'Suçsuzlar ittifakına kuvvetle muhtacız'

Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin 5'inci gününde konuşan Ertuğrul Kürkçü'nün hedefinde 'Türkiye şeysi' diye hitap ettiği Erdoğan vardı.

'Suçsuzlar ittifakına kuvvetle muhtacız'

Hamza GÜL

İZMİR - HDP'nin Gündoğdu Meydanı'nda sürdürdüğü 'Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin beşinci gününde İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü konuştu. HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Diyarbakır, İstanbul, Van ve son olarak İzmir'de gerçekleşen nöbet eylemlerindeki ablukaya tepki göstererek, "Çevreniz demir ağlarla örülür, yiyecek içeceğiniz karneye, ziyaretçi sayınız 60’a bağlanır; milletvekillerinin yanına gelenin üstüne çökülür, kimlik, üst baş araması dayatılır. Emniyet Müdürü ses aygıtını elinden almak için milletvekiliyle bilek güreşine girer. Genel sağlığı güvence altına almaktan sorumlu Vali güneş altında sıcaklığın 50-60 derece olarak hissedildiği İzmir’de milletvekillerinin ve etkinliğe katılanların başının üstüne bir tente almasını yasaklar. Bu vilayetin, İzmir’in "demokratik" kültürüne son katkısı "milletvekili kebabı" olarak uygarlık tarihinin sayfalarındaki seçkin yerini alacaktır şüpheniz olmasın" diye konuştu.

'AKP TOPLUMA HARAMİLİK DÜZENİNİ DAYATIYOR'

Ertuğrul Kürkçü, Vicdan ve Adalet Nöbeti'ni tasarlarken amaçlarının yaygın medyanın HDP ambargosu nedeniyle Türkiye ve dünya kamuoyuna dolaysız olarak duyuramadıkları hak ihlallerine eylemli olarak dikkat çekmek olduğunu söyledi. Ertuğrul, "Dünya İzmir’in orta yerindeki şu kafesin içinde polis kıtaları eşliğinde kuşatılanların ülkenin üçüncü büyük siyasi partisinin milletvekilleri olduğunu öğrendiğinde soracaktır elbet: "Türkiye’de ne var demokrasi mi, bu neyin demokrasisi" diye?" dedi.

Vekilleri tecrit altında tuttuklarını sananlara tepki gösteren Ertuğrul, "Onlar bizi buraya hapsettiklerini bizi tecrit ettiklerini sana dursunlar, biz bu duruşumuzla, bu onurlu varoluşumuzla onları kendi vicdansızlıklarına ve adaletsizliklerine hapsettik. Hiç bir zor kullanmaksızın, bir kötü söz bile etmeksizin onları kendi zorbalıklarının kölesi kıldık. Geçmiş olsun" sözlerini kullandı.

'FAŞİST BİR ŞEY'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Türkiye "şeysi" diye hitap eden Ertuğrul, "Türkiye’nin bilinen devlet kategorilerinden hangisine girdiği sadece siyaset bilimi açısından değil, Tayyip Erdoğan rejiminin kendisini adlandırması açısından da bir muammaya dönüştü. Durmaksızın bağıran, höyküren, tehdit eden, bir partinin genel başkanı olan bir şahıs ile onun eşi, oğulları, kızları, damatları, gelinleri, eniştesi, eltileriyle oturduğu bir Saray'dan, hiç kimsenin bilmediği usullerle yönetilen; ordusu ve donanmasının kapısında polislerin general hapsetmek için pusu kurduğu; 12 vekili hapiste, onlarcasının hapis tehdidi altında olduğu; tarafsızlık yemini altındaki cumhurbaşkanının Saray'ından parti yönettiği, Başkanı olduğu şeyin ülke mi devlet mi olduğunu kendisinin bile bilmediği, kendisine Türkiye Başkanı sandığı bir şeye ancak "şey" denebilir! Faşist bir şey" ifadelerine yer verdi.

'TOPLUM FAŞİZME BOYUN EĞMEYECEK'

Kürkçü, bu rejim altında Türkiye'nin Dünya Hukuk Devleti Endeksi'nde 113 ülke arasında Rusya, İran, Kenya gibi ülkelerin de gerisine düşerken, yeni rejim için yapılan referandum açıkça hileyle sonuçlandırılırken ve yüzbinlerle insan ve aileleri Saray’ın hışmına uğradıkları için sivil ölüme mahkum edilirken, "Vicdan ve Adalet" çağrısının toplumun vicdanında karşılık bulmasının, toplumun sanıldığı, dışarıdan bakıldığında görüldüğü gibi faşizme boyun eğmeye razı olmadığının çok güçlü bir göstergesi olduğunu belirtti. 16 Nisan referandumunun galibi olduklarını vurgulayan Kürkçü, bütün dünyada şüpheyle karşılanan referandum sonuçlarını bir hırsızlık menkıbesiyle savunabilmesinin, referandumun çalındığının bizzat onun ağzından itirafı olduğunu kaydetti.

'İÇ DIŞ SAVAŞ TEHDİDİ SÜRÜYOR'

AKP’nin kendi kamuoyu araştırma şirketinin en son araştırmasının gösterdiği gerçeğin AKP’nin en son seçime göre yüzde 15 oy kaybettiği olduğunu söyleyen Ertuğrul, "Seçim adaleti ve seçim güvenliğinin sağlandığı hiçbir seçimi kazanamayacağını bildiği için, her gün anketlere bakıp hırstan mosmor kesildiği için AKP Genel Başkanı sevgili eşbaşkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve vekillerimizden sonra CHP milletvekilleri ve Genel Başkanı’nı da hapisle tehdit etmeden duramıyor. Erdoğan rejimi gücünü haksızlığından alan bütün diktatörlükler gibi iki dayanak üzerinde duruyor; birincisi şiddet, ikincisi ultra-milliyetçilik. Her ikisini de mazur ve meşru göstermek için daimi bir iç ve dış savaş tehdidini sürekli besliyor" diye konuştu.

'SUÇSUZLAR İTTİFAKINA KUVVETLE MUHTACIZ'

Erdoğan-Bahçeli-Ergenekon ittifakı HDP’nin Kürt halkının hak taleplerinin eşit yurttaşlığa dayalı demokratik bir cumhuriyette ortaklaşma çağrısının benimsenmesinden paniğe kapıldığını belirten Kürkçü, bu nedenle Kürt kentlerinin yakıldığını kaydetti. Erdoğan'ın Almanya seçimlerine yönelik değerlendirmelerine de değinen Kürkçü, "Kendi meczup siyasetlerine destek vermediği için Almanya seçimlerine burunlarını sokuyor, Türkiyelileri Alman müesses nizamı karşısında bir dayanak olarak gördükleri sol partilere değil, kendi kurdukları faşist partiye ya da Alman faşistlerine oy vermeye çağırıyorlar. Böylece Merkel’e de bir ders vereceğini sanan Erdoğan’a akılsız danışmanları 61 milyon seçmenin oy kullandığı Almanya’daki 1,5 milyon civarında Türkiyeli seçmen olduğunu ve bunların sadece yüzde 7’sinin Merkel’in partisine oy verdiğini söylemeyi unutmuş olmalılar. Almanya’da ve bütün dünyada herkesin alay ettiği bir 'şey'in uyruğunda yaşamaya mahkum değiliz. Bunun için bir suçsuzlar ittifakına kuvvetle muhtacız" dedi.

HASANKEYF'E KENDİNİ ZİNCİRLEYEN ASLAN'IN EYLEMİNİ SELAMLADI

Kürt kentlerindeki orman yangınlarına ve Hasankeyf'e kendini zincirleyen Mehmet Ali Aslan'ın eylemini de selamlayan Ertuğrul, "Orman yangınlarına da değinen Kürkçü, Ege'nin ekolojistleri, çevrecileri Ege'nin toprağı suyu için gösterdikleri özeni Dersim'in doğal yaşamı ile de göstersinler. Gecikmiş olabilirsiniz ama bir sonraki yangının çıkmasını önleyebilirsiniz. Kürdistan'ın doğası Ege'ni, Egenin doğası Kürdistan'ın. Hasankeyf'teki kültürel mirasın savunucu olması bizim vidan ve adalet talebimizin bir parçası. Mehmet Ali Aslan'ın kendisini orada zincirlemesi Hasankeyf'in on binlerce yıllık izlerini korumaya yetmeyebilir ama bir kere işaret fişeği konmuştur" dedi.

Ertuğrul Kürkçü, son olarak tüm kesimleri adalet ve vicdan nöbetine destek vermeye davet eden, "Eşbaşkanlarımızı ya oradan alıp ya da oraya girip oraya girinceye, dağıtıncaya kadar bu mücadele devam edecek. Hepinizin aklına, yaratıcılığına ihtiyacımız var. Bizi dayanışmadan mahrum bırakmayın" şeklinde konuştu.

İzmir Ertuğrul Kürkçü vicdan ve adalet nöbeti