Görme engelliler cinsel hayatta ne yaşıyor?

Görme engelliler cinsel hayatta ne yaşıyor?
Cinselliğe ilişkin ayrımcılık görme engelli kişilerin özgüvenini ve cesaretini zedeleyerek, ilişki kurmasını güçleştirebiliyor.

Aynur TEKİN

ARTI GERÇEK - Engelli hakları tartışmalarında istihdam, sağlık, eğitim gibi konular sıklıkla yer alırken; cinsellik ve cinsel haklar yeterince ele alınmıyor. Peki, görme engelliler cinsel hayatta ne yaşıyor? Türkiye Görme Engelliler Derneği’nde, düzenlenen bir oturuma katılan Uzman Psikolojik Danışman Hilal Döner "Görme Engelliler ve Cinsellik" üzerine konuştu. Görme engelliler ve cinsellik, hareket engelli kadınların flört deneyimleri ve engelli bireyler için cinsel asistanlık gibi konularda çalışan Döner, ODTÜ’de Doç. Dr. Zeynep Hatipoğlu Sümer danışmanlığında yazdığı yüksek lisans tezinin öne çıkan bulgularını paylaştı.

CİNSEL ARZULARI ve İHTİYAÇLARI YOKMUŞ GİBİ DÜŞÜNMEK

Araştırmaya katılan ve yaşları 20-39 arasında değişen katılımcıların aktardığına göre, görme engelliler toplumsal önyargılara bağlı olarak ayrımcılığa maruz kalıyor, cinsiyetsizleştiriliyor ve aseksüel olarak görülüyor. Görme engelliler çevresindekiler tarafından kadın ya da erkek olarak görülmüyor. Öne çıkan başka bir eğilim ise görme engellileri melek gibi görmek ve cinsel ihtiyaç ve arzulardan ayrı düşünmek. Bu tür algılar görme engellileri, sonsuza dek çocukmuş ve cinsel ihtiyaçları, arzuları yokmuş gibi bir tablonun içine sıkıştırıyor. Döner, bir katılımcının bu konuyla ilgili paylaşımını şöyle anlatıyor: "Kadın bir arkadaşımız başka erkeklerin yanında değil ama benim yanımdayken cinsel hayatıyla ilgili her şeyi açık açık anlatıyor. Benim bir erkek olduğumu, arzularımın olduğunu düşünmüyor."

Görmeyen biriyle ilişki kurmak ya da evlenmek, sosyal alanda "sen başka kimseyi bulamadın mı", "sen bir kabahat mi işledin de bununla berabersin" şeklinde karşılanabiliyor. Sunum esnasında paylaşımda bulunan bir görme engelli de özellikle görme engelli bir erkekle evlenen kadınlar üzerinde baskı kurulduğunu ve ailelerin "Sen bir halt ettin de onu mu örtbas etmeye çalışıyorsun" gibi tepkiler verdiğini belirtti. Bu da genellikle kadınların bakire olmadığı için böyle bir tercih yaptığı anlayışıyla eşleştiriliyor.

Cinsel hayatla ilgili soru sorarken kişiyle samimiyet derecesi gözetilmiyor. Bir nevi görme engellilerin cinsel hayatı "kamusallaştırılıyor" ve bireyler bir rahatlık takınarak dilediği soruyu sorabiliyor. Bunun kişilik haklarını çiğneyen bir tutum olduğunu vurgulayan Döner, şöyle konuşuyor: "Görme engelli bir kişiyi yolda görüp, ya siz sevişebiliyor musunuz, hedefi nasıl tutturuyorsunuz gibi sorular soruluyor. Tanımadığınız gören bir kişiye, doğrudan böyle bir soru sormazsınız. Ama görme engellilerin sınırları rahatlıkla ihlal edilebiliyor."

SOSYALLİK PARTNER BULMAYI KOLAYLAŞTIRIYOR

Partner seçiminde cinsel açıdan çekici gelen özellikler arasında koku, ses, ten ve kişilik özellikleri görsel özelliklere göre çok daha baskın. Ancak bir grup katılımcı görsel özelliklerin de kendileri için önemli olduğunu belirtiyor. Döner, bu durumu güzellik ve cinsel anlamda çekiciliğe dair toplumsal normların görme engelliler arasında da içselleştirilmesi olarak yorumluyor. Buna ek olarak, eğitim sistemine erişim ve sosyal hayata katılım görme engellilerin partner bulma sürecinde belirleyici rol oynayan ölçütlerden.

Cinsel bilgi ve deneyim eksikliği sebebiyle ilk cinsel birleşme hem kadın, hem erkek katılımcılar arasında genelde keyifli olarak tanımlanmıyor. İlk cinsel deneyimini genelevde yaşayan erkekler, bu deneyimi soğuk buluyor ve yakınlık, romantizm gibi ihtiyaçlarının giderilmediğine dikkat çekiyor. 

KADIN ve LGBTİ’LER TOPLUMSAL CİNSİYETTEN NASİBİNİ ALIYOR

Görme engelli kadınlar da gören kadınlar kadar toplumsal cinsiyet rollerinden nasibini alıyor ve namus, bekâret gibi kavramlarla benzer şekilde baskılanıyor. Psikolojik Danışman Döner, "Bu tip toplumsal algı ve baskılardan görme engelliler de azade değil" diyor. Cinsel birleşme ve mastürbasyon açısından bakıldığında da erkeklerin kadın katılımcılara göre daha fazla deneyim sahibi olduğu görülüyor.

YARDIM MI TACİZ Mİ?

Özellikle kadın ve LGBTİ+ görme engelliler, tacize maruz kalabiliyor ya da bununla ilgili çeşitli endişe ve korkular taşıyor. Döner, bunu şöyle anlatıyor: "Bir insanın yardıma ihtiyacı yoksa bile gelip koluna girme, ille de yardım etme gibi tutumlar ortaya çıkıyor. Bu bir şekilde tacize de alan sağlayabiliyor. Özellikle görme engelli kadınların yardım etmek isteyen kişinin niyetine dair endişeleri oluşabiliyor. Ki bu endişeyi doğrulayan örnekler mevcut." Zorla yardım etme ısrarları, aşağılayıcı bir biçimde görme engellilerin bastonundan tutmaya ya da kravatından çekmeye kadar da uzanıyor.

KAPSAMLI VE ERİŞİLEBİLİR CİNSELLİK EĞİTİMİ TALEBİ

18 görme engelli ile İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen görüşmelerde katılımcılara cinsel bilgilerini yeterli görüp görmedikleri de soruldu. Erkek katılımcılar cinsel bilgi açısından kendilerini genel olarak daha yeterli görürken, kadın katılımcıların önemli bir bölümü bilgilerinin yetersiz olduğunu belirtti. 

Araştırma sonuçları, doğru ve güvenilir cinsel bilgi edinme açısından dokunma ve deneyim yoluyla öğrenmenin önemli bir kaynak olduğunu ortaya koyuyor. Ancak sınırlı cinsel deneyimi olan katılımcılar arasında özellikle kadın ve erkek cinsel organlarının tanınması ve cinsel birleşmeye dair bilgi edinme açısından güçlüklerin yaşandığı görülüyor. Katılımcılar, cinselliğin farklı boyutlarına ilişkin dokunsal materyaller, Braille baskı kitaplar ve sesli betimlemeli videolar ile zenginleştirilmiş erişilebilir cinsellik eğitimi talep ediyor.

Öne Çıkanlar