Sivas'ta mermer ocağı için keşif: Endemik bitkiler, su kaynakları, Alevilerin kutsal mekanı tehdit altında
Mehmet MENEKŞE
AMASYA - Sivas'ın Kangal Tekkesi Köyü'ne açılmak istenen mermer ocağı için Sivas 2'nci İdare Mahkemesi'nin kararıyla dün bölgede keşif yapıldı. Keşfe Cumhuriyet, Adıyaman, Hacettepe üniversitelerinden dokuz kişilik bilirkişi heyeti, idare mahkemesi hakimi, köy muhtar Hasan Tekkelioğlu, köyün avukatları Berat Aslı Han ve Barış Barışık katıldı.
Köy halkı, 'toprağıma, suyuma dokunma', 'inanç alanıma dokunma' sloganları attı ve 'köyümüz, suyumuz, doğamız mermerden daha önemli', 'Kangal Tekkesi doğasına sahip çıkıyor', 'köyümüzde mermer ocağı istemiyoruz', 'Samut Baba Tekkesi madene direniyor' yazılı dövizler taşıdı.
Maden ocağının yapılmasına karşı çıkan köylüler, "Buraya mermer ocağı açılırsa köyümüz yaşanmaz hale gelir. Doğamız, suyumuz yok olur. Burada mermer ocağı istemiyoruz. Kutsal saydığımız Samut Baba Tekkesi'ne saygı duyulmasını istiyoruz" diyerek tepki gösterdiler.
Keşfi tamamlayan bilirkişi heyeti hazırlayacağı raporu önümüzdeki günlerde mahkemeye sunacak.
'SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'
Artı Gerçek'e konuşan Kangal Tekkesi Köyü muhtarı Hasan Tekkelioğlu şunları söyledi:
"Mermer ocağının bizim köy ile birlikte Boğaz, Zerk, Bozarmut, Soğukpınar ve Davulbaz köylerinin su havzası üzerinde olduğunu ve altı köyde yaşayan 2 bin kişinin susuz kalacağını anlattık. 3 bin 600 dönüm civarında meramızın yok olacağını, tarım alanlarımızın olumsuz etkileneceğini dile getirdik. Mermer ocağının tozunun toprağının köy halkının sağlığının bozulacağını, tarım ürünlerinin yetişmeyeceğini anlattık Buraya bu mermer ocağı açılmasını istemiyoruz.Bölge maden ocakları yüzünden delik deşik oldu. Köyümüzün bundan zarar görmesini istemiyoruz. Mermer ocağı açılmaması için sonuna kadar mücadele edeceğiz."
'ALEVİLERİN KUTSAL MEKANI YOK SAYILIYOR'
Avukat Barış Barışık da şu değerlendirmeleri yaptı:
"Açılmak istenen mermer ocağı Kangal Tekkesi Köyü'ne bir kilometre mesafede. Mermer ocakları çevreye çok zarar veriyor. Mermerin çıkarılmasında, taşınmasında gürültü, toz kirliliği yaşanacak. Bölge geri dönüşümü olmayacak bir şekilde yok olacak. Bölgede tarım ve hayvancılık yapılıyor. Mermer çıkarılacak bölge aynı zamanda altı köyün su havzasının üzerinde yer alıyor ve adeta kırsalın ortasındaki vaha yok edilecek.
Burada 16’ncı yüzyılda yapılmış, Vakıflar Genel Müdürlüğünce tescillenmiş ve Alevilerin kutsal saydığı, ziyaret ettiği bir tekke var. Hazırlanan ÇED raporunda bu durumun belirtilmemiş. Alevilerin inançları gereği kutsal saydıkları türbeler, mekanlar ÇED raporu hazırlanırken görmezden geliniyor, yok sayılıyor. Bu Alevileri yok sayma, görmezden gelme politikalarının bir devamı."
'ÇED RAPORUNDA YETERSİZLİKLER VAR'
Avukat Berat Aslı Han da bölgede çok sayıda maden ocağı olduğuna dikkat çekerek bu açıdan kümülatif etki değerlendirmesi yapılması gerektiğini belirtti. Han, şöyle konuştu:
"Köye mermer ocağı açmak isteyen Şis Yusuf Bereketoğlu’nun avukat vekili keşfe katılmadı. ÇED raporu üç yıl önce alınmış ve geçen sürede bir sürü değieşiklikler olmuş. Köydeki 600 yıllık anıt ağaç iki yıl önce tescil ettirilmiş ve ÇED raporunda yer almıyor.
ÇED raporunda jeolojik açıdan çok yetersizlikler vardı, çevre etki değerlendirmesine yönelik eksiklikler vardı. Madenler yüzünden bölge zaten delik deşik olmuş. Beş kilometrede bir maden ocağı açılmış. Demir, altın, bakır ya da bu şekilde mermer ocakları var. Bunların tamamını düşündüğümüzde bir ocağın vereceği zarar ayrı ama zaten bölge tamamen zarar görmüş durumda.
Aynı dağın bir kilometre ötesinde başka bir mermer ocağı açılmış ama yeterli rezervi olmadığı için işletilmeden, gerekli ıslah bile yapılmaksızın kapatılmış. Şimdi hiçbir şekilde yeterli araştırma yapılmadan bir kilometre ötede de bu ocak açılmak isteniyor."
'ENDEMİK BİTKİLER VE YABAN HAYATI OLUMSUZ ETKİLENECEK'
Avukat Han, "Biz ÇED raporunda flora ve fauna kısmını hazırlayan kişilerin bu konuya ilişkin bir uzmanlığının olmadığını tespit ettik. Bilirkişi raporu sonrasında da buradaki hatalar ve usulsüzlükler ortaya çıkacaktır. Mesela endemik türleri bu raporda ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Ters lale daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yetişmesine rağmen araştırmalarımız sonucunda Sivas-Kangal bölgesinde de ters lale bulunduğunu tespit ettik. Maden ocağının yapılması gürültünün, sesin, tozun çıkması bölgedeki yaban hayatını da çok etkileyecek" diye konuştu.
Çambükü'nde OSB'ye karşı mücadele sürüyor: Mahkeme kararıyla yeniden keşif yapılacak
Zorê Vadisi’nde HES için ikinci kez verilen ÇED için keşif kararı