TİP Genel Başkanı Erkan Baş’tan Bakan Koca’ya: İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?
Meclis'te yaptığı basın toplasında Türkiye’deki hukuksuzlukları sıralayan Baş, 'Sonunda Saray kaybedecek, halk kazanacak' dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, TBMM’de haftalık basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısının başında Coronavirus (Covid-19) salgınının Türkiye’de görüldüğü ilk günden bu yana AKP hükümetinin salgına karşı yürüttüğü politikaların yurttaşlar için hiçbir anlam ifade etmediğini belirten Baş, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya "İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?" diye sordu.
'SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN HEMEN YERİNE GETİRİLMESİ GEREKEN ACİL TALEPLERİ VAR'
Konuşmasında sağlık emekçilerinin taleplerini sıralayan TİP Genel Başkanı şunları söyledi:
"14 Mart’ta Tıp Bayramı’nı buruk şekilde kutlayan sağlık emekçilerinin verdikleri bilgilere göre 14 Mart itibariyle 387 sağlık emekçisi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.İstifa, emeklilik ve izin hakları ellerinden alınan sağlık emekçileri, çok yoğun saatler çalışmak zorunda bırakıldılar. Covid-19 onlar için meslek hastalığı sayılmadı. Yüz binlercesinin ataması yapılmadı. 2021 bütçesinde sanki hiç COVID diye bir hastalık yokmuş gibi davranıldı. Sağlık emekçileri ve halk sağlığı için ek bütçe ayrılmadı. Sağlık emekçilerinin hemen yerine getirilmesi gereken acil talepleri var:
- Covid-19 meslek hastalığı sayılsın
- Şiddet, mobbing ve baskılar son bulsun
- Yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret.
- Halkın sağlık hizmeti için ödediği katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın.
- İhraç edilen sağlık emekçileri görevlerine başlatılsın.
- Sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunumuna kadar karar alma süreçlerine sağlık emekçileri katılsın diyorlar.
Taleplerini bir kez daha haykırıyorum ve kazanana kadar yanlarında olduğumuzu ilan ediyorum."
‘HALKA KARŞI SUÇ İŞLİYORSUNUZ’
Yurttaşların ve sağlık emekçilerinin salgınla mücadele etmesine karşı AKP’nin ‘lebalep kongreler’le övündüğünü hatırlatan Erkan Baş konuşmanın devamında şu ifadeleri kullandı:
"Biz ölüyoruz ama iktidar partileri AKP ve MHP kongre yapıyor. Bir de tüm sağlık emekçileriyle, işini ya da sağlığını kaybeden milyonlarla dalga geçer gibi bir isim buldular: Lebalep kongreler… Vatandaşların dükkanları açılamıyor, sokakta maskesiz yakaladıkları herkese ceza kesiyorlar ama hiç utanmadan 10 bin 15 bin insan toplanıp kongre yapıyorlar… Ayıp demiyorum, suç işliyorsunuz diyorum, halka karşı suç işliyorsunuz."
BAKAN KOCA’YA: HİÇ UTANMIYOR MUSUNUZ?
"Sağlık Bakanı’na sesleniyorum; yahu siz daha 15-20 gün önce katıldığınız cenazeden sonra ‘Bu kadar kalabalık olacağını öngörmemiştim, özür dilerim’ demediniz mi? Özür dileyip aynı şeyi yapıyorsunuz cenazesine gizli gizli katılıyorsunuz. Sonra aynı şeyi yapmaya hiç mi utanmıyorsunuz?
İstifa diye bir kelime var biliyor musunuz? ‘Ben söylediklerimi kendi parti yöneticilerime bile yaptıramıyorum, demek ki beceremiyorum’ diyemiyor musunuz? Ölüyoruz sayın bakan ölüyoruz, sizin basiretsizliğiniz yüzünden ölüyoruz! Bizden utanmıyorsun, hayatını halk için feda eden mesai arkadaşlarından da mı utanmıyorsun. Cenazede, kongrede, hayatın her alanında yaşanan bu eşitsizliğe, bu vurdumduymazlığa, bu adaletsizliğe isyan ediyoruz. Lanet olsun sizin kongrelerinize."
‘HER GÜN BAŞKA BİR TOPLUMSAL DAVAYLA İLGİLENİYORUZ’
Konuşmasının devamında "Maalesef bu ortamda her gün bir başka toplumsal davayla ilgileniyoruz" diyen Baş, "Dün Hendek patlaması duruşması vardı, bugün Çorlu’da tren katliamı duruşması ve Sayın Demirtaş’ın tutuklandığı ana davanın duruşması yapılacak. Yarın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin tutukluğu sonrası ilk duruşması yapılacak ve cuma günü Ankara’da 10 Ekim Gar Katliamı duruşmasında olacağız" ifadelerini kullandı.
‘BU UTANÇ SİZE YETER AKP’Lİ CUMHURBAŞKANI’
Basın toplantısında bugün görülen Çorlu tren katliamı davasının 7. Duruşmasına ilişkin de konuşan Erkan Baş, "Biz susmayacağız ve ailelerin yanlarında olmaya devam edeceğiz" dedi. Baş şunları kaydetti:
"Bugün Genel Başkan Yardımcımız, Hatay Milletvekili Barış Atay’ın katıldığı bir başka insanlık davası Çorlu’da görülüyor. Şov uğruna altyapısı hazır hale getirilmeden açılan hızlı tren nedeniyle 25 insanımızın hayatını kaybettiği Çorlu tren faciası… Bu davada, bütün kanıtlar, olayın oluş biçimi çok açık olmasına rağmen, Ulaştırma Bakanlığı’ndan, TCDD üst yönetiminden kimse yargılanmıyor. İmza sahiplerinin yargılanmadığı bir yargı skandalıyla daha karşı karşıyayız. Aileler soruyor: Neden büyümedi bizim çocuklarımız? Kazada hayatını kaybeden Sena Köse’nin annesi Aysun Köse şöyle diyordu: ‘Rüyamda cumhurbaşkanını gördüm. Ben Çorlu tren katliamında kızımı ve yeğenlerimi kaybettim. Üç sene oldu, bizim için ne yaptınız dedim. Sustu…’ Bu utanç size yeter AKP’li Cumhurbaşkanı."
‘HUKUKSUZLUĞA SON VERİN’
Basın toplantısında yine bugün görülen HDP’nin 2016 yılından bu yana Edirne Cezaevinde tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı ana davasına da değinen Baş, "Yine bugün HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı ana davası Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Tümüyle siyasi gerekçelerle ve hukuksuz biçimde cezaevinde tutulduğunu bildiğimiz sevgili Demirtaş’ın AHİM kararlarına rağmen zorla alıkonulmaya devam edildiği bir aşamada gerçekleşecek bu duruşmanın, yaşanan açık hukuksuzluğa son vermesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
‘BOĞAZİÇİLİ ÖĞRENCİLERİN DAVASINA KATILACAĞIZ’
Konuşmasında yarın Boğaziçi Üniversitesi’ne AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan kayyum Rektör Melih Bulu’ya karşı başlayan direnişe katıldıkları gerekçesiyle yargılanan 2'si tutuklu 7 öğrencinin ilk duruşmasına katılacaklarını söyleyen Baş, "Gelin bu gençlerimize sahip çıkalım, yanlarında duralım, onların peşinden gidelim" dedi. Baş konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Buradan tüm Türkiye'ye bir çağrıda bulunuyorum: Gelin bu gençlerimize sahip çıkalım, yanlarında duralım, onların peşinden gidelim. Çünkü onlar da bilimin ve doğrunun izinden gidiyor, bu ülkede herkes mutlu ve huzurlu yaşasın istiyor. Bugün gençlerimizi bu kan emicilerin insafına terk edersek geleceğimiz yara alır, yarınımız kararır."
10 EKİM DAVASI
Basın toplantısında geçen hafta görülen 10 Ekim Ankara Katliamı davasının duruşma salonunda "Adalet istiyoruz" sesleri yükseldiği için cuma gününe ertelendiğini söyleyen Erkan Baş, "Türkiye’de Saray Rejimi’nin yarattığı bu faşizan iklimin oluşmasının önemli kilometre taşlarından biri de 10 Ekim Katliamı’dır" dedi. Baş konuşmasına şu sözlerle devam etti:
"10 Ekim 2015’te meydana gelen ve 103 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan katliamın ardından başlatılan soruşturmada firari 16 sanık için devam eden yargılama eksiklikler ve hatalarla kapatılmak isteniyor. Davanın avukat komisyonu, yargılamanın dosyayı hiç bilmeyen yeni bir heyete ve savcıya teslim edilmesinden büyük bir kaygı duyduğunu belirtiyor. Türkiye tarihinin ilk ‘insanlığa karşı suç’ iddianamesinin davası olma özelliğini de taşıyan bu yargılamayı takip etmeyi insanlık borcu olarak görüyoruz. Bütün failler yargılanıp ceza alana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. "
‘BU DAVALARIN BİR TARAFI VARDIR: ERDOĞAN’
Baş konuşmasının son bölümünde şu ifadelere yer verdi:
"Tüm bu saydıklarım birer insanlık davası, emek davası, özgürlük davası… Buradan çok açıkça ifade etmek istiyorum. Tüm bu davaların bir tarafı vardır: Saray Rejimi’nin başındaki AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan.
‘SEN GENÇLİĞE DÜŞMANSIN, BEN BOĞAZİÇİLİLERİN YOLDAŞIYIM’
Siz Hendek’te işçileri bile bile ölüme gönderen patronun temsilcisisiniz!
Biz hayatını kaybeden işçilerin temsilcisiyim!
Siz Çorlu’da önce katliama neden olup sonra şov yapansınız!
Biz ölümüne sebebiyet verdiğiniz Oğuz Arda’nın Sena’nın temsilcisiyim!
Siz ‘öfkeli çocuklar’ dediğiniz katilleri destekleyip, 400’ü alamayınca katliama göz yumansınız!
Biz, barış ve kardeşlik dediğimiz için garın önünde arkadaşlarını kaybedenleriz.
Sen gençliğe düşmansın, ben Boğaziçililerin yoldaşıyım!
Sen çıplak arama yaptıransın! Kürt halkının seçilmişlerini hedef alansın
Biz Türkler ve Kürtler hep birlikte özgür ve eşit bir ülkede yaşasın diye ne bedel ödemek gerekirse buyurun buradayız diyenleriz.
‘HİÇ ŞÜPHENİZ OLMASIN, SARAY KAYBEDECEK’
Siz şimdi elinizde biriken güçle, halkı bastırmak, sindirmek için elindeki bütün olanaklarla halkı susturmaya çalışansınız
Biz halkın asla teslim olmayacağını bu iktidarınıza mutlaka son vereceğini her an suratınıza haykırmaya devam edenleriz.
Ve sonunda halk kazanacak, Saray kaybedecek. Hiç şüpheniz olmasın!"