Türkiye, iklim krizi nedeniyle su fakiri olmaya sürükleniyor
Artı Gerçek - Türkiye Su Enstitüsü (SUEN) Başkanı Prof. Dr. Lütfi Akca, gelecek yıllarda nüfus artışı ve iklim değişikliği etkisiyle su kaynaklarında meydana gelebilecek kayıpların, su stresi altında olan Türkiye'yi su fakiri olmaya sürükleyebileceği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Akca, Türkiye'de yer altı ve yer üstü suyu olmak üzere toplam 112 milyar metreküp su bulunduğunu söyledi.
Su durumu deyince akla ilk gelen parametrenin toplam su miktarı olduğunu belirten Akca, şöyle konuştu:
"Ülkemizdeki toplam su miktarı mevcut nüfusla hesaplandığında, yılda kişi başına 1312 metreküp su düşüyor. Burada uluslararası bir indeks var ve eğer bir ülkede kişi başına düşen su miktarı 1000-1700 metreküp arasındaysa su stresi, 1700'ün üzerindeyse su zenginliği, 1000'in altındaysa fakirlik veya kıtlık, 500 metreküpün altındaysa aşırı kıtlık mevcuttur.
Bu açıdan biz su stresi altında olan bir ülkeyiz. Bu 1312 metreküpün sabit bir değer olmadığı, nüfusumuz arttıkça nüfus başına düşen su miktarının azalacağı, küresel iklim değişikliği neticesinde su kaynaklarımızda meydana gelecek azalmanın da bu rakamları daha aşağı doğru çekeceği muhakkak ki 2050'li yıllara geldiğimizde 1312 değerinin 1000 veya daha da aşağı düşme riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Dolayısıyla Türkiye geleceği açısından su fakiri olmaya aday bir ülke."
HANGİ BÖLGELERDE KITLIK VAR?
Akca, Konya'dan başlayarak Akarçay, Burdur, Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes havzalarının bir kısmında 500 metreküpün altına düşen kişi başına su miktarının mutlak derecede kıtlık seviyesinde olduğunu, Doğu ve Batı Karadeniz'de ise su miktarı bakımından zengin olunduğunu ancak bu bölgelerde de nüfus, sanayi tesisleri ve tarım alanlarının daha az bulunduğunu aktardı.
Türkiye'nin su kaynakları açısından zor bir bölgede bulunduğuna, Fas'tan başlayarak Türkiye'yi de içine alan Akdeniz Bölgesi'nin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasında olduğuna dikkati çeken Akca, şu değerlendirmeleri paylaştı:
"Orta Doğu yağışların az, kuraklığın yoğun olduğu yarı kurak ve kurak bir iklim kuşağında yer aldığı için su kaynakları açısından dünyanın en kırılgan bölgelerinden biri. Bölge, dünya nüfusunun yüzde 6,3'ünü barındırırken, dünya su potansiyelinin yalnızca yüzde 1,4'üne sahip. Su açısından en riskli 25 ülkeden 17'si Orta Doğu'da ve buna Kuzey Afrika ile Türkiye de dahil. Su sıkıntısı çeken ilk 7 ülke ise Kuveyt, Kıbrıs, Umman, Katar, Bahreyn, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri şeklinde sıralanıyor. Türkiye, bu listede 39'uncu sırada bulunuyor. Türkiye Orta Doğu'daki komşu ülkelere göre daha yüksek bir su potansiyeline sahip olmasına rağmen bu avantaj göreceli ve sınırlı. Çünkü 25 su havzasına sahip ve havzalarda su dağılımı çok değişken. Bu durum önemli tarım ve sanayi bölgelerinde su sıkıntısına yol açıyor."
Ortadoğu'da yaşanan çatışmaların ve savaşların su yapılarına ve iletim ağlarına verdiği hasar nedeniyle insanların suya erişiminin oldukça zorlaştığını aktaran Akca, Filistin'de yaşananları bir soykırım olarak nitelendirerek Filistin halkının bütün insani hakları ve ihtiyaçları yanında suya erişiminin de kısıtlandığına değindi.
'ORTADOĞU COĞRAFYASI 2040 YILINDA AŞIRI SU STRESİ YAŞAYACAK'
İklim değişikliğinin, su kaynakları üzerindeki baskıyı artırarak bölgede kuraklık ve yağış düzensizliklerine yol açtığı tespitinde bulunan Akca, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Ortadoğu coğrafyası 2040 yılında aşırı su stresi yaşayacak. Orta Doğu'da suyun yaklaşık yüzde 65'i su havzasının birden fazla ülkenin sınırları içinde olduğu sınır aşan sulardan oluşuyor. Bu havzaların en önemlileri, 11 kıyıdaş ülke ile Nil Havzası, 5 kıyıdaş ülke ile Ürdün Havzası, 4 kıyıdaş ülke ile Fırat- Dicle havzası, 2 kıyıdaş ülke ile Yarmuk Havzası ve 3 kıyıdaş ülke ile Asi havzası. Bu havzalar, üzerindeki ülkeler arasındaki ilişkilerin önemini artırıyor. Türkiye, bölge ülkeleriyle işbirliğini ve suyun adil, makul ve etkin kullanımını destekliyor, sınır aşan havzalarda kıyıdaş ülkelerle ortak çalışmalar yürütüyor. Türkiye, bu zorluklarla başa çıkmak için stratejik adımlar atarken, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelere de örnek olabilecek bir su yönetim modeli geliştirmeye çalışıyor." (AA)