Glüten sadece çölyak hastaları için zararlı değil
YAŞAM - Glüten, son dönem tartışma konusu olan ve tüketim kültürümüzde geniş bir yere sahip olan madde. Tahıl unlarından nişasta alındıktan sonra geriye kalan yapışkan madde olarak tanımlanan glüten çölyak hastaları için ciddi bir diyet unsuru ancak sağlıklı insanların da uzak durması gereken bir madde. Bağırsaklarımızın sevmediği bu madde, çölyak hastası olmayan kişilerin de günlük hayatını olumsuz etkiliyor.
Glüten alerjisi, ülkemizde henüz çok bilinmeyen ancak yaygın bir hastalık. Belirtilerinin başında yorgunluk var.
Yoğun olarak hamur işlerinde bulunan glüteni, ekmek ve makarna çeşitleri, bira, patates, işlenmiş et, gevrek, glüten içeren çorbalarla tüketiliyoruz.
Etkileriniyse bilmiyoruz;
Glüten hassasiyeti olan kişilerde yorgunluk, zayıflama, halsizlik gibi durumlar görülür. Glüten bağırsağa zarar verdiğinden, vitaminler ve minerallerin emilimi gerçekleşmesini engelliyor.
Bu ciddi etkiler dışında, esneme, gözden ve burundan sıvı akışı, uyku sersemliği hali, ağızdan su akışı gibi günlük hayatı etkileyen olumsuzlukların da kaynağı glüten alerjisi.
Glütensiz beslenme hakkında önemli noktalar şöyle:
1. İnsan vücudundaki enzimler, glüten içeren gıdalardaki kompleks proteinleri sindirmek için yetersizdir. Başka bir deyişle, glüten içeren maddeler insan sindirimi için uygun olan besinler değildir. İnsanın bağışıklık sistemi, glütenli gıdalara karşı tepki gösteriyor ve ondan kurtulmak istiyor.
2. Glütensiz beslenmek, doğru beslenmek için tek başına yeterli değildir. Hayatınızdan sadece glütenli besinleri çıkarmanız tek başına işe yaramaz ve ihtiyacınız olan besin değerlerini başka besinlerle takviye etmek zorunda kalırsınız. Bu besin değerlerini, işlenmemiş gıdalardan, taze sebze ya da meyvelerden sağlayabilirsiniz.
3. Glütensiz beslenmede rahatlıkla tercih edilebilecek ürünler, "glüten içermez" ibaresi olan ve genellikle marketlerde farklı reyonlarda sergilenen ürünler, mevsiminde taze sebze ve meyveler, taze et, taze yumurta, balık, kuruyemişler ve glüten içermeyen kinoa, kete, mısır ya da soya gibi ürünlerdir.
Ancak Türkiye henüz bu noktada henüz Avrupa'nın çok gerisinde. Glütensiz gıdalar hem yaygın değil hem de çok pahalı.
4. Glütensiz beslenme herkes için geçerli olan doğru bir beslenme şeklidir. Başka gıdalarla doğru şekilde takviye edildiğinde, tahılları beslenme programından çıkarmak herkesin sağlığına olumlu şekilde etki yaratacaktır.
Daha ağır vakalarda:
Çölyak hastalığına sahip olan kişilerin az miktarda da olsa glüten tüketmesi yanlıştır. Az miktarda glüten, vücutlarında gözle görülür bir değişim yaratmasa da, vücut üzerinde sahip olduğu etki çok daha fazladır. Glüten duyarlılığı, her çölyak hastasında kendisini aynı şekilde göstermez. Hatta bazı çölyak hastalarında belirtiler ortaya çıkmayabilir. Bu nedenle her durumda bu rahatsızlık ile glüten duyarlılığını birbirleriyle bağdaştırmak yanlıştır.
Kronik yorgunluk, eklem ağrısı, el ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşma, karın ağrısı, uzun süre geçmeyen ishal ve kabızlık ile kemik erimesi gibi belirtiler glüten duyarlılığı belirtileri olarak değerlendirilir ve bu semptomlarla karşılaşıldığında test için bir uzmana başvurulmalıdır.
Glüten içeren besinler tüketmek birçok başka hastalığı da tetikleyebilir. Depresyon, şizofreni, otizm, anksiyete ve başka psikolojik rahatsızlıklarla da bağlantısı olabilen bu besin aynı zamanda kemik erimesine de yol açabiliyor.