Latmos'ta RES genişletme kararı: 'Elinizi Aydın'dan çekin'
Tarihi ve kültürel mirasa sahip Latmos Dağları'nda kurduğu RES'lerde kapasite artışına giden Alman şirketine, "ÇED olumlu" raporu verildi. Yöre halkı mücadeleye hazırlanırken AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili, "Elinizi Aydın'dan çekin" dedi.
![Latmos'ta RES genişletme kararı: 'Elinizi Aydın'dan çekin'](https://image.artigercek.com/rcman/Cw1280h720q95gc/storage/files/images/2025/02/07/latmosta-res-genisletme-karari-elinizi-aydindan-cekin-blza.jpg)
Artı Gerçek - Tarım ve Orman Bakanlığının verilerine göre; Türkiye'deki incir üretim alanlarının yüzde 69.4'ünün bulunduğu ve incir üretimin yüzde 60'ının sağlandığı Aydın, madencilik ve jeotermal enerji santrallerinin (JES) tehdidi altında.
İncirin yanı sıra üzüm ve zeytin başta olmak üzere birçok sebze, meyvenin yetiştirildiği kentte, tehdit altında gelen yerlerin başında, Efeler, Köşk, Çine ve Germencik ilçeleri bulunuyor. Doğa tahribatı ve üretim alanlarının maden ve enerji şirketleri tarafından işgal edilmesine karşı bölge halkı da 'direniş çadırları', protestolar ve davalar açarak mücadelesini sürdürüyor.
ÇED OLUMLU KARARI ÇIKTI: 7 BİN AĞAÇ KESİLMESİ GÜNDEMDE
Bölgede faaliyet yürüten Alman enerji şirketi EN 2 ise binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasa sahip Latmos Dağları'ndaki Rüzgar Enerji Santralleri (RES) santrallerinin kapasitesini artırma kararı aldı. 18 tribün kapasite artış kararı alan şirketin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) için başvurduğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı "ÇED" olumlu kararı verdi. Kararla birlikte kapasite artışının yapılacağı alanda bulunan 7 bin ağacın kesilmesi gündemde. Ekoloji örgütleri ve bölge halkı ise karara karşı mücadeleye hazırlanıyor.
'AYDIN'IN YÜZDE 85'İ REZERV ALAN'
Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili, Aydın'da maden ve JES'lerin yanı sıra yaşanan en büyük sorunun yaşam alanlarının rezerv alan ilan edilmesi olduğunu söyledi. Yerel seçim sonrası Aydın'ın coğrafyasına dönük saldırıların daha da attığını ifade eden Vergili, Aydın'ın yüzde 85'inin rezerv alan ilan edildiği belirterek, buna karşı yıllardır mücadele ettiklerini kaydetti.
Yaklaşık 900 bin hektar tarım arazisinin vahşi madencilik ve jeotermal enerji tesislerinden dolayı tarım dışı arazilere dönüştüğünü aktaran Vergili, "Artık satacak bir yerleri kalmayınca coğrafyamıza saldırmaya başladılar. Halbuki gelecekteki en büyük mücadele temiz hava, su ve toprak mücadelesi olacak. Küresel ısınmanın artmasıyla birlikte dünya artık yok edilişe doğru gidiyor. Kapitalizmin açgözlülüğünden dolayı emperyalistler, dünyayı yeniden paylaşmak için bizim gibi ülkelerdeki zenginlikleri paraya çevirip torbaya doldurup gidecekler" ifadelerini kullandı.
JES'LERE KARŞI HUKUKİ MÜCADELE
Aydın'da yaklaşık 40 JES bulunduğunu söyleyen Vergili, "Bunlar 250'yi bulacaktı. Ama mücadelemizle 140'a yakın enerji santralinin ihalesi iptal edildi. Biz mücadelemizi sürdürüyoruz. Ancak çevreye yapılan bu suçların cezaları olmasına rağmen kimse cezalandırılmıyor. Bizlerin mücadelesi ile bu bölgede 90'a yakın dava kazandık. Latmos'da da 3 tane dava kazandık. Yasalar çevreden yana olsa da hukuki mücadelede maddi yetersizlikler olduğundan dolayı halk gereken hukuki mücadeleyi yürütemiyor. Çevre davalarında halkın gereken mücadeleyi sürdürebilmesi için gerek siyasi partiler gerekse toplumun farklı kesimlerinden kurumlar halka destek vermeli" diye konuştu.
BİNLERCE YILLIK TARİH HEDEFTE
"Eko-kırım yasası" çıkartılması ve doğaya zarar vermeye ağır cezaların getirilmesini isteyen Vergili, bu şekilde başta maden şirketleri olmak üzere çevreye verilen zararın azaltılabileceğini söyledi. Aydın halkının geçmişe göre doğa mücadelesinde daha bilinçli olduğunu dile getiren Vergili, şunları söyledi:
"Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan Latmos, toz toprak haline getirildi ve buna karşı mücadele yürüten insanlar baskıya maruz kaldı. Son yıllarda insanlar AYÇEP ve Latmos Çevre Platformu gibi çevre derneklerinden cesaret alarak mücadele içine girdi. Ancak vahşi madencilik bitse bu sefer de vahşi enerji sistemleri başlıyor. Bu ülkede enerji fazlalığı var. Aydın toprakları birinci sınıf tarım topraklarıdır ve RES, GES gibi enerji üretim tesisleri buraya uygun değil. Eğer çok para kazanmak istiyorsanız gidin Anadolu bozkırlarında güneş panellerini kurun. Gelip de buradaki tarım arazilerini, ormanları ve zeytin ağaçlarını yok etmenin kimseye bir faydası olmaz. Burada açılacak bütün tesislerin bölgeye çok büyük olumsuz etkileri olacak. Elinizi ayağınızı Aydın'dan çekin."
EKO-KIRIM YASASI
Vergili, son olarak anayasal düzenlemeler yapılarak ormanların ve tarım arazilerinin korunması talebinde bulunarak "Ege Bölgesi'ndeki büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere diğer belediyeler çevre mücadelesi için yapılan davalara müdahil olmaları gerekiyor. Latmos, en az bir Göbeklitepe kadar çok önemli. Yani Latmos bizim tarihi mirasımız. Bunun için Latmos'da yapılan ve yapılması planlan her türlü proje bu tarihe karşı işlenmiş bir suç olur. Bunun için tüm partilere 'Eko-kırım yasası çıksın' çağrıda bulunuyoruz. Çevre davaları ücretsiz olsun. Bu iş bir avuç çevre aktivistinin işi değil, herkesin işi olması lazım. Bütün herkesin bu dağlara sahip çıkması lazım" diye belirtti. (MA)