Uzmanlardan İstanbul için kızamık uyarısı: Vaka sayısında artış var

Uzmanlardan İstanbul için kızamık uyarısı: Vaka sayısında artış var
İstanbul'da solunum enfeksiyonunun yoğun yaşandığı kış mevsiminden sonra uzmanlar artan kızamık vakalarına dikkat çekti. Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, "Salgından söz edebiliriz, aşılama takviminde bir an önce eski oranlarımıza ulaşmamız gerekiyor" dedi.

Artı Gerçek - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, kızamık vakalarında büyük artış yaşandığını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, kendi kliniklerinde tedavi gören iki erişkin hastadan birinin öğretmen olduğuna da dikkat çekerek "İstanbul'dan çok fazla vaka bildirimi gelmeye başladı, bir salgından söz edebiliriz gerçekten. Aşılama takviminde bir an önce eski oranlarımıza ulaşmamız gerekiyor" dedi.

Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, solunum yolu enfeksiyonlarının yoğun yaşandığı bu kış, kızamığın da listeye eklendiğini kaydetti. Artan aşı karşıtlığı, yaşanan yoğun göçler ve depremin de etkisiyle aksayan çocukluk çağı aşılamalarında aşılanma oranlarının bir an önce eskisi gibi yüzde 98’lere ulaşılması gerektiğini, aksi taktirde ölümcül seyredebilen kızamık nedeniyle yeniden kayıpların yaşanmaya başlanabileceğine işaret etti.

'ERİŞKİNLERDE KIZAMIK GÖRMEYE BAŞLADIK'

Solunum yolu enfeksiyonlarında bu yıl kızamığın Türkiye'de ciddi sıkıntı yaratmaya başladığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “Aslında 2019'da da kızamık Türkiye'de artmaya başlamıştı, pandemiden hemen önce. Hatta o yıl rekor kırıp 3 binlere ulaşmıştı vaka sayısı. Şu anda da İstanbul'da özellikle böyle bir salgın var. Hatta erişkinlerde görmeye başladık. Bu da önemli çünkü erişkinlerde kızamık ağır akciğer enfeksiyonları yapabiliyor. Yine küçük çocuklarda, özellikle bir yaşın altındakilerde çok tehlikeli. Uzun dönem sonuçları çok kötü oluyor" diye konuştu.

'SADECE OCAK AYINDA 180 CİVARI VAKA BİLDİRİLMİŞ'

Eskiden kızamıktan yılda iki milyona yakın kişinin öldüğünü ve aşılamalar sayesinde bu sayıların yıllık 100 binlere indiğini kaydeden Prof. Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi:

“Güney bölgelerimizdeki depremden etkilenen yerler ve o bölgede göçmenlerin ağırlıkta olması nedeniyle de kızamık açısından kaygımız var. Oradaki kızamık takip sonuçlarını da bilmiyoruz. Onları da bilmemiz, aslında hastalığının toplumda kontrolü açısından çok önemli"

DSÖ’nün sitesindeki verilerden Türkiye verilerini görebildiklerini anlatan Prof. Dr. Yavuz, “Bu yıl için sadece Ocak ayının verileri görülüyor ve sadece ilk ay bile, 2021 yılı boyunca gördüğümüz vaka sayısını da aşmış durumda. 182 civarı vaka bildirimi olmuş, geçen yıl, bütün bir yıl boyunca toplam 160 vaka görülmüştü" diye konuştu.

'ÇOK BULAŞICI BİR HASTALIK'

Aşılama oranlarımızın acilen yeniden yüzde 95'in üzerine çekmemiz gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Yavuz şöyle konuştu:

“Pandemi sırasında daha da çok artan aşırı tereddüdünün etkisiyle aşılama oranı düştü.Tereddüt yaşayan insanların anlayacağı dilden, onların kaygılarını gidermeden mücadele etmezseniz bu, kontrolsüz bir şekilde devam eder. Kızamık çok bulaşıcı bir hastalık. Hava yoluyla bulaşabilme özelliği var. Dolayısıyla bir kişi hastaysa, çok sayıda kişiyi etkileyebilir. Örneğin bizim bir hastamız, öğrencisi kızamık olduğu için bir öğretmen."

'ÖLÜMCÜL BİR HASTALIK'

Kızamığın erişkinlerde özellikle belli gruplarda çok tehlikeli olabileceğine de işaret eden Prof. Dr. Yavuz, sözlerine şöyle devam etti:

“Gebeler buna bir örnek. Kızamık hala ölümcül bir hastalık. Özellikle küçük çocuklarda ve bağışıklığı baskılanmışlarda çok ağır akciğer enfeksiyonuna, zatürreye neden olabiliyor. İkincil enfeksiyonlara fırsat yaratıyor. Bağışıklık yetmezliğine neden olabiliyor. Bu bağışıklık yetmezliği aylar, yıllar boyunca sürebiliyor. Hastalık ne kadar küçük yaşta geçirilirse, beyinde kalarak ölümcül ensefalitlere neden olma riski yükseliyor. Küçük çocuklarda beslenme yetersizliği de varsa, körlük yapabiliyor. Şu anda bile dünyada 200 bine yakın insanın ölümüne neden oluyor ve geneli de çocuk"

'ÖĞRETMEN VE SAĞLIK ÇALIŞANI GİBİ RİSK GRUPLARI AŞI OLMALI'

Ateş ve eşlik eden döküntü olması halinde mutlaka hekime başvurulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, hastanın bir an önce izole edilmesinin çok önemli odluğunu vurguladı. Yavuz, “Oldukça uzun bir bulaştırıcılık süresi var çünkü. 1 hafta 10 güne kadar uzayabiliyor. Bildiğimiz en hızlı yayılan enfeksiyon kızamık. Erişkinlerde de riskli gruplarda, özellikle de sağlık çalışanlarında mutlaka aşılama öneriyoruz. Öğretmenler de ön safta bu konuda. Sağlık Bakanlığı bu çalışmayı yapıyor ama Milli Eğitim Bakanlığı da aslında böyle bir çalışma yapabilir öğretmenler açısından. Aşı birimi olan hastanelerin hepsinde bu aşılar ücretsiz yapılıyor" diye konuştu. (DHA)

Öne Çıkanlar