Mehmet Ali Erbil: Rakı içen kadından nefret ederim
Bir dönemin en popüler TV programı sunucusu ve oyunuc Mehmet Ali Erbil, bir süredir ekranlardan uzak bir hayat sürüyor. Çocukluğu ve evlilikleri hakkından konuşan Posta'dan Oya Çınar'a konuşan 61 yaşındaki oyuncu dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İşte Erbil'in açıklamalardan dikkat çeken başlıklar;
-Ruh haliniz, duygu dünyanız nasıl?
İyiyim Allah’a şükür. Sağlığım iyi olduğu sürece sorun yok. Zaten bu ara televizyona ara verdim. Kendimi çocuklara ve dinlenmeye adadım. Bayramın birinci günü vertigo rahatsızlığımdan dolayı sahneye tekerlekli sandalyeyle çıktım ama o ciddi bir durum değil. Arada baş dönmesi ve yorgunluk hissi veriyor. Alıştım artık ona.
Neden ara verdiniz televizyona?
Televizyonların ve yapımcıların kendi bütçe sorunlarından kaynaklanıyor. Onun dışında seyircinin bana olan ilgisinde ve talebinde bir değişiklik yok. Ama tabii çok şey de eskisi gibi değil artık. Eskiden ne anlayışlı ve hoşgörülüymüş RTÜK (Gülüyor). Yarışmada konuştuğum insanlar bile bana hıyar gösterirlerdi, "Mehmet Ali Bey bunu size aldım" diye. Beni görünce onlar da rahatlıyordu.
-Babanız ile ilişkiniz nasıldı? Babanız sevgisini pek göstermezmiş çocuklarına...
40 yaşına kadar babamın yanında bacak bacak üstüne atmadım. Terbiye mi, kültür mü adını tam koyamıyorum. Mesafeliydi ilişkimiz.
-Üvey baba şiddeti gördünüz mü?
Şiddet demeyeyim ama hakaret oluyordu, hatırlıyorum. O travmayı da şu yaşıma geldim hâlâ atlattım sayılmaz. Zordu. Anneme olan sevgim de azaldı o yüzden. Bizi üvey babama karşı korumuyor diye içerliyordum. Düşün 14 yaşında bir erkek çocuğuyum. Evden ayrılmışım ilk defa. Yatılı okulda çoraplarımı yıkamayı beceremezdim. Anneme getirirdim, üvey babamın korkusundan yıkamazdı. Deterjan alıp komşu kadına yıkatıyordum. Bunlar öyle kolay atlatılacak travmalar değil.
Hiçbir kadına şiddet uyguladınız mı?
Asla! Kimileri yaşadığı kötü şeyleri kendi etrafına o şekilde yansıtır doğru. Ama bende tam tersi. Sözlü münakaşa olur. Hakaret de olmuştur belki ama şiddet asla. Ha onlar beni dövmüşlerdir, hahaha! Tokat yemişliğim vardır ama çok da hak etmişimdir.
"BİRLİKTE OLMADIĞIM KADINLAR HOMOSEKSÜEL DEDİKODUSU ÇIKARIYOR"
-Dört kez evlendiniz. Neden yürümedi?
Hata yüzde 90 bendeydi hep. Tek eşli olamamak falan işte. Bazıları buna rağmen beceriyor ama şunu kabul edelim, erkeklerin yüzde 99’u tek eşli değil. Doğada da yok bu, hayvanlarda da yok. Bir de ilişkide çabuk sıkılıyorum ben.
-Hep çok güzel kadınlarla birlikte oluyorsunuz...
Arada bir iki tane olmuştur çok güzel olmayan. Gerçi artık o da olmuyor. Güzel olmayanlar zaten onlarla birlikte olmadığım için hakkımda homoseksüel dedikodusu çıkarıyorlar. Bu riski bile alıyorum yani düşün, hahaha!
-İlk eşiniz Muhsine Hanım da çok güzelmiş.
Aaa tabii! O zaman Ankara’da güzel kız karneyleydi resmen. Üç tane güzel kız vardı, biri Muhsine’ydi. Çok isterdim evliliklerimi sürdürmeyi. Hepsi çok vasıflı, düzgün karakterliydi.
-Yaş aralığınız değişti mi?
En son, "30’u bünyem kabul etmiyor" demiştiniz. Şimdi skala biraz yükseldi. 30-32 yaşında bir kadınla olur yani.
-Cinsellik ne kadar önemli?
Çok önemli ya! Neticede hayvansal güdüler bunlar.
Rakı içen kadından nefret ederim
Aşk kolay değil öyle. Uzun zamandır yok. Başta güzel bir his oluyor. Ama sonra hemen, yemek yiyişinden, sigara içmesinden, rakı içmesinden nem kapıyorum. Zaten nefret ederim rakı içen kadından. Hiçbir eşim de içmezdi. Eşlerimle de hiç hadi akşam yemeğinde bir kadeh şarap içelim demezdik...
Eski eşlerimi kıskanırım
Sevgililerimden rahatsız olmam. Ama eski eşlerimi kıskanırım. Bir burukluk olur yani. Ama "Allah mesut etsin" deriz nihayetinde. (YAŞAM HABERLERİ SERVİSİ)