Barajlarda dip suyu tehlikesi: Kanserden nörolojik hastalıklara pek çok risk yaratıyor
EDİRNE - Edirne’de içme suyunun yüzde 70'inin karşılandığı Kayalıköy Barajı'ndaki su seviyesinin yüzde 9'a düştü. Artı Gerçek'e konuşan Eski DSİ 11.Bölge Müdür Yardımcısı Hüseyin Erkin barajlardan dip suyunun alındığına dikkat çekerek, içme sularından sık sık numune alınarak kontrolden geçirilmesi gerektiği uyarısından bulundu. Halk Sağlığı uzmanı, Prof.Dr. Faruk Yorulmaz da dip suyunun içerdiği maddelerden dolayı birçok hastalığın ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.
'NUMUNE ALINARAK KONTROL EDİLMELİ'
Erkin, “Kayalıköy ve Kırklareli Barajlarının rezervuar zemin yapısı mangan (manganez) açısından riskli olduğu gibi rezervuardaki ağaç ve makilik temizlenmediği için, bunların çürümesi sonrası oluşan plankton ve pis koku suya zarar vermektedir. İçme suyu amaçlı planlanan barajların rezervuarları su tutulmadan önce tertemiz yapıldıktan sonra su tutulmaktadır. Bu yüzden bu barajların rezervuarları yüzde 30’un altına düşürülmeden, üst kotlarından su alınmalıdır. Kuraklık dolayısıyla hızlı buharlaşma ve plansız su dağıtımı yüzünden su seviyesi giderek düşen bu barajlardan gelen şebeke sularından sıkça su numunesi alınıp tahlil edilerek kamuoyu bilgilendirilmesinde fayda vardır” dedi.
KANSER RİSKİ
Artı Gerçek'e konuşan halk Sağlığı uzmanı, eski Trakya Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof.Dr. Faruk Yorulmaz da yeterli önlem alınmazsa barajlardaki dip suyunun içerdiği maddelere göre bulaşıcı hastalıklardan kansere, nörolojik hastalıklara kadar birçok hastalığa neden olabileceğini vurguladı.
'DÜZENLİ ARITMA YAPILMALI'
Baraj suyunda, çevredeki tarım arazilerinden havadaki kirleticilere kadar birçok kaynaktan gelebilecek yabancı maddenin bulunabileceğine dikkat çeken Yorulmaz, "Sadece mangan değil, su seviyesinin azalmasıyla birlikte dip çamurunun içerisine karışan her şeyin oradan çekilen şebeke suyunun içerisine girmesi söz konusu. O nedenle arıtma düzenli şekilde yapılmalı, bunun yanı sıra mutlaka sürekli biçimde numune alınmasında ve titizlikle incelenmesinde büyük yarar var. Suyun içerisinde bulunmaması gereken ya da belli sınırlar içerisinde bulunmasına izin verilen her maddenin çok farklı zararları var. Mesela mangan diğerlerine göre zararı daha az olan bir madde ama kuşkusuz yükseldiği zaman sindirim sistemi üzerine ciddi olumsuz etkileri olabilecek bir madde. Seviyesi yükseldikçe de diğer organlara zararları olabilir" diye konuştu.
'RİSK BU DÖNEMDE DAHA DA BÜYÜYOR'
Suyun azaldığı bu dönemlerde riskin daha da büyüdüğünü anlatan Prof.Dr. Yorulmaz, şunları söyledi:
"Bu tür sularda suya karışabilecek her madde görülebilir. Bunun içerisinde Kayalıköy Barajı'nı besleyen su kaynaklarının getirebileceği zararlılar olabilir ki bunlar çevrede bulunan tarım alanlarının ilaçlanması ve gübresi ile ilgili de olabilir. Yağışlarla birlikte hava kirliliğinin getirdiği suya inen kirleticiler de olabilir. Baraj zemininin içerdiği kimyasallar da olabilir. Dolayısıyla hem kimyasal hem de bakteriyolojik biçimde enfeksiyon etkenlerinin karışması da söz konusu olabilir. Zaten mevzuatımız bu konuyla ilgili denetimlerin sıkı biçimde yapılmasını söylemekte. Dolayısıyla suyun böylesine azaldığı dönemlerde risk daha da büyüyor.”
EDİRNE BELEDİYESİ: 'SU ARITILIYOR, DÜZENLİ KONTROLDEN GEÇİRİLİYOR'
Edirne Belediyesi yetkilileri, Kırklareli Kayalıköy Barajı’ndan alınan suyun belediyenin içme suyu arıtma tesislerinde arıtıldığını, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından da içme suyundan günlük olarak numune alındığını belirtti. Kayalıköy Barajı'nda, doluluğun 3 milyon metreküpe düşmesi halinde dipte mangan oranının yükseldiğini belirten yetkililer, bu durumda su alımının bırakıldığını, şu an bunun söz konusu olmadığını kaydetti.