Mahkeme kararına rağmen yeni ÇED: Lagina Antik Kenti kömüre kurban gitmesin
İZMİR - Muğla’nın Yatağan ilçesinde termik santral kaynaklı doğa ve tarih kıyımı devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Yatağan'daki Lagina Antik Kenti’nin yanı başında açılması planlanan kömür ocağı projesi için yeniden 'ÇED gerekli değildir' kararı verdi. Yatağan Termik Enerji Üretim Şirketi, Turgut Mahallesi sınırlarındaki 8 hektarlık ruhsat alanında yılda 1 milyon ton kapasiteli yeraltı işletmeciliğiyle kömür üretimi yapmayı planlıyor.
ÇED alanı 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planında ‘tarım alanı’ olarak işaretlenmiş bölgede kalırken tapu kayıtlarında zeytinli tarla olarak geçiyor. Yine ÇED alanın yanı başında çok sayıda zeytinlik arazi de yer alıyor. ÇED sahası en yakın konuta 460 metre mesafede. ÇED sahası aynı zamanda koruma altında olan çok sayıda canlının da yaşam alanı.
PROJEDE LAGİNA YOK SAYILMIŞ
Proje alanında Lagina Antik Kenti yer alıyor ancak proje tanıtım dosyasında antik kenti adı anılmıyor. Sadece proje tanıtım dosyasında yeraltı işletmesinin bulunduğu alanın üst kısmında arkeolojik SİT alanının olduğu belirtiliyor. Dosyada mekanize kazı yeraltı işletmeciliği ile kömür üretim gerçekleştirileceği ve sit alanın zarar görmeyeceği de iddia ediliyor.
ÜÇ KEZ YARGIDAN DÖNDÜ
Daha önce de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aynı proje için 3 kez ÇED onayı vermiş ancak bu kararlar Muğla Yeşil Yaşam Derneği’nin açtığı olduğu davalar sonucunda mahkeme tarafından iptal edilmişti. Son olarak Muğla 1. İdare Mahkemesi 3 Kasım 2023'te faaliyetin üretim teknolojisinin farklı olması sebebiyle Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 5 Temmuz 2021'de verdiği 'ÇED kapsam dışı' kararını iptal etmişti.
'BİZ İPTAL ETTİRDİKÇE YENİ ÇED KARARI VERDİLER'
Kararı Artı Gerçek’e değerlendiren Muğla Yeşil Yaşam Derneği Başkanı Kazım Erol, "Dönemin Yatağan Belediyesi, MAPEG ve Muğla Valiliği, yargı kararlarını kararı aşmak için çalıştılar ve yeni ÇED süreçleriyle Yatağan’daki tünelleri açtılar. Biz iptal ettirdikçe yeni ÇED kararları verdiler. Yeraltı maden işletmeciliği çok pahalı bir sistem ve Yatağan Termik Santrali şu an çok zor durumda. Şu anda elinde işletebileceği en önemli nokta burası" dedi.
'ARKEOLOJİK ESERLER TAŞINDI'
Bölgenin kömür faaliyetine açılması için yapılanları anlatan Erol, "Lagina Antik Kenti 3’üncü derece arkeolojik SİT sahasında. Muğla Müze Müdürlüğü ile yaptıkları protokol karşılığında kurtarma kazıları yapıyorlar. Bulunan arkeolojik eserleri, taşınamayacak olanlar dahil, taşıyarak buraları Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile arkeolojik SİT olmaktan çıkarıyorlar ve kömür işletmeciliğine açıyorlar. Şu anda çalışma yaptıkları alan Lagina Antik Kenti’ne 500 metre mesafede. Burası aynı zamanda zeytinlik alan" diye konuştu.
'YENİ BİR YARGI SÜRECİ BAŞLATACAĞIZ'
ÇED kararını bir kez daha yargıya taşıyacaklarını dile getiren Erol, "Yarın kömürden çıkış planları yapıldığında buradaki halkın ekonomik olarak hayatını sürdürebileceği, turizme açabileceği hiçbir alan kalmayacak. Yargıya taşıyacağız ve düzeltme kararı isteyeceğiz. AKP’li eski Yatağan Belediyesi, Enerji ve Tabi Kaynakları Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve Muğla Valiliği mahkemenin kararını yok saydılar. Kararın iptali için yeni bir yargı süreci başlatacağız. Küresel iklim değişiminin ve kuraklığın kendini en fazla hissettirdiği alanlardan bir tanesi Muğla. Bu alanda hukuksuzluklar diz boyu yürüyor" diye belirtti.
LAGİNA ANTİK KENTİ HAKKINDA
Karialıların önemli kült merkezi olan Lagina, kutsal alanının ünü zamanımıza kadar gelmiş olup bu yöre halen Leyne ismi ile de tanınır. Lagina ve çevresinde tespit edilen kalıntılara göre bölgedeki yerleşimler milattan önce (MÖ) 3 bine kadar uzanmaktadır. Yarbaşı mevkiinde ele geçen Eski Tunç Dönemi mezarlarından sonra, bölgedeki en erken buluntular Submiken Dönemi'ne aittir. Son yapılan araştırmalar yörenin eski Tunç Çağı'ndan (MÖ 3000) günümüze kadar kesintisiz bir iskâna sahip olduğunu göstermektedir. Lagina çevresinde M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren küçük yerleşimler büyümeye ve yeni yerleşimlerin sayıları artmaya başlamıştır. Bu gelişimin bir sonucu olarak zaman içerisinde kutsal alanlar da imar edilip, anıtsal büyük yapılar inşa edilmiştir.