Sait Faik’in 'Bir hişt sesi gelmedi mi fena' dediği Adalar’dan protesto sesleri yükseliyor: Adalar İstanbul olmasın

Büyükada halkı 'azmanbüs' diye niteledikleri minibüslere karşı altı gündür eylemde. Adaların en büyük özelliğinin 'anı hızlandırmadan yaşamak' olduğunu söyleyen halk, “Büyükada İstanbul olmasın” diyerek şehirleşmeye karşı çıkıyor.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL - İstanbul’un gerek doğasıyla gerekse mimarisiyle ender alanları arasında sayılan Büyükada, kent dokusu, mahalle kültürü, hâlâ bozulmamış sokakları ve evleriyle ‘şehirleşmeye’ başkaldıran merkezlerin başında geliyor.

Yaz-kış fark etmeksizin, herkesin hafta sonu kaçamağı yaptığı, rengârenk çiçeklerle donatılmış sokaklarında bisiklete bindiği, şehrin trafiği ve kaosundan kaçarak nefes aldığı, doğayı ve doğallığı aynı anda yaşatan bir kimlik oluşturdu bugüne kadar.

SİT alanı ve ‘yaya bölgesi’ olması nedeniyle de 20. yüzyılın başlarından günümüze kadar iç ulaşım atlı faytonlar ve bisikletlerle yapıldı Adalar’da.

2020 yılına gelindiğinde özellikle atların fazla çalıştırılması, bakımsız bırakılması gibi sebeplerle faytonlar kaldırıldı. Yıllardır atların çektiği faytonların yerini elektrikli taksiler ve 13 kişilik küçük ‘adabüs’ler aldı.

Yaz ayları ile beraber Adalar ilçesinin nüfusunun artması, özellikle hafta sonu ve bayramlarda 60 binin üzerinde insanın Adalara gelmesini gerekçe gösteren İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalar’da ulaşım sorunu çözmek için bu kez de “adabüs”lerin yerine daha büyük hacimli minibüsleri devreye soktu.

ADALAR’DAN ŞİMDİ PROTESTO SESLERİ YÜKSELİYOR

Burgazadalı Sait Faik’in “Nereden gelirse gelsin; dağlardan, kuşlardan, denizden, insanlardan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Bir hişt sesi gelmedi mi fena” sözleriyle anlattığı Adalar’dan şimdi minibüslere karşı protesto sesleri yükseliyor.

Vatandaşlar bölgenin SİT alanı ve ‘yaya bölgesi’ olduğunu belirterek 20 kişilik minibüslere karşı çıkıyor. Yapılan eylemlerde polis ile bölge halkı sık sık karşı karşıya geliyor, gözaltına alınanlar oluyor.

5c101b05-0f52-406a-bed5-2317fca61479.jpg

Kendi tabiriyle “Azmanbüs”lerin geri çekilmesini talep eden bölge halkı altı gündür ada sokaklarında eylem yapıyor.

‘Uğrak olmak’ uğruna turistlerin ihtiyaçlarına ve beğenilerine göre yeniden şekillenen sokaklarda gezen büyük araçların Adalar’ın tarihi, kültürel ve doğal dokusuna zarar vereceğini söyleyen bölge halkının tek talebi Adalar’ın ruhuna uygun ulaşım araçlarının bölgede hizmet vermesi.

44236f39-79e9-416e-8972-602b78f771f2.jpg

‘MİNİBÜSLER ADAYI TANIMAYA FAYDA SAĞLAMIYOR’

Doğma büyüme Büyükadalı olan Zeynep Zara Kol da Büyükada’nın en büyük özelliğinin ‘anı hızlandırmadan yaşamak’ olduğunu söylüyor. Adanın yerlisiyle turistiyle kedisi ve köpeğiyle bir sinerji oluşturduğunu ifade eden Kol, “Benim küçüklüğümde tek ulaşım aracı at arabaları ve bisikletlerdi. O zamanlar atların verdiği sinerji çok farklıydı. Faytonların kaldırılması da büyük sorumsuzlukların yönetilmemesi sonucunda birden bire yaptıkları bir çözümdü” diyor.

Minibüs taşımacılığının yalnızca Adaya hızlı bir şekilde gelip gezen turiste hitap ettiğini, Adayı tanımaya fayda sağlamayan bir sistem oluşturduğunu kaydeden Kol, “azmanbüs” olarak nitelediği minübüsleri bir vahşet olarak değerlendiriyor.

Kol, kontrollü bir şekilde fayton taşımacılığının geri getirilebileceğini, yaş almış kişiler için de ufak ‘adabüs’lerin kullanılmaya devam edilebileceğini kaydediyor.

f69b5172-c9fb-4730-9356-5d45c0405894.jpg
Zeynep Zara Kol

‘ADAYA GELEN YÜRÜMEK, DOĞADA NEFES ALMAK İÇİN GELSİN’

Bir diğer Adalı Hüseyin Sarısayın da Adaların yaya bölgesi olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:

“Adalarda araç trafiğinin olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bizim ‘azmanbüs’ dediğimiz minibüsler, yani Gebze- Harem hattı çalışan minibüsler Adaların doğal yapısına hiç uygun değil. Biz bu aşamada bu minibüslerin geri çekilmesini istiyoruz. Adaya gelen herkesin taşınması gibi bir zorunluluk olmamalı. Adaya gelen yürümek için, güzel doğasında nefes almak, Adanın tarihi evlerini gezmek için gelsin. Yoksa minibüse binip gezmeyi şehirlerde de yapıyoruz.”

‘YÜRÜNEBİLİR, NEFES ALINABİLİR ADALAR İSTİYORUZ’

İBB tarafından kendilerine bu minibüslerin iç ulaşımda kullanılmayacağı yönünde sözler verildiğini ancak tutulmadığını da hatırlatan Sarısayın, “Sakin, yürünebilir, nefes alınabilecek Adalar istiyoruz” ifadelerine yer veriyor.

f1a08d1b-9b5e-4fc2-8963-6b6b9a560325.jpg
Hüseyin Sarısayın

‘BEN YAPTIM OLDU MANTIĞI İLE KARARLAR ALINIYOR’

12 yıl önce Büyükada’ya taşındığında ulaşımın faytonlar ile sağlandığına dikkat çeken Rıdvan Yalın da tepki gösterdikleri minibüslerin Adanın tarihsel, ekolojik ve kültürel yapısına aykırı olduğunu belirtiyor.

‘Azmanbüs’lerin bir an önce geri çekilmesi gerektiğini ifade eden Yalın, “Biz halkız ve bizim oylarımız ile o koltuklarda oturuyorlar. Halkın görüşlerini almadan, “ben yaptım oldu” mantığı ile kararlar alıyorlar. Ben bunu protesto ediyorum. Ada içi ulaşımın Ada halkı ile düzenlenecek bir çalıştay ile belirlenmesi gerekiyor” önerisinde bulunuyor.

6cad9ca9-94f5-4872-9072-426a093d99fb.jpg
Rıdvan Yalın

‘BÜYÜKADA’DA İSTANBUL OLMAMALI’

Büyükada’ya gezmek için geldiğinde bölge halkının eylemine denk geldiğini ifade eden Gökmen Barikan da minibüslere karşı olduğunu söylüyor.

Adalar’da bisiklete bindiğini, hatta öğrencilerine bisiklet sürmeyi öğrettiğini belirten Barikan, Adaların şehirlerin aksine doyasıya yürünecek ve bisiklete binilecek bir cennet olduğunu kaydediyor.

“Benim borcum var martılara, serçelere, antrenman yaparken bana oksijen veren ağaçalara” diyen Barikan, Büyükadanı’nın önemini şu sözlerle anlatıyor:

“İstanbul’da yürümek, bisiklete binmek, doğayı hissedip yaşamak bizim için hayal. O yüzden Büyükada bizler için bir cennet. Minibüsler aracılığıyla insanları Adaya çekmek burayı da şehirleştirmenin en büyük adımı olacak. Burayı korumak hepimizin görevi. Burası İstanbul olmamalı.”

74164d8d-5959-4e0f-b38f-81322c884109.jpg
Gökmen Barikan

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar