Organik tarım: Moda mı, çözüm mü?
Esra ÇİFTÇİ
Artı Gerçek - Son yıllarda, tüketicilerin sağlıklı ve çevre dostu ürünlere olan ilgisinin artmasıyla birlikte, organik tarım önemli bir konu haline geldi. Ancak, bu ilginin ardında yatan gerçekleri sorgulamak gereklidir. Peki, organik tarım nedir ve neden bu kadar pahalıdır? Organik tarım, kimyasal gübreler, pestisitler ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) kullanmadan, doğanın dengesiyle uyumlu bir şekilde yapılan tarım yöntemi olarak tarif ediliyor. Bu yöntem, toprağın verimliliğini ve biyolojik çeşitliliği koruyarak, sürdürülebilir bir üretim sağlamayı amaçlıyor. Ancak, organik tarımın sağladığı faydalar ve sürdürülebilirlik, beraberinde maliyetleri de artırıyor. Daha yüksek iş gücü, düşük verim ve organik
sertifikasyon süreçlerinin karmaşıklığı, organik ürünlerin konvansiyonel ürünlere göre daha pahalı olmasına neden oluyor. Tarım Yazarı Abdullah Aysu, organik tarımla ilgili merak edilenleri Artı Gerçek’e anlattı.
'ENDÜSTRİYEL TARIM EKOLOJİK FELAKETE YOL AÇAN ÜRETİM MODELİ'
Abdullah Aysu, tarımda iki üretim sisteminin uygulandığını ve bu sistemlerin birbirinin karşıtı olduğunu söylüyor. Aysu'ya göre, endüstriyel üretim tarzı, ekolojik dengeyi hiçe sayan bir model:
"Tarımsal üretimde karşıtlık oluşturan iki sistemden biri endüstriyel üretim tarzıdır. Yoğun enerji ve kimyasal kullanımına dayalı bir modeldir. Endüstriyel tarımı genel olarak büyük toprak sahipleri ile şirketler tercih eder ve uygular. Bu durum, değişimi sağlamaz; aksine, değişen ekolojik sistemde onarılmaz yaralar açar. Diğer üretim tarzı ise agro-ekolojik tarım, yani Bilge Köylü Tarım
sistemidir. Bilge Köylü Sistemi, 'topraktan öğrenen, kitapsız bilenlerin' uygulayarak geliştirdiği bir modeldir. Bu tarz, aktif öğrenmeyi içerdiği için değişimi sağlar. Dışarıdan (şirketlerden) edinilen bilgi üretim yeteneğini özümsemez."
'AGROEKOLOJİK TARIM DOĞAYLA DOST ÜRETİM MODELİ'
Aysu, agro-ekolojik bilge tarım yapan çiftçilerin, doğayla uyumlu üretim yaptığını vurguluyor. Sentetik gübre ve kimyasal böcek ilaçları kullanmayan bu çiftçilerin, doğanın korunmasını sağladığını ifade eden Aysu şöyle devam ediyor:
"Ekoloji korunmuş olur. Tüketiciler sağlıklı ve besin bakımından zengin ürünlerle beslenir. Bu iki sistem birbirine taban tabana zıttır ve toplumsal yapıdaki emekçi ile sermaye çelişkisinin kırsalda tecelli eden halidir. Endüstriyel sistem, uluslararası kurum ve kuruluşlar ile hükümetin desteğiyle Bilge Köylü
Tarımcılığını ortadan kaldırarak ilerliyor. Ayrıca, organik üretim modeliyle elde edilen ve organik ürün adı altında pazarlanan duruma da açıklık getirmeliyiz. Organik tarım sistemi endüstriyel tarım sisteminin tam karşıtı değildir."
ORGANİK TARIM MODA MI, GERÇEK ÇÖZÜM MÜ?
Aysu, organik tarımın, ekolojik tahribatın ve sağlık sorunlarının görünür kılınmasıyla halkta oluşan paniği ranta çevirmenin bir yolu olarak moda haline getirildiğini belirtiyor:
"Organik tarım hem küçük çiftçiler hem de büyük toprak sahibi çiftçiler tarafından yapılan bir üretim modelidir. Bilge köylü sistemine karşıtlık oluşturmaz. Büyük ölçekli organik üretimlerde zaten çokuluslu şirketlerin tedarik ettiği tohumlar, organik ilaçlar ve organik gübreler kullanılmaktadır. Dolayısıyla kapitalistler, organik tarım modeli için gerekli olan üretim girdilerinin sağlayıcısı oluyor. Elde edilen ürünler de genellikle şirketler tarafından pazarlanıyor. Yani ticaretine de yine şirketler egemen oluyor.
Modelde kullanılacak gübre, tohum ve ilaçlar standart hale getirilmiştir. Bu standartlaşmış durumun takibinin yükü çiftçilerin sırtına yıkılmıştır. Standartlaşmayı çiftçilerden para alarak yürüten şirketler, üreticilerin ürünlerini sertifikalandırmaktadır. Büyük ölçekli üretimlerde tek çeşit kullanımı yaygın
olarak uygulandığından biyoçeşitlilik zarar görmektedir. Bütün bu nedenlerden dolayı dünya ölçeğinde bu modele endüstriyel organik model de denmektedir."
'EĞRİ OK HEDEFİ VURMAZ'
Aysu, organik tarım modelinin, küçük köylülerin uyguladığı Bilge Köylü tarım sistemine göre sisteme karşı eğri ok olduğunu ve hedefi vurmadığını belirtiyor:
"Sertifika ile ürün üretim modeli olan organik tarım tarzı, zehirsiz ürün arayan tüketicilere gıda sağlayabilir belki. Ama agro-ekolojik bilge tarım modeli, başka bir yaşamın, ekolojinin ve dünyanın gerçekleşmesinde manivela görevi görür. Başka bir dünyayı mümkün kılmakta önemli bir araçtır. Sağlıklı ürün ile
beslenmek, sağlıklı bir çevrede yaşamak tüm canlıların hakkıdır. Ancak Türkiye’de üretilen organik ürün miktarı toplam ürün üretiminin yüzde 1 civarındadır. Bu yüzde 1'i iç piyasada tüketilirken yüzde 99’u ithal
edilmektedir. Organik tarım modelinde üretim sürecini ve elde edilen ürünlerin pazarlamasını-fiyatını belirleyen şirketler olduğu için halk değil, parası olan elit tabaka tarafından tüketilmektedir."