Temelli: İsrail’in ördüğü duvarların çimentosu Türkiye'den gidiyor
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli partisinin Muş İl Kongresinde gündeme dair açıklamalarda bulundu.
AKP'nin Filistin politikasını eleştiren Sezai Temelli, "AKP iktidarı döneminde İsrail ile ticaret hacmi 10 kat artmış. Çimento satıyoruz, para kazanıyoruz diyorlar. İşte o çimento ile o duvarlar örülüyor" dedi.
Partisinin Muş İl Kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "İsrail devleti Filistinlileri gettolara mahkum ediyor, duvarların içinde yaşamaya mahkum ediyor. Büyük büyük duvarlar örüyor. Hani bizim sınıra örülen duvarlar var ya ondan da yüksek duvarlar örüyorlar. Filistin halkı o duvarların arkasında aç, yoksul, İsrail devletinin şiddetine maruz kalıyor. O betonlar nasıl örülüyor derseniz Türkiye’de giden çimento ile örülüyor. AKP iktidarı döneminde İsrail ile ticaret hacmi 10 kat artmış. Çimento satıyoruz, para kazanıyoruz diyorlar. İşte o çimento ile o duvarlar örülüyor. Madem sen İsrail devletini kınıyorsun o zaman İsrail ile tüm anlaşmaları askıya al. Tamamıyla göz boyama. Geçmişte Mavi Marmara’da olduğu gibi bugün de aynı göz boyamayı devam ettiriyorlar" ifadelerini kullandı.
Temelli, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin, zorbalık, zulüm ve şiddetle ayakta durduğunu belirterek, "Elindeki şiddet mekanizmaları yetmemiş şimdi koruculuğu modernize ediyor, kentlere taşıyor, bekçiliği getiriyor. Bekçilerin beline silah takacak mahallelerde terör estirecekler" dedi.
Temelli şunları söyledi:
‘HEPSİNİ TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE SÜPÜRÜP ATACAĞIZ’
"Evet, dünya değişiyor dönüşüyor, otoriter rejimler, barbarlar diktatör heveslileri hala tutunmaya çalışıyorlar. Bu, nafile bir çabadır. Hepsini tarihin çöplüğüne süpürüp atacağız. Başta da Erdoğan’ı.
Êdî bese, yeter artık! İnsanların yakasına yapışmış, insanların aşına, işine musallat olmuş kendi saray iktidarları için Türkiye’yi, Ortadoğu’yu, Libya’yı, Akdeniz’i yangın yerine çevirmişler. Bu yangına son vermek, kararlı bir barış ve demokrasi mücadelesi ile mümkündür.
‘DEMOKRASİ İTTİFAKINI AYAĞA KALDIRARAK İKTİDARA YÜRÜYECEĞİZ’
Geçen hafta gerçekleştirdiğimiz konferansta bir kararlılığı hep beraber dile getirdik. Dedik ki şimdi demokrasi ittifakı zamanı. Bu gidişatı durduracak olan şey bir demokrasi ittifakıdır. Neden mi, çünkü herkes bu iktidardan muzdarip, herkes itirazını dile getiriyor, herkes değişim istiyor. Bu nasıl olacak, demokrasi ittifakı ile olacak. Farklı yerlerdeki tüm mücadeleleri bu siyasetle bu özlemle buluşturacağız. Bu mücadele zemininde yan yana geleceğiz mücadelemizi örgütleyeceğiz demokrasi ittifakını ayağa kaldıracağız. İktidara öyle yürüyeceğiz.
‘BEKÇİLERİN BELİNE SİLAH TAKIP MAHALLELERDE TERÖR ESTİRECEKLER’
Çünkü Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi uydurma bir sistemdir. Uydurma olduğu için de zorbalıkla ayakta duruyor; şiddetle, zulme, şiddetle ayakta duruyor. Elindeki şiddet mekanizmaları yetmemiş şimdi koruculuğu modernize ediyor, kentlere taşıyor, bekçiliği getiriyor. Bekçilerin beline silah takacak mahallelerde terör estirecekler. Tıpkı korucuların Kürdistan’da estirdiği terör gibi bu terörü kentlere, mahallelere, sokaklara taşıyacaklar. Çünkü Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi zorba sistemidir. Bu zorba sistemi, sözde kolluk gücü özde paramiliter güçlerle ayakta tutmaya çalışacak. O yüzden bu sistem yıkılmalıdır. O yüzden yerel demokrasi ile güçlendirilmiş parlamenter sisteme bir an önce geçilmelidir. Eğer bunu başaramazsak bu zorbalık her yeri kaplamaya devam edecek. O yüzden yeni bir iktidara ihtiyaç var, HDP iktidarına ihtiyaç var.
‘DEPREM VERGİLERİNİ FELAKETLERE HAZIRLANMAK YERİNE FELAKETLERİ BÜYÜTECEK ŞEKİLDE KULLANMIŞLAR’
Elazığ depremi geliyorum dedi geldi. İstanbul depremi de geliyorum diyor. 99 Kocaeli depreminden sonra ilave vergiler alındı. Bu vergiler için dendi ki buradan bir kaynak yaratacağız, deprem bölgelerinde yapacağımız yatırımlarla büyük felaketlerin önüne geçeceğiz. Ama tam tersine o büyük felaketlere hazırlanmak yerine o büyük felaketleri büyütecek şekilde bu kaynakları kullanmışlar. Sırf müteahhitleri zengin olsun diye.
Şimdi çıkıyor millete ahkam kesiyor, "Kaynağı nerede kullanmak gerekiyorsa orada kullandık" diyor. İşte Elazığ bunu gösterdi. Yarın İstanbul da bunu gösterecek. Van da bunu göstermişti. Van depremi ile mücadele etmiş, o depremden sonra kenti ayağa kaldırmış Bekir Kaya’yı Silivri’ye gönderiyorsun o kaynakları Saray’a harcıyorsun. Yalan söylüyorsun halkın kaynaklarını hiçbir zaman toplumun gerçek ihtiyaçları için kullanmadınız.
‘DİYANET İŞLERİ BAŞKANI BU ÜLKENİN İNANANLARIYLA DALGA GEÇİYOR’
Durum çok vahim. Diyanet İşleri Başkanı çıkıp, "Deprem kıyametin alıştırmasıdır" diyor. Bu ülkenin inananlarıyla dalga geçiyor. Böyle bir ayet mi var! Sen ne biçim bir insansın ki böyle bir uydurma açıklama yapıyorsun! TOKİ çalışıyor faizlerle ilgili fetva veriyor, deprem oluyor Saray’ı kurtarmak peşinde. Erdoğan Ankara’ya saray yaptı ya Diyanet İşleri Başkanı da kendisini şeyhülislam sanıyor. Osmanlı'da da böyleymiş, saray ne kadar sıkışsa halka verirler fetvayı kendileri götürürler sefayı... Hikaye hiç değişmemiş. Aynı mantıkla dini siyasete alet etmeye devam ediyorlar. Buna son vermek lazım.
‘İSRAİL’İN FİLİSTİNLİLER İÇİN YAPTIĞI GETTOLARIN DUVARLARI TÜRKİYE’DEN GİDEN ÇİMENTO İLE ÖRÜLÜYOR’
Bütün halkların umudu mücadelemizde. Ortadoğu halklarının da. Ortadoğu halklarını tehdit ediyorlar. Şimdi Filistin halkına sahip çıktılar. Bu konuda da ahkam kesiyorlar. Biliyor musunuz İsrail devleti Filistinlileri gettolara mahkum ediyor, duvarların içinde yaşamaya mahkum ediyor. Büyük büyük duvarlar örüyor. Hani bizim sınıra örülen duvarlar var ya ondan da yüksek duvarlar örüyorlar. Filistin halkı o duvarların arkasında aç, yoksul, İsrail devletinin şiddetine maruz kalıyor. O betonlar nasıl örülüyor derseniz Türkiye’de giden çimento ile örülüyor. AKP iktidarı döneminde İsrail ile ticaret hacmi 10 kat artmış. Çimento satıyoruz, para kazanıyoruz diyorlar. İşte o çimento ile o duvarlar örülüyor. Madem sen İsrail devletini kınıyorsun o zaman İsrail ile tüm anlaşmaları askıya al. Tamamıyla göz boyama. Geçmişte Mavi Marmara’da olduğu gibi bugün de aynı göz boyamayı devam ettiriyorlar."