Diyarbakır Barosu Zorê Vadisi’ndeki ikinci ÇED kararı için iptal davası açtı
Artı Gerçek - Zorê Çayı üzerinde Maya Enerji Üretim Şirketi tarafından yapılacak olan Hidroelektrik Enerji Santrali (HES) için ikinci kez “ÇED olumlu” kararına Diyarbakır Barosu itiraz etti. Baro “ÇED olumlu” raporunun iptali için mahkemeye başvurdu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Batman’ın Sason ilçesi ile Diyarbakır’ın Kulp ilçesi arasında bulunan Zorê Çayı üzerinde Maya Enerji Üretim Şirketi tarafından 67 bin 450 metrekare alanda yapılacak olan Hidroelektrik Enerji Santrali (HES) için ikinci kez “ÇED olumlu” kararı verdi. Verilen karara karşı Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu tarafından Diyarbakır İdare Mahkemesi’ne “yürütmenin durdurulması ve iptali” için başvuru yapıldı.
Baro adına avukat Ahmet İnan’ın başvurusunda HES’in yapılması ile yaşanacak olan tahribata dikkat çekildi.
“ÇED Olumlu Kararının İptali ve Yürütmesinin Durdurulması” istemiyle açılan davada Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, 28 Temmuz 2022’de aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 161 ülkenin oyuyla kabul edilen A/RES/76/300 sayılı kararındaki, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir çevreye erişimi evrensel insan hakkı olarak kabul edildiği hatırlatıldı. Ayrıca başvuruda, çevre ve ekolojiyle ilgili birçok karara yer verildi.
‘EKOSİSTEM NEYE DÖNÜŞECEK?’
HES'in faaliyete geçmesiyle beraber, çay yatağındaki suyun çok büyük bir kısmına özel şirketçe el konulacağının, can suyu denilen az miktarda suyun akışına izin verileceğinin hatırlatıldığı başvuruda, şunlar ifade edildi:
“ÇED raporunda görüleceği üzere; can suyunu hesaplamada ıslak çevre metodu kullanılmıştır. Islak Çevre Metodu’nun kolay olması ve hızlı bir hesaplama yapmaya olanak sağlaması gibi avantajları olmakla beraber metot ile sadece minimum çevresel su ihtiyacı hesaplanabilmektedir. Ancak bu metot hidrobiyologlar tarafından ekolojik tamlığın sürekliliği isteniyorsa önerilmez. Kısa süreli su transferleri için kullanılabilir bir metottur. Zira bu metot, örneğin 49 yıl boyunca bir dilim ekmek ve bir bardak su ile beslenmeyi tarif eder ama ekosistemin neye dönüşeceğini, nasıl etkileneceğini ve bu etkinin şiddetinin ve büyüklüğünün ne olacağına cevap vermemektedir."
‘CEVİZ, ÜZÜM VE MEŞHUR OLAN ÇİLEK YOK OLMA TEHLİKESİNE GİRECEKTİR’
Zorê Vadisi’nde proje kapsamında kamulaştırılacak olan özel mülkiyetlerin tamamının tarımsal araziler olduğunun vurgulanan başvuruda, Batman’da 8,9 hektar, Diyarbakır’da 50,3 hektar olmak üzere toplam 59,2 hektarın “Mutlak tarım arazisi” olduğu ve proje kapsamında yok edileceğine dikkat çekildi.
Başvuruda, proje kapsamında Kulp’un yüzde 4’te 3’ünün tarıma elverişli, Sason’un ise yüzde 7’sinin tarım toprağı olduğu hatırlatılarak, “Sason'un temel geçim kaynağı olan cevizi, üzümü ve meşhur olan çileği yok olma tehlikesine girecektir. Zori Çayı civarındaki mutlak, sulu ve dikili tarım arazilerinin proje sebebiyle yok olacağı dikkate alındığında, Sason ve Kulp ilçelerinin tarım ekonomisinin ağır bir şekilde zarar göreceği açıktır” diye belirtildi.
‘PROJE ÖZELİNDE BİR ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME YAPILMAMIŞTIR’
Proje alanının arıcılık alanı olduğunu ve arıcılığında proje ile bitirileceğinin belirtildiği başvuruda, şunlar kaydedildi:
“Mevcut çalışmalar sırasında çıkabilecek toz, bitkilerin yapraklarının kaplayacak, oluşan bu tabaka bitkilerin stomalarının kapanmasına, dolayısıyla gaz alışverişinin engellenmesine neden olacaktır. Bu durum bitkilerin çiçeklenememesine, bir süre sonra bitkinin yapraklarının kurumasına ve solmasına neden olacaktır. Yani arıcılık açısından son derece uygun koşullar olumsuza dönecektir. Besinin düşmesi ile peteklerin zayıflaması, patlatmaların şoku ile peteklerin ölmesi gündeme gelecektir. Tarımsal faaliyet olan arıcılık lokasyonları bakımından projenin çevresel etkileri dikkate alınmamış, bu kapsamda proje özelinde bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.”
BATMAN BANTLI BALIĞI TEHLİKEDE
Flora tespitinin yapılmadığı, hayvancılık faaliyetlerinin eksik olduğu, bölgenin biyolojik çeşitliliğinin detaylıca raporda yer almadığının belirtildiği başvuruda, şunlar belirtildi:
“Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliğince (IUCN) kırmızı listeye alınarak neslinin tükendiğine inanılan, dünyanın en çok aranan 10 balık türü arasında yer alan ‘Batman bantlı çöpçü balığı’ (Paraschistura chrysicristinae) Batman’ın Sason Çayı ve Diyarbakır’ın Sarım Çayı’nda tespit edilmiştir. Dünyadaki biyoçeşitlilik açısından bu kadar önemli bir tespit, neslinin yok olduğu düşünülen ve son görüldüğü tarihten 47 yıl sonra Batman’da ortaya çıkan bu nadir tür, tamamıyla tehlike altında olan Batman Bantlı Çöpçü balığı hakkında dava konusu proje dosyasında bir tek kelime dahi yoktur.
‘KARAR HUKUKA AYKIRIDIR’
Birçok soruna da değinilen başvuruda, “Bölgede mevcut ya da planlanan bu tür projelerin kümülatif etki değerlendirmesi yapılmamıştır. Bu haliyle ÇED Dosyası ve buna dayalı olarak verilen ÇED Olumlu Kararı, hukuka aykırıdır” denildi.
NE OLMUŞTU?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Batman’ın Sason ilçesi ile Diyarbakır’ın Kulp ilçesi arasında bulunan Zorê Çayı üzerinde Maya Enerji Üretim Şirketi tarafından 67 bin 450 metrekare alanda yapılacak olan Hidroelektrik Enerji Santrali (HES) için 13 Şubat 2014 tarihinde “ÇED olumlu” kararı vermişti.
Herîvê köyü sakinlerinden Murat, Ercan, Rıdvan, Mehdin ve Medeni Çiçek, karara karşı 9 Mart 2021 tarihinde Diyarbakır 3’üncü İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı. Mahkeme, “ÇED olumlu” raporunun “hukuka ve mevzuata uyarlılık bulunmadığı” gerekçesiyle iptal edilmesine karar verilmişti.
Mevcut iptal kararının ardından aynı şirket, “Mülga Çevre ve Orman Bakanlığı, ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğünün 2009/7 Nolu genelgesi kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü yazısı gereğince ÇED Raporu hazırlanmıştır” diyerek, tekrar başvuruda bulunmuştu.
6 Eylül’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Diyarbakır İl Müdürlüğü “ÇED Olumlu” kararını askıya çıkarmıştı. Karara, Batman Barosu ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren’de itiraz ederek, yürütmenin durdurulması talebiyle Batman ve Diyarbakır İdare Mahkemesi’ne başvurmuştu.(MA)