdaroğlu’nu. Artık evde oturma vakti değil sokaklarda olma vakti ve sokaklarda olacağız.
Hatice hanımın eşi Bülent Bey ekliyor ve:
Bülent Öktem: Ak Parti iktidarının korktuğu şey tepki. İlk önce bir hamle yapıyor eğer tepki gelmezse hamleye devam ediyor. Eğer tepkiyi görürse de hamleden geriye dönüyor. Ama artık parça parça yürümek yerine tepkiyi topyekün göstermek lazım. Benim gönlümden geçen tüm hayır bileşenlerini burada görmek. Bir çığ gibi olacak bu hareket her şehir her kurum katılacak diye umuyorum uzun bir süreç bu. Gandi’nin büyük yürüyüşüne benzetiyorum ben ve inşallah sonu da öyle olur.
Hatice Öktem: Demirtaş’ı da unutmamız lazım sadece Enis Bey için burada değiliz. Tüm adaletsizlikler için buradayız.
Sevgi Çınar: Anadolu Yakası’ndan geliyoruz biz her gün. Biliyoruz ki bu işte de kadınlar değiştirecek. Evini temizleyen kadın sokağı da temizleyecek. Sokakta değişecek artık bu iş. Benim içim şuna yanıyor. Ben yıllardır adalet arıyorum. Yıllardır sürüyor bu mücadele. Bir gün huzur yüzü görmedik.
Kimileri isimlerini paylaşmak istemiyor. Saygı duyuyoruz ve görüşlerini alıyoruz.
Bir kadın emekli ve nöbet için gelmiş: Çok iyi yaptı keşke daha önce yürüseydi adalet daha önce gelecekti. Bizi buraya getiren birlik beraberlik olsun diye geldik çocuklarımın torunlarımın geleceği için buradayım. Milletvekillerimiz ve bütün gazeteciler içeriden çıkıncaya kadar buradayız direneceğiz.
Başka bir kadın: Hepsini suçlu görüyorum. Adları umurumda değil. Suçlular. Biz kazanacağız.
Bir öğretmen 45 - 50 yaşlarında: Herkesin bir yerden tutması gerektiği günlerdeyiz. Nefes alamıyoruz. Artık ötesi var mı? Herkes bir yerinden tutacak.
Enis Berberoğlu’yla sınırlı olmaması lazım sürmesi lazım madem "herkes için adalet" diyoruz, yarın bir gün onu bırakırlarsa vazgeçmemek lazım.
- Mecliste de sürecek mücadele, mücadelenin meclis ayağı için ne düşünüyorsunuz?
Meclisten yana umudum yok. Artık mücadelenin sokaklarda devam etmesi gerekiyor gibi görüyorum. O ayak tıkandı.
"ADALET TEMEL KAVRAM ÇOK ŞEY İSTEMİYORUZ. SADECE KENDİMİZ İÇİN İSTEMİYORUZ'
Emekli: İlk günler bunlar, bu işler yavaş gelişir çığ gibi gelen bir kafile var. Gezi ve Hayır'dan sonra bu yürüyüş bizi bir araya getirecek. Parkta olay Kemal Kılıçdaroğlu olayı Enis Berberoğlu olayı değil olay, hepimizin nefes alma olayı. Adalet duygusu, geleceğimiz için. Etrafımızda haksızlığa göz yuman insanlardan kaçıp daha çekirdek komün diyebileceğimiz insanlarla bir araya geliyoruz. Adalet temel kavram olmalı çok şey istemiyoruz. Sadece kendimiz için istemiyoruz.
-12 Eylül ve geçmiş dönemlerle kıyaslamalar var bu dönemi, size göre nasıl gelişti?
Yaşadık ben 80 ihtilalinde üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım. Gitgide artan bir şekilde faşizm yaşadık. Demokratikleşmek yerinde daha daha geriye gitti. Daraldık artık ve nefes alamıyoruz.
Bir çifte yaklaşıyorum, umutlu musunuz?
"Umutluyuz, umut verdi ki buradayız, umarım umduğumuz gibi olur. Meclisten yana umudumuz yok olsa bugüne kadar olurdu bundan sonra sokakta olacağız. Umut artık burada… inşallah herkes dışarı çıkar."
"Adalet için peşindeyiz. İlk kez geldik. Ateş düştüğü yeri yakar ama bizim de içimize ateş düşürdüler artık. Ben 47 yaşındayım, iki kızım var, kendim çıkmazdım belki ama onlar için buradayım."
Ayla Ant (40 yıllık avukat): Hiç bu kadar umutsuz olmamıştım. Gençler için çok üzülüyorum. Böyle bir dönemde yaşamak ve sonuca ulaşmak çok zor. Ama yine de nöbetten umutluyum. İstanbul'da yaşıyorum ama Maçka Parkına da ilk kez geldim.
Yürüyüş bir kıvılcım çaksın istiyorum haksızlığa karşı herkesin elele tutuşmasını istiyorum. Kılıçdaroğlu daha uzun yürüsün istiyor. Ben onu bıldırcın yumurtalarıyla takip ederim. Bu millet ona bakar, o yürüsün. Bu bir kıvılcım yaksın.