Sırrı Süreyya Önder’den Bekir Bozdağ’a 'şampanya' ve 'emanet' tepkisi
Artı Gerçek - Yeşil Sol Parti'nin İstanbul 1. Bölge'de birinci sıra milletvekili adayı olan Sırrı Süreyya Önder, Şanlıurfa'dan AKP adayı olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın "Seçim akşamı ya şampanya patlatıp sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb'ine hamdedenler olacak" sözlerine yanıt verdi. Önder, "Şampanya içene ‘Afiyet olsun’, alnı secdeye değene de ‘Allah kabul etsin’ deyip geçeceğiz" dedi.
'MİLLET UZAYDA MANDIRA KURUYOR ARTIK'
"Kim nasıl kutlamak isterse öyle kutlayacak" diyen Önder, "Şu sevimsizliğin farkında değiller; hayata bu kadar müdahil olmak, kimin nasıl kutlayacağına, kutlama biçiminden bir yaşam tasavvuru çizmeye, onu bir korku silahına ya da bir teşvik aygıtına dönüştürmenin bu yüzyılda bir iş görmeyeceğini bilmiyorlar. Millet uzayda mandıra kuruyor artık" ifadelerini kullandı.
BOZDAĞ'A 'EMANET' TEPKİSİ: BU KAFAYA BİR ÇÖP BİLE TESLİM EDİLEMEZ
Önder, Bekir Bozdağ'ın "Siz olsanız ailenizi Kılıçdaroğlu'na mı Tayyip Bey'e mi emanet edersiniz?" sözleri hakkında da, "Mesela bende bunun cevabı çok net. Bekir Bey'e teslim etmem. Bekir Bey'e teslim etmeyeceğim kesin. Çünkü hayata böyle bakabilen bir kafaya bir çöp bile teslim edilemez" dedi. Önder, Bozdağ'a şu tepkiyi gösterdi:
'KEMAL BEY'İN BU AİLEYE NE YAPACAĞINI ÖNGÖRÜYOR DA, BU SORUYU DÜŞÜNÜYOR?'
"Nasıl düşünüyor, nasıl aklına geliyor? Emanet ne demek? Neyi emanet ediyorsun? Bekçi kim, niye bekçi? Birinin ona ihanet edeceğini nereden çıkarıyorsun? Ne kadar ayıp. Yani Kemal Bey'in bu aileye ne yapacağını öngörüyor da, bu soruyu düşünüyor? Bak bu öyle ağızdan kolay çıkmış bir laf değildir. Bu laf çıkana kadar o nöronların arasında milyarlarca kere tur atmıştır; işe yarar, ahlaka dair bir istasyon bulamayınca, ağızdan böyle çıkmıştır. Allah ıslah etsin diyorum, ona dua ederek bitiriyorum."
ADAYLIK AÇIKLAMASI: BİRKAÇ FİRAR GİRİŞİMİM OLDU AMA...
GAİN'in YouTube kanalındaki 'Ya Sonra' programında Mirgün Cabas, Özlem Akarsu Çelik ve Kemal Can'ın sorularını yanıtlayan Önder, siyasete dönüşü hakkında da konuştu. Önder, yeniden aday olması hakkında gelen "Ne oldu da biz bu şekilde yeniden beraberiz sorusuna şu yanıtı verdi:
"Görev düştü diyelim. Sadece seçim değil. Aslında arkadaşlarım, seçimden sonra ortaya çıkacak Meclis aritmetiği ve ondan sonraki sürecin tanzimi, bu demokratik dönüşüm süreçlerinde ortaya çıkacak denklemlerde bir deneyim, hafıza ve benzeri şeylerle gönlümü çeldiler. Gerçekten de tarihsel bir kavşakta olduğumuz açık. Biz de, bundan sonrası artık kibre girer dedik. Birkaç firar girişimim oldu ama başarıyla engellediler."
'BU REJİMİN YERİNE NEYİN, NASIL KONULDUĞU 100 YILI BELİRLEYECEK'
Önder, sözünü ettiği 'kavşağı' şöyle tanımladı: "Bir dönemin sonuna geldiğimiz açık. Bu dönemin nasıl tasfiye edileceği, sonrasında yerine ne konulacağı önemli."
"Bu rejim gidecek, bu çok açık çünkü değişim ve dönüşüm arzusu artık çok görünür oldu" diyen Önder, "Yerine neyin, ne şekilde ve nasıl konulacağı önümüzdeki 100 yılı belirleyen en önemli bir yıl olacak, zaman dilimi olarak. İş tutma biçimi ve yordam olarak aynı öneme sahip olacak" ifadelerini kullandı.
'TOPLUMUN EN GENİŞ KESİMİYLE ORTAKLAŞILABİLDİĞİ ORANDA...'
Önder, "Önümüzdeki bir yıl -bir hiyerarşi ve sıralama içinde söylemiyorum ama- memlekette hemen, ilk bir saat içinde, ifade özgürlüğünün önündeki -yasada olan veya olmayan- bütün engeller kaldırıldıktan sonra, hep birlikte ele alınan bir yargı meselesinde, temel hak ve özgürlüklerin etkin kullanımı meselesinde bir düzlem oluşturup ondan sonra herkes işini yaparken, siyasi kadrolar da bu demokratik dönüşümle ilgili sonuç alıcı adımlar atacaklar ve bunu tartışmaya başlayacaklar. Toplumun en geniş kesimiyle ortaklaşabileceği oranda bu kalıcı olacaktır" dedi.
Önder, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalması halinde neler yaşanmasını beklediğine dair soruyu da, Altılı Masa'ya bir uyarı yaparak yanıtladı. Mirgün Cabas'ın, 7 Haziran seçimlerinde HDP'nin barajı geçmesiyle AKP'nin Meclis'teki tek parti çoğunluğunu kaybetmesini, seçimlerin yenilenmesine giden süreçte yaşananları da "O dönemin mağduru da, hedef alınan kesim de Kürtler oldu" diyerek hatırlatması üzerine, Önder şöyle konuştu:
'BİR ZAHMET DİĞEĞR TOPLUMSAL KESİMLER DE...'
"Biz diz çökmedik, boyun eğmedik. Bütün bu baskı politikalarına rağmen oy oranımız yükseldi, düşmedi. Artık bundan fazlası, o dönem iktidarın bu politikalarına kendini kaptıran diğer siyasal yapıların işi. Hani bunların çok kullandığı bir söylem var ya, 'Mümin aynı delikten iki kere sokulmaz' diye, bir zahmet diğer toplumsal kesimler artık bunun manipülasyon olduğunu, bunun üstelik bir insanlık suçu ağırlığındaki yol ve yöntemlerle yapıldığını görüp, bizimle beraber bunun önüne durmalılar.
'BİZ DAHA NE YAPABİLİRİZ?'
Biz bundan fazla ne yapabiliriz? Biz yıkılmadık ayaktayız, işte bizim yapabileceğimiz o. İçeri attılar, sürgün olduk, işimizden, aşımızdan olduk. Hepimizin üzerinden itibar suikastları yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Ama yan yana durduk, bir tanemizi sökü alamadılar. Hakkımızda onlarca yıl istenen davalarla boğuşuyoruz.
'BEN BİRİNCİ TURA BİTECEĞİNİ DÜŞÜNENLERDENİM'
Ama diğer siyasal yapıların ayağına bir taş değmedi bu süreçte. Bizim için gelinen nokta ve edindiğimiz bilgilerin tümü yaşamsal. Onun için dört elle sarılıyoruz. Yani canımızla, kanımızla ödedik bu bedeli. Onun için yaşamsal. Diğer siyasi partiler bu iktidarın demokratik yol ve yöntemlerle tasfiyesi için en uygun zaman gelmişse ve eğer böyle bir 15 gün yaşanacaksa -ki ben birinci turda biteceğini düşünenlerdenim, bu da bir temenni değil, göstergeler o yönde- böyle bir şey yaşandığında buna bir yek vücut olarak karşı çıkacaklar. O zaman bunların hiçbir gücünün olmadığını deneyimleyeceğiz. Çünkü bu cesareti bu dağınıklıktan alıyorlar. Bu plak sürekli o raftan indiriliyor ve her çalındığında dinleyici buluyor. 'Kaldır o plakı' demekle, hava olacak bir şey bu."
TİP'LE AYRI LİSTE YORUMU: GÜRÜLTÜYLE AYRILMADI
Önder, Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) milletvekili seçimlerine Yeşil Sol Parti ile ayrı listelerden girme kararını da değerlendirdi. "TİP'le sahada ilişkiler nasıl? Listeleri onların talebiyle, büyük bir gürültüyle ayırdınız" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Gürültüyle ayırmadık aslında. Bizden de onlardan da itirazlar oldu ama ben bu görüşmeleri yapanlardan birisiyim; hiçbirinden şikayetçi değilim. Yoldaşlarımız onlar bizim. Her iki partide de üslubu, ayarı kaçıran ya da gerçek ismini söylemeden sosyal mecralarda dile getirenler var. Zaman zaman parti kimliğine sahip olup amacını aşan laflar eden var. Birisi mesela yaşa söyledi, çok kafama takıldı" dedi.
SERA KADIGİL'İN 'YAŞ' SÖZLERİNE 'SİTEM'
Bu noktada stüdyoda, TİP sözcüsü Sera Kadıgil'in "Bir sürü ayrımcılığa uğrayan bir kesim var bu ülkede. Daha adıyla sanıyla söyleyelim; zengin, Sünni, Türk, yaşlı bir erkek değilseniz bu hayatta gerçekten hayatınız çok zor" sözleri hatırlanınca gülüşmeler yaşanırken, Önder sözlerine şöyle devam etti:
'SEÇMENİMİZ HESAP UZMANI TİTİZLİĞİ İLE ÇALIŞACAK'
"Bunlar var ama bu bizim yoldaş olduğumuz gerçekliğini değiştirmiyor. Ortak bir zemini bulmak için sonuna kadar uğraştık. Bir an gelir, 'bundan öteye gitmiyor' duygusu gelir taraflara. İşte o ana kadar onlar da biz de, bunu nasıl aşarızın çalışmasını gerçekten yaptık. Sonuçta da iki ayrı siyasi partiyiz. Bize düşen böyle bir iradeye saygı göstermektir. Onlara barajı aştıracak seçmen gücümüzü bir silah olarak kullanmak ya da ittifaktan ayrıltmak, bizim ne siyasi tarihimize, ne sorumluluk ne anlayışımıza uygundur. Bundan sonrası sahada biz kendimize oy isteyeceğiz, onlar kendilerine oy isteyecekler. Seçmenimiz de hesap uzmanı titizliği ile çalışacak."
Önder, "Beraber girdiğimiz yerlerde kendi siyasi çalışmamızı yapacağız ama o yoldaşlık hukukunu hırpalayıcı şeylere, yönetimler düzeyinde ya da partilerin bilinen simaları düzeyinde asla yüz vermedik, cesaretlendirmedik, tam tersine bizde olanları uyardık. O arkadaşlarımız da umuyorum ki, kendi taraflarındakileri uyarıyordur. Yani ortada öyle bir gürültü patırtı yok. Sosyal mecralar bunu biraz köpürtmeye müsait yapılar. O da olacaktır, sorumluluğu oraya yıkmak da doğru değil" dedi.
'KEŞKE TEK LİSTE HALİNDE GİREBİLSEYDİK'
"Keşke tek liste halinde girebilseydik, olmadı" diyen Önder'in, "Belki birkaç vekile sebep olabilir umuyorum ki daha vahim bir sonuç doğurmasın. Onda da seçmenimize sığınacağız" sözleri dikkat çekti.
'SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ' SLOGANININ HİKAYESİNİ ANLATTI
Sırrı Süreyya Önder, "Seni başkan yaptırmayacağız" sloganını kendisinin bulduğu yönünde iş insanı Osman Kavala tarafından yapılan açıklamayı da değerlendirdi. Hakkındaki AİHM kararlarına rağmen cezaevinde tutulan Kavala, gazeteci Barış Terkoğlu ile söyleşisinde "Seni başkan yaptırmayacağız' sloganını yaratmasının bedelini ödüyor deniyor. Sloganı ifade eden Demirtaş da hapiste. Bu sloganı siz mi ürettiniz?" sorusuna, "Sanırım bu sloganın telif hakkı Sırrı Süreyya Önder’e ait" yanıtını vermişti. Önder de, "Doğru söylüyor" diyerek sloganın çıkış sürecini anlattı.
Önder, "Fakat şöyle bir şey... Bu işlerde 'ben bir slogan buldum, bununla seçimi alıp götüreceğiz' diye bir şey yok" ifadelerini kullandı; sloganın arkasında kendisinin bulunduğunun yeni ortaya çıkmadığını söyledi. Önder, eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın bu sloganı kullanmasının ardından dönemin Hürriyet gazetesinin bir yazı işleri toplantısını Diyarbakır'da yaptığını hatırlattı; bu toplantıya davet edilen Demirtaş'a bu slogan kast edilerek "Bir reklamcı ile mi çalışıyorsunuz?" diye sorulduğunu söyledi. Önder, "Yok Sırrı Süreyya ile çalışıyoruz demişti" ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)
Gökbakar'dan 'secde-şampanya' kıyası yapan Bozdağ'a tepki: Bu bey Adalet Bakanı
Adalet Bakanı Bozdağ'dan '14 Mayıs' kıyaslaması: Ya şampanya ya secde