1. derece sit alanının yanı başında yapılacak yat limanına onay: 'Datça’nın katli olur'

İZMİR - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın Datça’nın İskele Mahallesi’nde hayata geçirmeyi planladığı Datça Yat Limanı projesi için 'ÇED olumlu’ kararı verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 98 milyon TL bütçe ayırdığı projeyle Azganlı mevkiine 270 yat kapasiteli bir iskele yapmayı planlıyor. Projenin tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre 126.154 metrekarelik proje alanında 555 metrelik taş dolgu dalgakıran ve 700 metrelik iskele yapılması planlanıyor. Projenin kara sahasında ise gümrük binası, otel/fitness, satış birimleri, atölye, idari bina, kafe-restoran, yat kulübü, yatçı depoları gibi yapılar inşa edilecek.

ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİNDE

Proje sahası Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında kalıyor. Proje sahasının yanı başında birinci derece arkeolojik sit alanı bulunuyor.

İLK ÇED SÜRECİ DURDURULDU

Projenin ilk ÇED süreci, Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ile Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü görüşlerinin eksik olması ve projenin çevresel etkilerine ilişkin eksik değerlendirmelerin tamamlanması nedeniyle durdurulmuştu. Ardından proje revize edilerek yeniden ÇED süreci başlatılmıştı.

'ÇİVİ BİLE ÇAKILMAMALI'

Projeye karşı çıkan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Datça Meclisi ise hem hukuki hem de fiili mücadele başlatmayı planlıyor. Artı Gerçek’e konuşan MUÇEP Datça Meclisi üyesi İbrahim Aydın Bodur, "Yat limanının inşa edilmek istendiği alan değerli bir koy. O bölgede denizi ve havayı temizleyen çayırlar var. Endemik bitkilerin yaşam alanı aynı zamanda. Arkeolojik ve doğal SİT alanına çok yakın bir yerde yapılıyor. Doğal olarak bakir bir alan. Aynı zamanda Datça ve Bozburun özel çevre koruma bölgesi. Burası özellikle korunması ve gelecek kuşaklara bırakılması gereken yerler. İnsan etkisinden uzak tutulması gereken yerler. Ağaç ve canlı yapısı ile birlikte değerli bir yer. Türkiye’de çok az böyle bir yer var. Buraya bir çivi çakılması dahi caiz değil" dedi.

HUKUKİ VE FİİLİ MÜCADELE VERİLECEK

Projenin Datça’nın katli olacağını vurgulayan Bodur, şunları anlattı:

"Başlangıçta 272 yat kapasitesi olarak belirleniyor. Sonrasında iş büyüyor ve 600 yata kadar çıkıyor. İçinde 50 yatın tamir edileceği bir bakım yeri de yapılması da planlandı. Biz de bunları duyunca karşı çıkmaya başladık. İlk ÇED süreci başlatıldığında halkın katılımı toplantısına koyun olduğu gibi öleceğini dile getirdik. Limanın bölgeye olan etkilerini anlattık. İDK toplantısında bunun Datça’nın katli olacağını da ifade ettik. Bakanlık uzunca bir süre kararsız kaldı. Geçtiğimiz yıl kapasite 600’dan 272’ye düşürülerek ÇED raporu onaylandı. Bizim 2022’de yaptığımız itirazlar kısmen dikkate alındı, yoğunluk azaltıldı. Bu durumda yapmamız gereken şey 30 gün içinde hukuksal dava açmak olacaktır ya da kamyonların önüne yatmak olacaktır. Bunu değerlendirmeye çalışıyoruz. Dava açmayı tartışıyoruz. Muhtemelen hukuki yolları tüketeceğiz. Biz meclisli bir grubuz ve doğrudan demokrasiyi işletmeye çalışan bir topluluğuz. Sadece hukuki yollarla değil, direnme hakkımızla da karşısında durmaya çalışacağız yoksa gelecek kuşaklara kalmayacak."

'DATÇA’YI KAYBETMEK İSTEMİYORUZ'

Datça’yı kaybetmek istemediklerini dile getiren Bodur “Bu bölgeler koruma-kullanma dengesinin gözetilmesi gereken yerler. Kıyıların işgal edilmemesi lazım. Nüfus baskısı ve şehirleşme çok olmayacak. Ama buraya yelkenli yatlar gelmeyecek, motor yatlar gelecek. Bunun çevreye zarar vermemesi mümkün değil. Yapılacağı sırada vereceği zararları geçtim, Bozburun ile Datça arasındaki Hisarönü Körfezi yat turizminden dolayı günden güne yok oluyor. Doğal güzellikler yok olunca o yatlar gelmeyecek. Biz Datça’yı kaybetmek istemiyoruz. Sonuna kadar karşı çıkmaya çalışacağız, elimizden geldiği kadar, aklımız yettiğince" diye konuştu.

MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNDEN OLUMSUZ GÖRÜŞ

Muğla Büyükşehir Belediyesi proje için olumsuz görüş bildirdi. Belediye, proje alanının korunması gerekli hassas endemik biyotoplar (posidonya çayırları) bölgesinde kaldığına, proje alanı içerisinde bulunan 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı'nın (Anıt Mezar) nasıl korunacağından bahsedilmediğine, deniz tarafında yapılacak olan yüzer dalgakıran gibi yapıların sabitlenmesi amacıyla kullanılacak tonoz ve benzeri çalışmaların deniz ekosistemine direkt olarak zarar vereceğine dikkat çekti. Ayrıca, proje alanına çok yakın mesafede bulunan Ilıca kaynağının proje kapsamında yapılacak çalışmalardan olumsuz etkilenebileceği, körfez içerisindeki kirliliğin bu proje ile daha da artacağını dile getirdi.