Ekolojistlerden eko kırım forumu: 28 Kasım’da TBMM’ye yasa tasarısı sunulacak

Ekolojistlerden eko kırım forumu: 28 Kasım’da TBMM’ye yasa tasarısı sunulacak
ÇMO İstanbul’da Türkiye’de ekokırım tartışmalarının ne boyutta olduğu tartışıldı. Ekolojist Jojo Mehta, dünya ölçeğinde ekokırım tartışmalarının ivme kazandığını ifade etti. Ekolojistler Türkiye’de ise 28 Kasım’da TBMM’ye yasa tasarısı sunacak.

Osman ÇAKLI


İSTANBUL – TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi, İklim Adaleti Koalisyonu, Ekoloji Birliği, Stop Ecocide ve End Ecocide Türkiye ortak bir etkinlikle hem uluslararası hem de ulusal düzeydeki “eko kırım suçlarına” ilişkin ortak forum düzenledi. Forumda End Ecoide Türkiye temsilcisi İlksen Dinçer Baş ve Stop Ecocide kurucusu Jojo Mehta konuşma gerçekleştirdi.

‘EKOKIRIM TARTIŞMALARI DÜNYADA İVME KAZANDI’

ÇMO’nun Taksim’de bulunan şubesinde gerçekleştirilen buluşmada katılıcımlar “Eko kırım Yasası” üzerine yapılan çalışmaları dinledi. Jojo Mehta, dünya ölçeğinde aktarım yaparak başladığı konuşmasına, dünyada eko kırımın ceza kanununa eklenmesine yönelik yükselen bir ivmenin olduğunu ifade ederken, hükümetlerin ise çok ağır hareket ettiği eleştirisini yaptı. Mehta, eko kırım tartışmalarının son birkaç yılda ceza hukuku içerisinde nasıl tanımlanacağına ilişkin tartışmaların önemli kilometre taşı olduğunu ifade ederken tartışmaların yoğunlukla 2021 yılında başladığını kaydetti. Mehta, sözlerine şöyle devam etti:

“Uzun yıllardır suç üzerine nasıl tanım getirileceğine dair tartışmalar vardı. Fakat hukukçudan hukukçuya değişen yaklaşımlar vardı. Hükümetlerin gerçekten bunun arkasında durmasını istiyorsanız bir güvenilirlik yaratmanız lazım. İsveçli diplomatlar bizim derneğimize geldiler ve hukuki düzeydeki çalışmaları konuştuk. Farklı ideolojilere sahip insanlar da yerel halkla mücadele halinde olan avukatlar da. Ortaya bir tanım çıktı. Herkes üzerinde mutabık kaldı. Medyanın ilgisini çekti. 2021 yılından bu yana bu diyalog tartışılmaya başladı. Farklı ülkelerde konuşuldu.

Eko kırım, belirli bir şirketi hedef haline getirmiyor. Ancak ne olursa olsun çevreye zararı önlemeyi hedefliyor. Bu aslında bir koruyucu işleve sahip ve zamana ihtiyacı var. Öncelikle yıllar içerisinde şunu tespit etmiş durumdayım. Çevreye verilen zarar zaten hukuka aykırı. Mesela ormansızlaştırma zaten mevcut yasalara aykırı. Yapılan tahribat ciddiyse ekokırım haline geliyor. Burada yapmaya çalıştığımız şey, ciddi tahribatları ciddi suçlar olarak niteleyip bir temel oluşturmak. Yavaş yavaş hükümetler düzeyinde de konuşmaya başlıyoruz.”

‘EKOKIRIM BELÇİKA’DA MEVZUATA DÖNÜŞMEYE ÇOK YAKIN’

Avrupa Parlementosunda Avrupa Çevre Suçları içeresinde bir tanım yapıldığına da değinen Mehta, önümüzdeki aylarda tanımın ortaya çıkmasını beklediklerini söyledi: “Bu hoşumuza gider mi bilmiyoruz ama doğru yolda olunduğunu düşünüyoruz. Yavaş yavaş bu eko kırım kavramı parlemontalara girmeye başladı. Belçika eko kırımla ilgili meseleleri tanımakla ilgili en ilerde olan ülke. Mevzuata dönüşmeye en yakın yer. Fransa da bir tanım yaptı. Bu bizim sunduğumuz tanımdan daha zayıf olandı. Fakat bu mevzuata dönüşme yolculuğuna çıkmış durumda.”

TÜRKİYE’DE EKO KIRIM TARTIŞMALARI NASIL BAŞLADI?

Jojo Mehta’nın ardından İlksen Dinçer Baş da Türkiye’deki süreçle ilgili bilgilendirme yaptı. 28 Kasım’da TBMM’ye bir yasa tasarısı götüreceklerini anlatan İlksen Dinçer Baş, yasa tasarısının nasıl oluştuğunu şöyle anlattı:

“Kurduğumuz masalarda Türkiye’nin çeşitli yerlerinde imza topladık. Doğanın hakları olduğunu ve mevcut yasaların ne bizi ne de doğayı korumadığını ifade ettik. Mevcut çevre yasalarını işletmeye yarayacak, yeni bir anlayışa ve uluslararası yasa teklifine neden ihtiyaç olduğunu anlatmaya çalıştık. Kasım ayında TBMM’ye hazırlığımızı sunmak üzere yola çıkıyoruz. Çalışmaların bu aşamaya gelmesi iki yıl aldı. 2021 yılında 11 bin 350 metrekarelik devasa alanda bir uçtan diğer uca müsilaj ile kaplı Marmara Denizi vardı.

30 yıldır devam eden ve dur durak bilmeyen deniz kirliliği geçmişte toplu balık ölümlerine neden olmuştu. Karar vericiler sahaya indi. Marmara Denizi’nin en ağır zarara maruz kaldığını ulusal, uluslararası toplantılarda anlattılar. Yerellerle birlikte protestolar gerçekleştirdik. Bir hukuk grubu, çalışmalarını sürdürmeye başladı. Türkiye’deki doğa koruma ve hukuki mücadele, ekokırımın suç olduğunu içselleştirdiği bir durum vardı. Geçen sene ilk defa eko kırım sunumları yaptık.”

‘DAHA ÖNCE GÖRÜLMEMİŞ DEMOKRATİK İRADE BEYANI OLACAK’

Dinçer Baş, eko kırımla ilgili yürütülen çalışmaların sonucunda herkesin katılımcı olduğu bir eko kırım yasasını tartışmaya ve ardından yazmaya başladıklarını ifade etti. Yasa teklifinin tamamlandığını da belirten Dinçer Baş, şöyle devam etti: “Yurttaşın eko kırım yasasını 28 Kasım’da Meclis’e sunacağız. Daha önce örneği görülmemiş demokratik irade beyanı olacaktır. Herkesi bize katılmaya davet ediyoruz.”

EKOKIRIM YASA TASLAĞI’NDA NELER VAR?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmak üzere hazırlanan eko kırım yasa taslağında özetle şu tanım yapılıyor:

“Doğal veya kültürel çevrede insan veya diğer canlıların hayatını tehlikeye atmak, doğal veya kültürel varlıklar üzerinde ağır tahribata yol açabilecek davranışlarda bulunmak yahut hukuka aykırı diğer bir fiili işlemek suretiyle bütün bir ekosistemde kısa vadede telafisi mümkün olmayacak zarara yol açma tehlikesi doğuran kişiye, müebbet hapis cezası verilir. Ayrıca suçun işlenmesinden elde edilen maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazancın on katı kadar adli para cezasına hükmedilir.”

“Eko kırım suçunun işlenmesi sonucu bütün bir ekosistemde kısa vadede telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelmişse, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, suçun taksirle işlenmesi halinde yirmi yıl hapis cezasına hükmolunur. Suçlardan dolayı zaman aşımı işlemez.” (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar