Beş yılda 80 bin kilometre yol yaptı, 50 astronotu fotoğrafladı: 'Döndüklerinde ciddileşiyorlar'
Artı Gerçek - Alman fotoğraf sanatçısı Christoph Otto, beş yılda, 80 bin kilometre seyahat ederek, 50 astronotu fotoğrafladı ve röportaj yaptı. Uzay yolculuğu öncesi ve sonrasında astronotlarla görüşen Otto, bu süreçteki izlenimlerini DHA'ya anlattı. Astronotlarda gözlemlediği en önemli duygunun, uzaydaki yalnızlık duygusu olduğunu belirten Otto, "İnsanoğlunun burada kavga etmemesi gerektiğini, herkesin bir bütünlük içinde oluştuğunu ve dünya ile insanların tüm bu oluşumun sadece bir organizması olduğunu öğrendim. Astronotların uzaya gidip döndükten sonra daha ciddi olduklarını fark ediyorum" dedi. Otto'nun porjesi önümüzdeki dönemlerde sergi ve kitap da olacak.
2018 yılında, uzaya gitmeye hazırlanan Alman astronot Alexander Gerst ile başladığı fotoğraf çalışmalarını projeye dönüştürmeyi planlayan Christoph Otto, Uzay Kaşifleri Derneği'nce (Association of Space Explorers-ASE), 34´üncüsü düzenlenen Planetary Congress´e katılmak üzere Bursa'ya geldi. Etkinliklere katılan, 19 ülkeden 70 astronot ve kozmonotla bir araya gelen Otto, burada kurduğu fotoğraf stüdyosunda çalışmalarını sürdürdü.
'ALDIĞIM CEVAP KARŞISINDA ADETA TİTREDİM'
Çalışmaları sırasında röportaj yaptığı astronotların cevapları karşısında hissettiklerini, 'adeta titredim' sözleriyle ifade eden Otto, "Beş sene önce Houston'da, Alexander Gerst'in uzaya gitmeye hazırlandığı sırada diğer astronotlarla tanıştım. Gerst bana, "Dünya'ya baktığımız zaman ne kadar etkileyici olduğunu görüyoruz. Aslında bunu zihinlerimizle bilsek de uzay deneyimleri bize bunu tün vücudumuzda hissettirdi´ diyorlar. İnsanoğlunun burada kavga etmemesi gerektiğini, herkesin bir bütünlük içinde oluştuğunu, dünya ile insanların tüm bu oluşumun sadece bir organizması olduğunu öğrendim. Beni etkileyen bir başka şey de Uluslararası Uzay İstasyonu'nda tüm milletlerin olması. Oraya giden astronotların hepsi, bir arkadaş gibi, bütün gibi görevlerini birlikte yapıyorlar. Hangi dinden, hangi ırktan veya hangi ten renginden oldukları fark etmiyor" dedi.
Christoph Otto, astronotların kendisine yaşattığı hisleri, insanlıkla paylaşmak istediği için böyle bir proje başlattığını belirterek, "Astronotlardan aldığım bu hislerin ne kadar değerli olduğunu fark ettim. Bu hisleri de astronotlardan alıp, bütün dünyaya ve insanlığa hissettirmek için bu projeye başladım. Bu proje için 80 bin kilometre yol kat ettim. Bu kadar büyük bir prodüksiyonu ülkeden ülkeye taşımak da zor oluyor. Bu zamana kadar İtalya, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Macaristan, İspanya ve Türkiye'ye gittim" diye konuştu.
'YALNIZLIK DUYGUSU YAŞIYORLAR'
Uzayda genellikle yalnızlık duygusu yaşayan astronotların, dönüş yaptıklarında daha ciddi olduklarını fark ettiğine dikkat çeken Otto, "Helen Sharman ile bir gün konuşurken bana, 'Uzaya çıktığımda etrafımdaki hiçbir şeyin değerli olmadığını fark ettim. Etrafımda zaten bir şey yok. Tek aradığım şey ailem' dedi" ifadelerini kullandı.
Planetary Congress´in astronotların birbirleriyle buluşarak sosyalleşmesi için de önemli olduğunu söyleyen Otto, "Öncelikle benim için yurt dışına çıkmak çok güzel bir deneyim. Türkiye'de de insanların misafirperverliğini çok güzel bir şekilde hissedebiliyorum. Özellikle kongreye geldiğimden beri, birçok kişi bana farklı yönlerden yardım etti. Önümüzdeki günlerde projemi daha da genişletmek için, kongredeki astronotları çağırıp onlarla hem röportaj hem de bir fotoğraf çekimi yapacağım. Bu kongreler, insanların astronotlarla, astronotların da birbirleriyle buluşması için çok önemli. Çünkü tüm yıl boyunca kendi işleriyle uğraşıyorlar. Fakat bu kongre zamanında birbirleriyle etkileşim içerisinde oluyorlar" dedi.
'PROJE KİTAP DA OLACAK'
"Ben hem sanatçıyım, hem yazarım, hem gazeteciyim" diyen Otto, "Bu projede çalışırken, aslında bu kimliklerimin hepsini birlikte kullanıyorum. Bu proje sadece bir sanat galerisiyle kalmayacak, aynı zamanda kitap da olacak. Galeride aynı zamanda astronotlarla yaptığım röportajların sesleri de fotoğraflara eşlik edecek. Astronotların fotoğraflarını çektikten sonra, astronotlarla bir röportaj gerçekleştiriyorum ve ses kaydı yapıyorum. İnsanlar sergimi gezdiği zaman, fotoğraflara baktığında, aynı zamanda yaptığım röportajları da dinleyebilecekler. O yüzden benim için gerçekten çok büyük bir proje" diye konuştu. (DHA)