Mısra Öz: Onlar benim evladımı aldılar, bir de üstüne para verecek değilim

Mısra Öz: Onlar benim evladımı aldılar, bir de üstüne para verecek değilim
Öz, 'Ama olur da zorlarlarsa bir kereye mahsus 'başımın gözümün, sadakası olsun' der, sonrasında da söke söke almasını bilirim' dedi.

ARTI GERÇEK- Gazeteci Erk Acarer'in hazırlayıp sunduğu 'Haber Peşinde'de Çorlu tren katliamında oğlunu kaybeden Mısra Öz'e ve davayı takip eden gazeteci Mustafa Hoş'a verilen cezalar konuşuldu. 

ARTI TV'de ekrana gelen programa canlı bağlantıyla katılan Hoş ve Öz, süreci ve hislerini anlattılar. 

'BİR TARAFTA CİNAYETİN TESCİLLENDİĞİ, DİĞER TARAFTA CİNAYETİ ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞANLAR VAR'

Gazeteci Mustafa Hoş, daha ilk andan itibaren ihmaller zincirinin başladığını hatırlatarak "Bakın ilk yardıma Sarılar Köyü'nden geliyor. 45 dakika ilk yardım gelmedi. Buradan başlıyor. Sonra orada insanlar hâlâ rayların altındayken yolu açmak için taşlar taşındı, büyük bir çaba gösterildi, ardından gece 12'de bir bilirkişi oluşturulup helikopterle oraya getirildi. O bilirkişiler Pamukova'daki bilirkişilerdi, Pamukova'yı aklayan bilirkişilerdi. Yani seçilmiş kişilerdi. İlk andan itibaren gösterilen refleksin bunu kapatmak üzere olduğu gayet açıktı. Bu 8 Haziran'daki kazadan sonra olan süreç, öncesi de var. Çünkü bu hat seçimden önce açıldı, altyapısı tamamlanmadı. Nereden anlıyoruz, menfez çöktü, ray duvarı meselesi örtbas edildi. Günlerce önceden hava durumu biliniyordu, bir şey yapılmadı. Ray bekçisi bir kişi, o da o gün izinliydi. Anlata anlata artık ezberledim. Bir tarafta bilirkişi ve diğer raporlarla cinayetin tescillendiği var, bir tarafta da cinayeti örtbas etmeye çalışanlar var."

Mustafa Hoş'tan sonra söz alan Mısra Öz'e "Samimi olarak ne hissettiğinizi merak ediyorum" sorusunu soran Acarer'e, Öz'ün yanıtı şöyle oldu:

'ÖFKEDEN BAŞKA BİR ŞEY HİSSEDEMİYORUM'

"Tek bir duygum var, o da öfke. İlk başta çok üzgündüm fakat üzüntüm daha geri plana düştü çünkü öfkeden başka bir şey hissedemiyorum. Mustafa Bey'e verilen cezayı duyunca şok oldum. Arkasından da dün hâkim mahkemede kararı suratıma okuduğu dakikada şok oldum."

'BEN BİR SUÇ İŞLEMEDİM Kİ O PARA CEZASINI ÖDEYEYİM'

Acarer'in bu noktada Mısra Öz'e verilen cezayı hatırlatıp, gazeteci Hoş'un cezası için bir dayanışma gerçekleştiğini, kendisi için de böyle bir şeyin yapılıp yapılmadığını sorması üzerine arayan giren Mustafa Hoş, "Bu kadar kolay bir şekilde bu parayı alamazlar. Ben bir suç işlemedim ki o parayı ödemek için bir şey yapalım. Çok sağ olsunlar, bugün dahi arayan, yurt dışından arayan insanlar oldu. Böyle bir para toplama söz konusu değil. Çünkü ortada bir suç yok, bunu kabullenmek anlamına gelir bu. Yasal olarak ne varsa bütün haklarımı kullanacağım, ayrıca o savcıyı HSK'ye şikâyet edeceğim, kayda düşsün diye. Öyle savcılar gördüm ki, 35 yıllık gazeteciyim. Eline beline koyup 'Onu alın, bunu alın' diyen de devlete kafa tutan da gördüm. Nerede onlar? Bugün ben gazetecilik yapıyorum, onlar ülkede bile değil. Ya da meslek namusu için namlunun ucuna giden, hayatını veren savcılar da var, Doğan Özler gibi. Ben katillerin izini sürüyorum ve sürmeye devam edeceğim."

'ONLAR BENDEN EVLADIMI ALDILAR, BİR DE ÜSTÜNE PARA VERECEK DEĞİLİM'

Konuşmasına devam eden Mısra Öz ise şu ifadeleri kullandı:

"Öncelikli olarak hukuki hakkımızı arayacağız. Biz suçlu değiliz, suçluları deşifre eden taraftayız, suçluların kim olduğunu haykıran taraftayız ve bunun hukukla olması gerektiğini savunan taraftayız. Evet, belirtmem gerekirse çok güzel dönüşler oldu bana da, birçok kişi destek olmak için mesaj atıyor. Ama ben önce hukuki itirazlarımı yapacağım. Arkasından ne çıkar, nasıl olur bilmiyorum ama hiçbir kuruşumu oğlumu alan, benden canımı alan insanlara yedirtmek gibi bir durum söz konusu olamaz. Onlar benim evladımı aldılar, bir de üstüne para verecek değilim. Özellikle altını çizmem gereken bir şey varsa hâkimlerin ve savcıların enteresan bir şekilde konuyu kişiselleştirmeleri gibi bir durum söz konusu. Sanki kendilerine hakaret ediyormuşuz ya da kötü dileklerde bulunuyormuşuz gibi yansıtıyorlar. Aldıkları kararlara karşı vermiş olduğum tepkiler var. Çünkü ben en başından beri adaletin işlediğini düşünmüyorum. Çorlu katliamı davasında sanık olarak karşımıza alt düzeyde 4 memur çıkarıldı ama davayı sahiplenen, destek olan 10-11 kişiye de dava açıldı. Gerçek sorumlular yargı önünde değilken hak arayanlar yargılanıyor. Bunu yediremiyorum ve bu yüzden de çok öfkeliyim. Dediğim gibi, evladımı alanlara bir kuruş dahi vermek gibi bir niyetim yok. Ama olur da zorlarlarsa çünkü en iyi bildikleri şey parayla zorlamak, korkutmak, o zaman da bir kereye mahsus 'başımın gözümün, sadakası olsun' der, sonrasında da söke söke almasını bilirim."

'BEN BU CİNAYETİ GÖRDÜM'

Son sözü alan Mustafa Hoş ise şunları söyledi:

"Bu davaya bakan herkes Türkiye'yi görsün. Bu dava önemli. Evet, tabii ki diğer başka davalar da önemli ama bu davanın şöyle bir tarafı var: Hukuku işletmesi gerekenleri hukuk yoluna sevk etmeye çalışıyoruz. Böyle bir saçmalık olmaz. Bu dosyaya kim bakacak olursa, hemen bugün TCDD bürokratlarını tutuklattırır. Sorgular, soruşturma açar, demiyorum. Bundan daha açık bir şekilde bir cinayet olmaz. Ben bu cinayeti gördüm ve gördüğüm bu cinayeti de anlatmaya devam edeceğim. Artık bunu böyle yok faciaymış, yok kazaymış gibi tanımlanmasına da gerek yok. Bu cinayetin faillerinin peşine herkesin düşmesi lazım. 

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Öne Çıkanlar