Asbest yüklü gemi Aliağa yolunda: 'Aliağa ve İzmir için büyük tehdit'
İZMİR - Orange Marine adlı Fransız şirkete ait asbest yüklü kablo döşeme gemisi Raymond Croze, İzmir'de Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nde sökülecek. 18 Aralık’ta Fransa'nın Toulon Limanı'ndan ayrılan geminin 27 Aralık'ta Aliağa’ya ulaşması bekleniyor. Sea Vanquish isimli römorkör tarafından çekilen geminin tehlikeli madde envanteri raporunda (IHM) 50 ile 100 ton arasında asbest içerdiği belirtiliyor. 1983 yılında inşa edilen Fransız bandıralı gemi İstanbul Boğazı'nın altından geçen internet kablolarının bakım ve onarımı çalışmalarını da yapmıştı.
'ALİAĞA BAĞIMSIZ DENETİME AÇILMALI'
Artı Gerçek’e konuşan Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari olası riskleri anlattı:
"Aliağa’da sökülen gemilerde çok ciddi oranda asbest var. AB kriteri almamış ve AB bandırası olmayan onlarca gemi Aliağa’ya geliyor. Gemilerde asbest bulunması normal bir durum. Fakat oradaki sorun şu; gemilerdeki asbest uluslararası normlarda temizlenmiyor. Çalışma koşulları, işçilere sağlanan ekipman ve işçilerin eğitimleri çok eksik. Bu da başta çalışanlar olmak üzere Aliağa, İzmir ve Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu bölge bağımsız denetime açılmalı. Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (GEMİSANDER) bu çağrılarımıza cevap vermedi. Aliağa’da AB standartlarında söküm yaptıklarını söylüyorlar ama gelip denetleme yapsalar lisanslı tesis kalmaz. Tehlikeli madde envanter raporunda yer alan asbestin temizlenmesi gerekiyor ama asbestli de olsa paramparça ediliyor"
'YÜKSEK ASBEST İÇERDİĞİ BİLİNEN BİR GEMİ'
Raymond Croze gemisinin durumuna dikkat çeken Ensari, "Bu geminin gündeme gelme sebebi sadece AB tarafından gelen ve AB’de yüksek asbest içerdiği bilinen mimli bir gemi olmasıdır. Bu gemide çok asbest olduğu zaten bilinen bir durumdu. Bu gemi haricinde şu anda Aliağa’da sökülen gemilerde çok ciddi oranda asbest var. Sadece asbest değil çok tehlikeli maddelerin de bulunduğunu biliyoruz. Denetim yok denecek kadar az. Gemi sökümcülere kâr, işçiler kanser, Aliağa’da yaşayanlar hastalıklara maruz kalıyor" diye konuştu.
'TEHLİKELİ ATIKLARIN ULUSLARARASI TAŞINMASI YASAK'
Artı Gerçek'e konuşan TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Şube Başkanı Mehlika Koç da "Altın madenciliğinde sorun sadece siyanürmüş gibi anlatmakla yaptığımız hatayı gemi sökümden de sadece asbeste indirgemekle sürdürüyoruz. Çok sayıda atık doğaya karışabiliyor, işçi sağlığını tehdit edebiliyor. Basel Konvansiyonu'na göre tehlikeli atıkların uluslararası taşınması, aktarılması yasaktır" dedi.
KANSER RİSKİ VE ÇEVRE TAHRİBATI
Gemi sökümünün insan sağlığı ve çevrede yarattığı risklere dikkat çeken Koç, şöyle devam etti:
"Baştankara edilerek sökülen gemilerden madensel yağların ve petrol türevlerinin, denize ve karaya sızmasıyla çevresel kirlilik oluşmaktadır. Madensel yağlar ve akaryakıtlar toksik özellikler göstermektedirler. Petrol ve madensel yağ sızıntıları, kuşları, memelileri ve su canlılarını tehdit etmektedir. Yağlar balıkların solungaçlarına yapışarak balıkların boğularak ölümlerine neden olurlar. Ağır yağlar, su tabanına çökerek oradaki yaşamı olumsuz etkiler. İnsanlar da solunum, kirlenmiş balık ve su tüketimiyle bu kirlilikten etkilenmektedirler. Ağır metaller bir organizmadan diğerine besin zinciri yoluyla geçerler. İnsan bedenindeki en önemli etkileri toksik olmaları ve uzun vadede kanser yapmalarıdır. Çok az asbest lifi konsantrasyonları bile akciğerlerde yara benzeri dokuların oluşmasına ve sürekli nefes olma zorluklarına (asbestozis) yol açmaktadır. Bu durum daha uzun vadede akciğer kanseri veya solunum organlarını çevreleyen tabakalarda görülen kanserlerle (mezotelyoma) sonuçlanabilmektedir."
'GEMİ SÖKÜM YÖNETMELİĞİ DEĞİŞTİRİLMELİ'
Gemi söküm tesislerinde denetim olmadığına dikkat çeken Koç, yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
“Türkiye'de gemi sökülecekse tıpkı Çin Halk Cumhuriyeti'nin yaptığı gibi sadece kendi ülkemizin ve son 20 yılında Türk bandıralını taşıyan gemiler kuru havuzlarda sökülmelidirler. Gemi Söküm Yönetmeliği ivedilikle değiştirilmelidir. Kamu kurumu niteliğinde olan TMMOB'nin konuyla ilgili Gemi, Çevre, Kimya ve Makine Mühendisleri Odaları, İzmir Barosu, İzmir Tabib Odası, Veteriner Hekimleri Odası, devlet üniversitelerinin ilgili bölümleri ve ilde en örgütlü ekoloji örgütlerinin temsilcileri görevlendirilmeli, yetkilendirilmelidirler. Sökümler için Çevresel Etkilerin Değerlendirilmesi (ÇED) raporları aranmalıdır. Radyasyon ölçümleri yapılmalıdır”
'İNSAN SAĞLIĞINI HİÇE SAYIYORLAR'
Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP) Sözcüsü Sebahatin Yeşiltepe de asbest yüklü gemiye karşı harekete geçeceklerini belirtti. Yeşiltepe, “Demokrasi Platformu ile birlikte eylem düzenlemek istiyoruz. Artık ne Çevre, Şehircilik Bakanlığı ne de yerel yönetimler çözüm sağlamıyor. Ranta dayalı, insan sağlığını hiçe sayan bir anlayış var. Kapitalizmin vahşi bir versiyonunu yaşıyoruz Aliağa’da. Türkiye’de kanser vakasının en çok yaşandığı ilçedeyiz ama buna 'dur' demiyorlar. Aliağa demokrasi bileşenleri olarak buna 'dur' demek elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz, edeceğiz de” diye konuştu.
ASBEST MİKTARI YANLIŞ BEYAN EDİLİYOR
Gemi Söküm Platformu tarafından hazırlanan raporda Aliağa'da asbest miktarlarının yanlış beyan edildiği vurgulanmıştı. Raporda; asbest sökümünde eğitimsiz işçilerin çalıştırıldığına ve bertaraf prosedürlerinin mevzuatla uyumlu olmadığına dikkat çekilmişti. Bu sorunların şeffaflık, yerel düzeyde sıkı denetim ve AB ile kamu kurumları arasında işbirliğini gerektirdiği dile getirilmişti.
İzmir'e yanaşması engellenen 'asbest bombası' Atlas Okyanusu'nda batırılacak