Yeşil Sol Parti Muş adayı Serhat Dursun: Temel talep Kürt sorununun barışçıl yöntemle çözülmesi

Yeşil Sol Parti’nin Muş milletvekili adayı Dursun, Türkiye’nin en önemli sorunun Kürt sorunu olduğunu söyledi: Tarihsel boyutuyla kavranmadan çözümü pek kolay olmayan bu meselenin çözümü eşit haklar temelinde Kürtlerin bir statü sahibi olmasından geçiyor

Yeşil Sol Parti Muş adayı Serhat Dursun: Temel talep Kürt sorununun barışçıl yöntemle çözülmesi

Seda TAŞKIN

ANKARA - 14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçiminde rekabetin yaşanacağı kentlerden birisi de Muş olacak. Yeşil Sol Parti Muş Milletvekili adayı ihraç öğretmen Serhat Dursun Artı Gerçek’in sorularını yanıtladı.

Yeşil Sol Parti’nin KHK ile ihraç olmuş iki adayından birisiniz. Öğretmen olarak kamu hizmetinden ihraç edildikten sonra ne gibi güçlüklerle karşılaştınız?

Kamu hizmetinden çıkarıldıktan sonra açıkçası çok zorlukla karşılaşmadım. Başta sendikam Eğitim-Sen olmak üzere sendikalı arkadaşlarımdan, dostlarımdan, ailemden ve halktan çok büyük destek gördüm. Bu rejim tarafından ihraç edilmenin onurla ve gururla taşınması gereken bir paye olduğu her gün bana hatırlatıldı. Bu destek ihraç edildiğim günden başlayarak yaklaşık 7 yıl boyunca sürdü. Çeşitli işlerde çalıştım. Allah devletimize zeval vermesin, çeşitli iş sahalarında deneyim kazandım. Hurdacıda çalışmaktan redaktörlüğe kadar birçok iş kolunda çalıştım. Bir anlamda bu sürecin bana katkıları da çok oldu.

İşinize iade edilmek için hukuksal yollara başvurdunuz mu? Süreç nasıl ilerliyor?

Bütün ihraç arkadaşlarım gibi ben de başta OHAL Komisyonuna başvurdum. Yaklaşık 6 sene sonra komisyondan ret kararı aldım. Ret kararı aldıktan sonra idari mahkemeye başvurdum. Bu süreç halen devam etmektedir.

‘TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU KÜRT SORUNUDUR’

Bir eğitimci olarak siyaseti neden tercih ettiniz? Türkiye’nin en önemli sorununu ne olarak görüyorsunuz? Nasıl çözülebilir?

Bir eğitimci olarak siyaseti tercih ettiğim söylenemez. 90’ları Kürdistan’da yaşayan bir çocuk olarak zaten birçok akranım gibi politikanın içine doğdum denilebilir. Bu nedenle politik olmak bir tercihten ziyade bir zorunluluktu. Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt sorunu olduğunu düşünüyorum. Bu sorun hem tarihselliği hem de güncelliği itibariyle yakıcı bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Tarihsel boyutuyla kavranmadan çözümü pek kolay olmayan bu meselenin çözümü eşit haklar temelinde Kürtlerin bir statü sahibi olmasından geçmektedir. Demokrasinin geliştirilmesi ve yerel yönetimlerin güçlendirmesi, anadilinde eğitim hakkı gibi kolektif hakların tanınması bu sorunun çözümüne yardımcı olacaktır.

Bir eğitimci olarak Türkiye’de eğitim sistemini ve politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eğitim sisteminin sorunları saymakla bitmez. ”Dindar ve kindar bir nesil” yetiştirmek isteyen bir zihniyetin eğitimi getirdiği durum ortadadır. Eğitimin toplumun olumlu yönde dönüşümü konusunda rol oynaması için anadilinde, bilimsel, kamucu bir eğitimin esas alınması gerekir. Eğitimin seküler yönünün korunması da önem arz etmektedir.

Memleketiniz Muş’tan adaysınız ve seçim çalışmaları yürütüyorsunuz. Seçim bölgenizdeki temel talepler neler? Halk ne gibi sıkıntılar yaşıyor?

Muş’taki en temel talep Kürt sorununun demokratik barışçıl yöntemlerle çözülmesidir. Bunun yanı sıra Muş’ta yaşanan derin yoksulluğun da çözülmesi gerekir. Bu anlamda geçmişte Muş’a ekonomik katkısı çok olan bazı işletme ve fabrikaların yeniden açılması ve işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir. Bölgenin en önemli geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık sektörlerinin sorunlarının giderilmesi ve desteklenmesi gerekir. Son olarak da sağlık hakkına ulaşım Muş’ta önemli bir sorundur.

‘ÖNLEMLERE RAĞMEN SANDIK GÜVENLİĞİ KONUSUNDA ENDİŞELİYİZ’

Sandık güvenliği konusunda bir endişe hâkim. Bu konuda gerekli önlemlerin alındığını düşünüyor musunuz?

Sandık güvenliğini sağlamak amacıyla hem ittifakımız hem de diğer muhalefet partileri tarafından gerekli önlemler alınmaktadır. Bu bağlamda teknik çalışmalar da tüm hızıyla sürmektedir. Ancak halkımızda alınan bu önlemlere rağmen en derin endişe sandık güvenliği noktasındadır. Bu sebeple başta Muş olmak üzere tüm Türkiye’deki halkımıza sandıklara sahip çıkma çağrısında bulunuyorum.