Protestan Cemaati: Brunson davası siyasi bir dava

Sibel HÜRTAŞ
ANKARA - ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan serbest bırakılmasını istediği Papaz Andrew Brunson, önce PKK sonra "FETÖ" suçlamasıyla tutuklandı; 6 aydır tutuklu Brunson için hala iddianame hazırlanmadı. Protestan cemaati, davanın siyasi olduğunu düşünüyor. Asıl kaygı ise Brunson’un iadesinin Fethullah Gülen’in iadesine karşılık olarak masaya konulması…

ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmeye Türkiye’de tutuklu papaz Andrew Brunson’un durumu damgasını vurdu. 20 dakikalık görüşme kapsamında Trump’ın, Erdoğan’dan 3 kez serbest bırakılmasını istediği Brunson davası tam bir yılan hikayesine dönüşmüş durumda.

Andrew Brunsan, Proteston İzmir Diriliş Kilisesi’nin pastörüydü. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından eşi ile birlikte İzmir’de kaldığı evlerine önce Karakol’dan bir çağrı kağıdı aldı. Çağrı kağıdı üzerine gittiği Emniyet’te sınır dışı edildiğini öğrendi; 64 gün İzmir Geri Gönderme Merkezi’nde tutulduktan sonra Aralık ayında tutuklandı.

6 aydır tutuklu bulunan Brunson hakkında önce PKK kapsamında soruşturma başlatıldı. Ardından soruşturma "FETÖ" kapsamında devam etti. Brunson’a Savcılık sorgusunda geçimini nereden sağladığı gibi genel sorular soruldu.

GİZLİ TANIK İFADELERİ

Brunson’un tutuklanmasına neden olan konuysa gizli tanık ifadeleri. Dosyada gizlilik kararı olduğu için gizli tanık ifadesinde ne gibi suçlamalar olduğunu avukatları ve ailesi bilmiyor. Ancak gizli tanığın söz konusu ifadede Brunson’un sık sık Antep’e gittiğini ve buradan suçlamalar yönelttiği belirtiliyor. Gizli tanık kim sorusu da muamma. Gizli tanığın, sık sık Kilise’ye yardım istemek için gelen ve Brunson’u tanıyan biri olduğu da iddialar arasında.

PROTESTANLAR: "BU DAVA SİYASİ BİR DAVA"

Protestan Kiliseler Derneği Sözcüsü Soner Tufan, Brunson davasını Artı Gerçek’e değerlendirdi. Bu davanın bir ceza davası olmadığını söyleyen Tufan, davanın siyasi bir dava olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Brunson Aralık ayında tutuklandı. Aradan geçen 6 aylık sürede Emniyet hala delilleri Savcılık’a göndermedi. Birini yakalarsınız, hakkında suçu sabitleyecek deliller olur, bunları değerlendirirsiniz ve hızlıca soruşturmayı tamamlayıp, cezasını infaz edersiniz. Brunson davasında 6 ayda hiç ilerleme kaydedilmedi bu da bizde davanın ‘siyasi bir dava’ olduğu  kanaatini güçlendirdi. Bu bir ceza davası değil, siyasi bir dava. Sonuçlarına bakınca da bu çok şaşırtıcı gelmiyor."

MÜLTECİLERE YARDIM ÖRGÜTE YARDIM DİYE GÖSTERİLDİ

Soner Tufan, Brunson’un Kilise faaliyetleri kapsamında mültecilere yardım ettiğini, onlara giyecek, yiyecek, ısınma için geçerli materyalleri sağladığını bunun da terör örgütüne yardım gibi gösterilmeye çalışıldığını söyleyerek, şunları anlattı:

"Brunson, mültecilere yardım etmek için ara sıra Gaziantep’e giderdi. Onlara destekte bulunur ve ziyaret ederdi. Aslında burada tek amaç insanlık dramının yaşandığı o bölgedeki insanların yanında olmak, onların ihtiyaçlarını karşılamaktı. Bunu Türkiye’deki tüm Kiliseler yaptı. O zaman Gaziantep’e gitmek suç mudur? Antep’e gidiyor diye örgüt bağlantısı kurulmaya çalışıldı ve buradan hareketle PKK örgütüne yardım suçu üzerinden suçlama yapıldı. Özellikle Hükümet görüşüne daha yakın olan medyada bu konular üzerinden itibarsızlaştırma çabalarını gördük. Çok yoğun haberler yaparak onu PKK yandaşı gibi göstermek istediler, daha sonra ABD emperyalizminin maşası gibi ifadeler kullanıldı. Bu ikisi tutmayınca da devreye FETÖ örgütü sokuldu."

TEK DELİL GİZLİ TANIK İFADESİ

Soner Tufan, Brunson’un tutuklanmasının bir gizli tanık ifadesine dayandırıldığını belirtiyor. Gizli tanığın da ifadesinde hem PKK hem FETÖ’den bahsettiğini belirterek, "Burada hukuk yok. Belge yok, kanıt yok. Brunson’a ilişkin suçlama için Hıristiyanların arasına sızmış Hıristiyan imamı deniyor. Bu akla mantığa ters. Bunun için de hiçbir kanıt sunulmuyor. Hukuk devletinde böyle bir şey olamaz" dedi.

BRUNSON PAZARLIK KONUSU YAPILMASIN

Tufan, şunları söyledi:

"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinde iki önemli konu vardı. Biri YPG diğeri ise Fethullah Gülen’in iadesi. Ama bunlar konuşulmadı, Brunson’un durumu konuşuldu. Bu Türk Hükümeti’nin uluslararası ilişkileri açısından kötü bir durum. Bunun siyasi bir dava olduğunu baştan beri söylüyoruz. Bu siyasi davanın önemli ayağı Brunson’un serbest bırakılıp, Amerika’ya iade edilmesinin Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi konusunda bir pazarlık konusu yapılıp, yapılmayacağı noktasıdır. Oysa burada hukuk konuşulmalı. Eğer bir kişi hakkında suç işlediğine dair elinizde kanıtlarınız varsa bunu ortaya koymalısınız ve gereğini yapmalısınız. Bunun bir pazarlık konusu yapılması doğru değil."

PROTOSTONLARA YÖNELİK BASKI

Soner Tufan, Brunson davasının bir örnek olduğunu, genel olarak Protoston cemaati üzerinde baskıların olduğunu belirterek, şunları anlattı:

"Brunson’un tutuklanmasından biraz sonra birçok kişi –ki bizim ulaşabildiğimiz insanların sayısı sınırlı- bir çok şehirde, çalışma izinlerinin iptal edildiğini, oturma izinlerinin iptal edildiğini iletti. Hatta bazılarına turist olarak bile Türkiye’de kalamayacakları ifade edildi. Cemaat üyelerimizden yurt dışına tatile gidip de evleri ve işyerleri bulunan Türkiye’ye geri dönmek istediklerinde ülkeye girişlerine izin verilmedi. Bunlar çok keyfi yapıldı. Bu insanlara G82 kodu, yani ‘Milli güvenliğe, kamu yararına, kamu sağlığına yönelik tehlikeli’ diye bir ifade kullanıldı."

BRUNSON DAVASI ABD’NİN GÜNDEMİNDE

Soner Tufan, Andrew Brunson davasının uzun süredir hem ABD’nin hem de uluslararası kuruluşların gündeminde olduğunu belirtiyor. Brunson’un durumunun tutuklandığından bu yana Dünyanın tüm Kiliseleri tarafından yakından izlendiğini kaydeden Tufan, "Bugüne kadar konunun üzerinde önemle durdular. Takipçisi oldular ve kamuoyuna duyurdular. Daha önce de Brunson’un serbest bırakılması ve iade edilmesi için ABD’de senatörler mektup yazdı. Brunson davası uluslararası arenada takip edilmeye devam edilecek" dedi.

BRUNSON HAKSIZLIĞA UĞRADIĞINI DÜŞÜNÜYOR

Soner Tufan, ABD Konsolosluğu’nun sürekli olarak Brunson’un ailesi ve avukatlarıyla görüşerek, durumu hakkında bilgi aldığını söyledi. Cezaevinde bulunan Brunson’un sağlık durumunun iyi olduğunu ancak psikolojik olarak kendini iyi hissetmediğini anlatan Tufan, "Haksızlığa uğradığını düşünüyor. Uzun süredir haksızlığa maruz kaldığı için bunu gururuna yediremiyor. Çok üzülüyor kendisini ifade edemediğini düşünüyor" dedi.