Bingöl’de balık ölümleri | İnceleme yapan yetkililer iki köyün kanalizasyon sisteminde sorun tespit etti

Bingöl’de balık ölümleri | İnceleme yapan yetkililer iki köyün kanalizasyon sisteminde sorun tespit etti
Bingöl’de yaşanan balık ölümlerinin gündeme getirilmesinin ardından bölgede inceleme yapan yetkililer, kanalizasyon suyunun arıtılmadan dereye aktığını tespit etti.

Remzi BUDANCİR


+GERÇEK- Bingöl merkez Çeltiksuyu (Madrag) köyünde bulunan Göynük Çayı'nda son yıllarda aralıklarla görülen balık ölümleri gündemdeki yerini koruyor. Balık ölümleri, Murat nehrinin bir kolu olan Göynük çayında yaşanmıştı. Köy sakinleri, Çeltiksuyu (Madrag) köyünün alt tarafı, Bingöl Havaalanına giden yolda bulunan köprünün altında yüzlerce ölü balıkla karşılaşmış, bu durum tedirginlik yaratmıştı. Bu bölge aynı zamanda hafta sonları yüzlerce ailenin piknik için kullandığı bir alan. Derede çocuklar yüzüyor, o bölgede yakalanan balıklar tüketiliyor.

Balık ölümlerinin artmasının ardından +Gerçek’e konuşan Çeltiksuyu köyü muhtarı Yüksel Gürdeğir, bölgede dereyi kirletecek herhangi bir tesisin olmadığını, sadece SÜTAŞ tesisinin bölgeye yakın olduğunu söylemişti. Muhtar Gürdeğir, SÜTAŞ tesisinde biyoenerji üretildiğini hatırlatarak, "O bölgeden sızıntı olduğundan şüphe ediyoruz" iddiasında bulunmuştu.

SÜTAŞ, İDDİAYA KONU OLAN TESİSTEKİ İŞLEMLERİ +GERÇEK’E GÖSTERDİ

Haberin yayınlanmasının ardından SÜTAŞ yetkileri +Gerçek’le temasa geçerek söz konusu alanda yaşanan balık ölümlerinin kendi tesislerinden kaynaklı olmadığını belirterek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne gönderilen 15 günlük periyotlarla gerçekleşen analiz sonuçlarını paylaştı. SÜTAŞ ayrıca iddiaya konu olan hayvan gübresi kullanılarak enerji elde edilen biyoenerji santralinin kapılarını +Gerçek’e açtı. Biyoenerji Santrali işletme yöneticisi Ozan Bozkır, Biyoenerji santralindeki işlemi, gelen hayvan gübresinin nasıl bir işlemden geçtiğini ve suyun nasıl arıtıldığını anlattı.

MÜHENDİSLER NASIL İŞLEM YAPILDIĞINI ANLATTI

Kamyonlara hayvan gübresinin getirildiği Biyoenerji santralinde işlemler kapalı bir sistemde yapılıyor. Bozkır yanı sıra santralde görevli mühendisler de numunelerin nasıl alındığını, bu numunelerin hangi yöntemle incelendiğini ve nerede muhafaza edildiğine ilişkin bilgileri paylaştı. Mühendislerin verdiği bilgiye göre mevzuat gereği Biyoenerji santralinden belirlenen periyotlarla numunelerin alınıyor, bu numuneler bağımsız laboratuvarlarda inceleniyor, sonuçlar sisteme kaydediliyor.

'SONUÇLAR BAĞIMSIZ LABARATUVARDA İNCELENİYOR'

Mühendislerin verdiği bilgilerin ardından SÜTAŞ Biyoenerji Santrali işletme yöneticisi Ozan Bozkır, iddiaya konu olan santralde nasıl bir işlem yaptıklarını anlattı. Biyoenerji santraline suyun kapalı bir sistemle yer altı hattından geldiğini anlatan Bozkır, "Biyolojik artım tesisimiz, süt fabrikasından gelen atık suların arıtıldığı bir tesis. 3 bin 500 metreküp kapasitesi olan, günde 3 bin 500 metreküp suyu arıtabilen bir tesis. Yasal yükümlülükler gereği bizim deşarj etmemiz gereken suyun değeri 170 kavai miligram litre. Şu anda bizim kendi deneylerimiz, Diyarbakır Akrilite Laboratuvarından aldığımız hizmet. Bu hizmeti bakanlığın görevlendirdiği bağımsız bir laboratuvar tarafından alıyoruz" dedi.

'ARITTIĞIMIZ SU NORMALİNDEN YÜZDE 70 DAHA İYİ SONUÇ VERİYOR'

Tesisi devreye aldıkları günden beri tüm kayıtlarının mevcut olduğunu ifade eden Bozkır, laboratuvar analiz sonuçlarında arttıkları su değerlerinin olması gerekenden yüzde 70 daha iyi olduğu sonuçlarını aldıklarını söyledi. Tesislerine suyun yer altı hattıyla kapalı bir sistemle geldiğini yenileyen Bozkır, suyun aratılmasının ardından dereye bırakıldığını söyledi. Bozkır, numunelerin alındığı bölgeyi de gösterdi. Su arıtılarak çıktığı kapalı alandan nasıl numuneler alındığını da gösteren Bozkır, söz konusu suyun aratıldığını, suyun arıtılmadan dışarıya bırakılmasının ise mümkün olmadığını söyledi.

'KAPALI SİSTEMLE GELİYOR'

Akıllarda kalan bir başka soru tesise getirilen hayvan gübresinin daha sonra ne tür işlemde kullanıldığı. Köylülerin bu gübre ile ilgili de şüpheleri vardı. Enerji üretimi için tesise getirilen hayvan gübresi bekletilerek metan elde edildiğini ifade eden Bozkır, "Kapalı bir sistemle geliyor. Gübre fermantol içerisinde bekletilip metan gazı elde ediliyor. Bu metanı biz elektrik enerjisine çeviriyoruz. Biyogaz içten yanmalı motorlarımız var. Oda biyogaz elektrik enerjisine çeviriyor. Sıcaklık derecesinde fermante edildikten sonra seperatör dediğimiz bir üniteden geçiyor. Katı gübre olarak çıktı alıyoruz. Yüzde 80’i organik olan bu gübre tekrar tarlaya dönüyor" dedi.

GÜRDEĞİR: ÖLÜMLER 2 YILDIR YAŞANDIĞI İÇİN SÜTAŞ’TAN ŞÜPHELENDİK

+Gerçek’e yaşanan balık ölümlerini aktaran Çeltiksuyu Köyü Muhtarı Yüksel Gürdeğir de haberin yayımlanmasının ardından SÜTAŞ’a çağrıldı ve kendisine balık ölümlerinin tesis kaynaklı olmadığı bilgisi verildi. Gürdeğir ayrıca Bingöl Valiliğine de giderek balık ölümleri ile ilgili bilgi verdi. Haberin yayınlanmasının ardından İl Özel İdare, Tarım, Sağlık İl Müdürlüğünden yetkilerin geldiğini anlatan Gürdeğir, balık ölümleri ile ilgili SÜTAŞ’tan neden şüphelendiklerini şu sözlerle anlattı: "Geçen sene yine bu aylarda bu derede balık ölümleri yaşandı. Biz hastalıktır dedik es geçtik. Tabi Çevre ve Şehircilik ve İl Sağlık İl Müdürlüklerine dilekçe vermiştik. Bu sene yine yaklaşık 10 gün önce tekrar balık ölümleri yaşandı. İl Sağlık ve Çevre Şehircilik il müdürlüklerine tekrar başvuru yaptım. Balık ölümlerinin yaşandığını, SÜTAŞ’tan şüphelendiğimi bildirdim. Çünkü şu ana kadar balık ölümleri olmuyor, son iki senedir yaşanmaya başladı."

'KÖYÜN KANALİZASYON SUYU ARITILMADAN DEREYE AKIYOR'

Haberin yayınlanmasının ardından İl Sağlık ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden yetkilerin köye geldiğini anlatan Gürdeğir, "SÜTAŞ’a beraber gittik. Onlarla beraber analizlerini gördük. Dediler ki bundan değildir. Sonra neredendir diyerek bizi derede gezdirdiler. Bizim köyün ve Sarıçiçek köyünün kanalizasyonunun arıtılmadan dereye aktığını söylediler. ‘Balık ölümleri bundandır’ dediler. Ardından İl Özel İdaresinden ekip gelip kanalizasyondaki tıkanıklığı giderdi. Şu anda yine arıtılmadan dereye iniyor. Fosseptiğe geliyor, oradan dereye arıtılmadan akıyor. Neticesinde dediler ki Çeltiksuyu ve Sarıçiçek köyleri kanalizasyonlarına arıtma yapacağız. Bu daha sonraki yıllarda tekrar bu yaşanacak. Su arıtılmadan dereye inerse balık ölümleri her sene çoğalacak" diye konuştu.

'GÜNDEME GELMESİ İYİ OLDU'

Valiliği gittiğinde basında yer alan haberler ile ilgili de konuştuklarını anlatan Gürdeğir, "Yani kötümü oldu? Haber çıkmasının ardından herkes bir taraftan harekete geçti. En azından balık ölümlerinin neden kaynaklandığını araştırılar. Bakın sadece balıklar değil, burası piknik alanı. Çocuklarımız bu suda yüzüyor. Aileler bu suda tuttukları balıkları tüketiyor. Burada ciddi bir sağlık sorunu var. Onun için gündeme gelmesi ve sorunun tespit edilmesi önemli" dedi.

KÖYE ARITMA SİSTEMİ KURULACAK

Bugün Valilik ve İl Özel İdaresine gittiklerini anlatan muhtar Gürdeğir, şunları söyledi: "En son ekipler bize sorunun kanalizasyon suyunun arıtılmadan dereye inmesi olduğunu söyledi. Baktık gerçekten öyleymiş. Bende Sarıçiçek köyü muhtarı ile birlikte İl Özel İdaresi’ne giderek dilekçelerimizi verdik. Bize verilen bilgiye göre arıtma sistemini programa alacaklar. Ya bu sene sonunda, yada ilk baharda köylerimize fosseptik çukurlarından sonra arıtma sistemini kuracaklar. Su arıtılarak dereye inecektir. Umarım bu mesele çözülür."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar