Yunan basınının 1991 yılındaki demokrasi sınavı
Günlerden Cuma idi ve Yunanistan’ın yüksek tirajlı solcu Eleftherotypia gazetesinin değişik TV kanallarında reklamları dönmeye başladı. Gazete pazartesi sabahı 17 Kasım Örgütü'nün bildirisini yayınlayacağını duyuruyordu...
![Yunan basınının 1991 yılındaki demokrasi sınavı](https://image.artigercek.com/rcman/Cw1280h720q95gc/storage/files/images/2025/02/11/yunan-basininin-1991-yilindaki-demokrasi-sinavi-69g2.png)
Tamer ÇİLİNGİR*
Yıl 1991
Tüm Avrupa’yı kasıp kavuran Gladyo adıyla anılan devlet içerisindeki gizli örgütlenmelerin Amerikancı kontrgerilla oluşumları olduğuna dair belgelerin ortaya çıktığı tartışıldığı günlerdi.
ANTİ TERÖR YASASI
Avrupalı devletler bir yandan bu yapıları teşhir edip lağvettiklerini duyururken öte yandan istisnasız tüm Avrupa devletleri yeni anti-terör yasaları çıkarmışlardı. Yunanistan’da çıkarılan yasa da diğer Avrupa ülkelerindeki gibi basına yönelik kısıtlamalarla doluydu. Hiçbir basın kuruluşu terörle ilişkisi olan kurum ve kuruluşlar hakkında haber dahi yapamayacaklardı.
Yunanistan’da da bugünkü başbakanın babası olan Miçokatis’in Yeni Demokrasi partisi iktidardaydı.
Ve kısa bir süre önce damadı 17 Kasım tarafından gerçekleştirilen bir bombalı saldırıda hayatını kaybetmişti
17 KASIM
17 Kasım şiddet eylemleriyle tanınan ve 1974’de kurulduğu tahmin edilen ve tek üyesi dahi o güne kadar yakalanmamış ‘sol’ bir örgüt olarak tanımlanıyordu.
Aylardır Alman firmalarına yönelik bombalı (füzeli) saldırılar düzenleyen örgüt bu eylemleri neden yaptığına dair bir bildiriyi tüm basın kuruluşlarına yolladı.
Yeni çıkan anti-terör yasasına göre böyle bir bildiriyle ilgili basında haber yapmak dahi suç idi.
ELEFTHEROTYPİA GAZETESİ
Günlerden Cuma idi ve Yunanistan’ın yüksek tirajlı solcu Eleftherotypia gazetesinin değişik TV kanallarında reklamları dönmeye başladı. Gazete pazartesi sabahı 17 Kasım’ın bildirisini yayınlayacağını duyuruyordu.
Başbakan Miçotakis basın toplantısı düzenleyip eğer böyle bildiri yayınlanırsa gazete yöneticilerinin yasa çerçevesinde bedelini ödeyeceğini açıkladı.
Eleftherotypia gazetesinin yayın yönetmeni Serafim Fintanidis ise basın özgürlüğünü kısıtlayan bu yasayı tanımadıklarını, Pazartesi 17 Kasım’ın bildirisini yayınlayacaklarını söyledi.
Tabii ki gazete ve gazetenin yayın yönetmeni 17 Kasım’ı bir terör örgütü olarak görüyordu. Ancak yasanın anti demokratik olduğunu böyle bir bahane ile basın özgürlüğünün tehdit edildiğini ve bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını savunuyordu. Bu nedenle 17 Kasım’ın bildirisini bedeli ne olursa olsun yayınlayacaklarında ısrar ediyordu.
Cuma’dan pazar akşamına kadar tüm Yunanistan bu konuya odaklanmıştı. Sadece TV’ler, radyolar, gazeteler değil halkın tüm kesimleri bu konuyu tartışmaya başlamıştı. Yunanca bilmediğimiz o günlerde kafelerde, sokaklarda insanların bu konuyla ilgili yaptıkları tartışmaları anlamaya çalışıyorduk.
Bu arada Başbakan Miçotakis giderek sertleşiyor ve bildirinin yayınlanması halinde kimsenin gözünün yaşına bakmayacağını söylüyordu.
PAZARTESİ SABAHI…
Herkes gibi biz de pazartesi sabahını bekliyorduk. Merak edilen iki konu vardı. Birincisi 17 Kasım’ın aylardır Alman firmalarına yönelik saldırıların sebebi idi. İkincisi ise bildirinin yayınlanması halinde hükümetin nasıl bir tavır alacağı idi.
Eleftherotypia gazetesi pazartesi günü normal tirajlarının iki katı sayıda baskı yapacağını açıklamasına rağmen saat 07.00’de hiçbir yerde gazete kalmamıştı. Ve gazete 17 Kasım’ın bildirisini yayınlamıştı.
17 KASIM’IN BİLDİRİSİ
Almanya 2.Dünya Savaşı sonrası Yunanistan devletine tazminat ödemekle cezalandırılmıştı ve bunu peyderpey ödüyordu. 17 Kasım bildirisinde uzun yıllardır bu ödemenin yapılmadığının belgelendiği ve bu nedenle Alman şirketlerine yönelik bu ödemenin karşılığı olarak zarar verme eylemleri gerçekleştirildiği açıklanıyordu.
ELEFTHEROTYPİA GAZETESİNİN YAYIN YÖNETMENİNE GÖZALTI
Sabah saatlerinde Fintanidis gözaltına alındı.
Sonra ne mi oldu?
Tüm fabrikalar, işyerleri, okullarda boykot başladı. Hayat tamamen felç oldu ve herkes sokaklardaydı bu gazetecinin serbest bırakılması talebiyle.
Miçotakis halkı uyarıyor ve geri adım atmayacağını söylüyordu.
Selanik-Atina otobanı Selanikli çiftçilerin traktörleriyle trafiğe kapatıldı.
O gece Miçotakis geri adım atmayacağını açıkladı.
Ertesi günü yani salı sabahı ise içlerinde aşırı sağcı olarak anılan gazeteler de dahil olmak üzere 24 Yunan gazetesi 17 Kasım’ın bildirisini yayınladı.
Salı günü öğle saatlerinde Fintanidis serbest bırakıldı ve yaşam normale döndü.
Bu yasa Yunanistan’da hiçbir zaman uygulanamadı. Yunan basını ve Yunan halkı o günlerde Fintanidis’e sahip çıkarak tüm dünyaya demokrasi dersi verdiler.
Darısı başımıza…
*Araştırmacı, Pontos Gerçeği kitabının yazarı