Van'da 'Hukuk ve doğa buluşması'

Van'da 'Hukuk ve doğa buluşması'
Doğa Derneği ve Van Barosu Çevre Komisyonu tarafından düzenlenen 'Hukuk ve doğa buluşması' atölyesinde hukukçular ve aktivistler, çevre mücadelesinde hukukun önemini tartıştı. Artı Gerçek'e konuşan hukukçular örgütlü ortak mücadele vurgusu yaptı.

Şenol BALI


VAN - Doğa Derneği ve Van Barosu Çevre Komisyonu işbirliği ile Van’da 'Hukuk ve Doğa Buluşması' başlıklı atölyesi düzenlendi. Van Barosu Cumhur Keskin Salonu’da düzenlenen atölyeye avukatlar, çevre örgütü temsilcileri, aktivistler ve üniversite öğrencileri katıldı. Atölyede, Doğa Derneği Hukuk danışmanları avukat Özlem Altıparmak ve avukat Cem Altıparmak çevre hukuku, iklim adaleti, çevresel demokrasi ve katılım hakkı, uluslararası hukuki gelişmelerle ilgili birer sunum yaptı. Öğretim üyesi Dr. Züleyha Keskin ise atölyenin öğleden sonraki oturumunda Van Gölü Havzası'nda yaşanan çevre sorunları ve çözüm yollar üzerine konuştu. Atölyenin yarın yapılacak ikinci oturumunda ise 'ÇED dosyası okuryazarlığı ve dava süreçleri' ve 'Afetler ve hukuk' gibi konu başlıkları tartışılacak.

'ÇEVRE MESELESİ HEPİMİZİN ORTAK DERDİ'

Artı Gerçek'e konuşan avukat Özlem Altıparmak, çevre meselesini ortak bir dert olarak gördüklerini söyledi. Benzer atölyeleri daha önce Batman ve Diyarbakır’da da düzenlediklerini söyleyen Altıparmak, mücadelenin de ortaklaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Altıparmak, "Çevre meselesini hepimizin derdi olarak görüyoruz. Birlikte örgütlenirsek, tartışırsak derman oluruz. Çevre hukuku çok da bilinen bir alan değil. ÇED süreçleri, madencilik mevzuatı, projeler karşısında dava açmak gibi konularda avukatlar büyük kentlerde biraz daha ilgililer. Van’da ve bölgede de buna ihtiyaç var. Van’ın değerli bir ekosistemi var ve bunun korunması lazım. Bunun için savunuculuk faaliyetleri artmalı. İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini hissettiğimiz bir dönemdeyiz. Her bölgede devam ekolojik tahribatların önüne geçmek için çözümler veya mücadele biçimi farklı oluyor. Türkiye’nin her tarafında madencilik faaliyetleri, enerji projeleri oldukça yaygın. Bu yönlü eğitimler ve ortak dertlenmelerin sonuçlarını elde etmeye başladık. Örneğin; geçtiğimiz aylarda Batman Barosu ile bu tarz bir buluşma gerçekleşirdik ve devamında Zori Çayı üzerinde yapılması planlanan HES projesine karşı dava açtık. Birliktelik ve bütünlükle hareket etmemiz lazım" dedi.

Özlem Altıparmak

'HUKUK ROLÜNÜ OYNAYAMADI'

Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık ise hukukun bölgedeki ekolojik tahribatlara ilişkin mücadelesini yetersiz gördüğünü söyledi. Kalçık, "Hukuk alanı şimdiye kadar çevrenin korunmasında yeterli misyon oynayamadı. Hepimiz için öncelikli olması gereken bir konu ama ilimiz ve bölgemizde oldukça cılız bir halde şu an. Bu kadar tahribatın olduğu bir yerde çevre mücadelesinin hukuki boyutunun olmaması bizi üzüyor. Çevre mücadelesinin iki boyutu var çünkü. Halkın tepkisi ne kadar önemliyse hukuki mücadele de o kadar önemli. Birbirini tamamlayan iki ayrı ayak. Biz örneğin Zilan Vadisi’nde açtığımız davada bilirkişi raporu bizi haklı bulmasına rağmen karar uygulanmıyor. Elbette yargının durumu bunda etkili ama hukuki olarak bunda ısrar edemediğimemizin de sonucu. Hukuki mücadelenin dozu yetersiz. Bugün bölgede en başat sorunlardan biri çevre sorunlarıyken halk, siyaset, çevreciler ve hukuk olarak hâlâ yetersiz kalıyoruz. Mücadele bilincinin gelişmesi lazım" diye konuştu.

'ÇEVRE HUKUKU BÖLGEDE REVAÇTA OLMAYAN BİR ALAN'

Van Barosu Çevre komisyonu üyesi avukat Gülbahar Doğan çevre hukukun bölgede revaçta olmayan bir alan olduğunu dile getirdi. Doğan, "Birlikte yol almamız lazım. Hukukçular açısından çevre literatürüne sahip olmak oldukça önemli. Çevre mücadelesi, STK’lar , hukukçular ve kamuoyu için ortak bir alan. Yani hepimizi ilgilendiriyor. Çevre hukuku bölgede revaçta olmayan bir alan ancak hepimizin hayatını birer bir etkiliyor. İklim krizi, günlük yaşamımızdan tarım ve hayvancılık gibi uğraşlara kadar her anlamda etkisini artırıyor. Kentin dinamikleri ile beraber bu konular üzerine çalışmak kadar dünyada ve ülkede neler olduğunu bilmek, iklim adaleti veya karbon piyasası nedir gibi konuları tanımak ve beraber tartışmak istedik. Bölgede de Türkiye’de de çevresel tahribatlara karşı davalar yeni yeni açılmaya başlandı. Bu alanı yeni yeni deneyimlemeye başlıyoruz. İdeal bir noktada değiliz ama gelişmeye açık bir durum söz konusu" dedi.

Öne Çıkanlar