Odysseus anlaşması: Bugünkü sizle gelecekteki siz arasında yapılan sözleşmeler

Odysseus anlaşması: Bugünkü sizle gelecekteki siz arasında yapılan sözleşmeler
Farkında olmasak da bu anlaşma hayatımızda azımsanmayacak derecede yer kaplamaktadır.

Yunan mitolojisine göre Odysseus, Leartes ve Anticleia’nın oğlu ve İthaka kralıdır. Başından geçen türlü maceraları, Antik Çağ ozanı Homeros’un "İlyada" ve "Odessa" adlı destanlarında anlattığı yurdundan koparılış ve geri dönüş hikayeleri sayesinde bilmekteyiz. Ancak Odysseus, sadece mitolojik bir kahraman değildir. Aynı zamanda, sinirbilimsel bir olguya da ismini vermiştir: Odysseus Anlaşması!

Kulağa Odysseus’un, yine Yunan mitolojisinden başka bir karakterle imzaladığı bir anlaşma gibi gelse de aslında davranış bilimleri ve felsefe literatüründe yer edinmiş bir davranış biçimidir. Yani anlaşmanın kahramanı Odysseus değil. Biziz.

Hepimiz zaman zaman içinde bulunduğumuz anın cazibesine kapılıp, sorumluluklarımızı ertelemiş ve bu erteleme yüzünden rahatsızlık hissetmişizdir. Bulunduğumuz anda bu rahatsızlık hissinden kaçınmak veya sorumluluklarımızı ileri bir zaman diliminde yerine getirmek amacıyla devreye şu andaki biz olarak, gelecekteki biz ile yaptığımız anlaşmalar girer. Örneğin "Bu paragrafı da okuyayım, kalkıp ödevlerimi yapacağım." cümlesi, bir Odysseus Anlaşması'dır. Bir vakıftan geri ödemeli burs almamız, faturalarımız için otomatik ödeme talimatını etkinleştirmemiz ya da organ bağışı formu doldurmamız… Bu ve bunun gibi farklı zaman dilimlerindeki "biz" arasında yapılan el sıkışmalar, davranış bilimlerinde ve felsefede "Odysseus Anlaşması" olarak isimlendirilir.

Amerikalı Nörobilimci David Eagleman, Incognito adlı kitabında bu durumun en büyüleyici sonucunun zihnin, kendisinin farklı zamanlardaki konumlarıyla pazarlık edebilmesi olduğunu belirtmiş ve yine aynı kitapta bu anlaşmadan şöyle bahsetmiştir:

"(...) ev sahibinizin size çikolatalı pasta konusunda ısrar ettiğini varsayalım. Beyninizin bazı bölümleri size sunulan glikoz için can atarken bazıları da beslenme biçiminiz konusunda endişeleniyor; yani bazı bölümler kısa dönemli kazancı, diğerleriyse uzun dönemli stratejileri ön plana çıkarıyor. Denge, duygularınız yönünde bozuluyor ve pastaya yumulmaya karar veriyorsunuz. Ama bir başka anlaşma karşılığında: Ancak yarın spor salonuna gitmeye söz verirseniz yiyebilirsiniz pastayı. İyi de, kim kiminle pazarlık ediyor? Pazarlığın her iki tarafı da siz değil misiniz?"

Farkında olmasak da bu anlaşma hayatımızda azımsanmayacak derecede yer kaplamaktadır. ABD'de müşterilerin paralarını hafta hafta yatırdıkları ve sene sonunda Noel alışverişi yapmak üzere geri çektikleri "Noel Club" adında bir banka bile vardır. Bu bankaya para yatırmak, sene içinde Noel alışverişine para ayıracak kadar tutumlu olmayan siz ile Noel’de eğlenmek isteyen siz arasında yapılan "Odysseus Anlaşması"dır.

BUNUN ADI NEDEN ODYSSESUS ANLAŞMASI?

Homeros, "Odessa" adlı destanında, Truva Savaşı’ndan sonra yurdu İthaka'ya dönmeye çalışan Odysseus'un başından geçenleri anlatır.

Destana göre Odysseus, bu dönüş yolculuğunun bir döneminde Sirenler Adası'nın yakınından geçmek durumunda kalmıştır. Sirenler, göz alıcı güzellikleri ve büyülü şarkılarıyla oradan geçmekte olan ölümlü denizcileri kendilerine çeken denizkızlarıdır. Şarkıyı duyan ölümlüler onlara direnemez ve korkunç bir sona sürüklenirler. Tanrıça Circe, Odysseus’u bu ölümcül denizkızları konusunda uyarmış ve denizcilerinin kulaklarını Sirenler’in büyülü şarkılarına tıkaması için balmumu vermiştir.

Sirenler Adası görüldüğünde, Odysseus'un aklına Circe’nin uyarısı gelir ve balmumunu, adamları arasında paylaştırır. Bu sayede büyülü şarkıları duymayacak ve kendi ölümlerine sürüklenmeyeceklerdir. Şarkının etkisiyle sürüklenmemek için adamlarına kendisini geminin direğine sıkıca bağlattırır; çünkü hem şarkıyı dinlemek hem de hayatta kalmak istemektedir. Ve Sirenlerin büyülü şarkısı duyulur.

Şarkı Odysseus'u kendinden geçirir. Adaya gitmek, denizkızlarına kavuşmak istemektedir. Onun çırpındığını gören gemidekiler daha hızlı kürek çekmeye başlarlar, gemi ilerler ve Sirenlerin şarkısı artık duyulmaz olduğunda mürettebat derin bir oh çeker ve kürekleri bırakır.

Bu hikayede henüz Sirenlerin şarkısını duymayan Odysseus, yine de bu büyülü ezgiye karşı koyamayacağını bilmektedir. Bu nedenle Sirenlerin şarkısını duyan Odysseus ile bir anlaşma yapmış ve kendisini yani onu gemi direğine bağlatmıştır. İşte gelecekteki kendimizle yaptığımız anlaşmalar adını bu mitolojik hikayeden almaktadır. (Evrim Ağacı

Öne Çıkanlar