Rapor: Hatay’da enkaz depolama alanları afet riski doğuruyor

Rapor: Hatay’da enkaz depolama alanları afet riski doğuruyor
ÇMO, tarafından Hatay’da gerçekleştirilen incelemeye göre, inşaat yıkıntılarının depolandığı alanlar teknik olarak uygunsuz. Asbest kaldırma süreçlerinde koruyucu malzemelerin kullanılmadığına değinilen raporda, yeni bir afet riskine dikkat çekildi.

İSTANBUL - Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi depremden etkilenen Hatay ve Samandağ ilçesinde, 21-22 Nisan tarihlerinde üç adet enkaz döküm sahası, bir yerleşim yeri olmak üzere toplamda sekiz katı asbest numunelerini alarak analiz ettirdi. Ayrıca, bölgede yapılan incelemede inşaat ve yıkıntı atıklarının ayrıştırılması için planlanan dökün alanlarının kriterlerinin teknik olarak uygunsuz olduğu belirlendi.

Raporda yer alan bilgiye göre, konutlar ile çadırların ve kamu kurumlarının yaklaşık 100 metre yakınında dökün sahalarının tespit edildiği bilgisine yer verilerek, bu durumun yeni bir afetin göstergesi olduğu belirtildi.

‘ATIKLARIN BERTARAFINDA MEVZUATLARA UYULMADI’

6 Şubat depreminden en çok etkilenen kentlerden olan Hatay’da, depremin hemen ardından molozların döküldüğü alan halk sağlığını tehlikeye attığı için eleştiri konusu olmuştu. ÇMO’nun bölgede yaptığı analize göre de dere yatakları, orman arazileri, zeytinlikler, seralar, tarım arazileri ve su kaynaklarına yakın bölgelerin döküm sahası olarak belirlenmesi, yeni bir afete neden olabilir. Yapılan incelemede, inşaat ve yıkıntı atıklarının taşınması, geçici depolama sahalarında ayrıştırılması ile atıkların bertarafı süreçlerinin neredeyse tamamının mevzuatlara aykırı olarak yapıldığı raporlandı.

Atık yönetiminde çalışanlar ile bölgede yaşayan insanların hiçbir şekilde koruyucu donanımının olmadığına dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer verildi:

“Özellikle atık yönetiminde çalışanlar ve bölgede yaşayan insanlar hiçbir şekilde kişisel koruyucu donanımları (asbestle çalışmalara uygun maske, tulum ve eldiven) kullanmamakta, çok ciddi halk sağlığı riskleri ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Afet ve Atık yönetmeliklerin deprem bölgesinde dikkate alınmadığı, 25/01/2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğe hiçbir şekilde uyulmadığı tespit edilmiştir.”

‘YIKIMLA İLGİLİ ÇALIŞMALARI EĞİTİLİMLİ PERSONEL İLE ASBEST SÖKÜM UZMANI YAPMALI’

Çevre mühendisleri ekolojik yaşam alanlarının korunması için derelere, ormana, tarım arazilerine ve su kaynaklarının döküm sahası olarak planlanmasından vazgeçilmesi çağrısında bulundu. Hazırlanan raporda, inşaat ve yıkıntı atıklarının standartlara uygun lokasyonlarda ve sızdırmaz zeminlere kavuşturulmuş depolama alanlarında depolanması gerektiği belirtildi. Raporun değerlendirme kısmında yer alan ifadelere göre deprem bölgesinde yıkımla ilgili yapılan bütün çalışmaların asbest söküm uzmanlarının kontrolünde ve eğitimli personel tarafından yürütülmesinin sağlık açısından önemli olduğuna vurgu yapılarak şöyle denildi:

“Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmeliğine ve Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğine uyulması sağlanmalıdır -Enkaz kaldırma ve atık yönetimi süreçlerinde çalışanların asbest liflerinden korunması için FFP3 maske, tulum (tyvek kategori 5/6) ve iş eldiveni kullanması sağlanmalı, denetimler yapılmalıdır. -Asbest birinci sınıf kanserojen madde sınıfına giren bir malzemedir. Yapılan çalışmalar sonucunda asbeste maruz kalan insanlarda Asbestoz, Mezotelyoma, Akciğer kanseri (bronşiyal karsinom), Midebağırsak kanseri gibi hastalıklar uzun süreler sonrasında ortaya çıkıyor. Bölgede yaşayan halkın en az şekilde asbest liflerinden etkilenmesi için herkese enkaz çalışması sonlanana kadar FFP3 tipi toz maskesi verilmeli ve kullanımının sağlanması yapılmalıdır. -İnşaat ve yıkıntı atıklarının taşınması, geçici depolama sahalarında ayrıştırılması ve atıkların bertarafı işlemlerinde, bilimsel teknik değerlendirmeler ve mevzuatlar dikkate alınmalıdır. -Afet yönetimi yeni afetlere neden olmamalı, öncelikle halk sağlığı ve ekolojik yaşam alanlarının korunmasına özellikler dikkat edilmelidir.” (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar