'Yurttaş Ekokırım Yasasını Yapıyor'
Esra Çiftçi
İSTANBUL - Dünya Sağlık Örgütü tarafından, iklim değişikliği 21'inci Yüzyılda en büyük sağlık tehdidi olarak değerlendiriyor. Bilim insanlarının önemli bir çoğunluğu, iklim krizi haline gelen iklim değişikliğinin artık önüne geçilemeyeceğini, ancak etkilerinin azaltılabileceği değerlendirmesini yapıyorlar. İklim krizi tehdidi karşısında 'Ekokırım Çalışma Grubu' Türk Ceza Kanunu’nun 'Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar' bölümüne 'Ekokırım suçunun' da eklenmesi amacıyla kanun teklifi hazırladı ve 'Yurttaş
Ekokırım Yasasını Yapıyor' kampanyası başlattı. Ekokırım Çalışma Grubu Üyesi ve Ekoloji Çalışma Grubu Koordinatörü Avukat Avukat Arif Ali Cangı ile neden böyle bir kampanyaya ihtiyaç duyulduğunu konuştuk.
'EKOKIRIM HUKUKA AYKIRI BİR SUÇTUR'
Ekokırım tartışmaları, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) 2019 yılında toplanan Taraf Devletler Kurulu’nda, Pasifik Ada Ülkeleri tarafından gündeme getirilmesinden sonra yoğunlaştı. Haziran 2021’de Stop Ecocide Foundation’ın (Ekokırımı Durdurun Vakfı) girişimiyle uluslararası uzmanlardan
oluşan bir heyet, Ekokırım suçunun tanımı konusunda uzlaşıya vararak bir metin ortaya çıkardı. Metinde Ekokırım suçunu nasıl tanımladığını Arif Ali Cangı, şöyle açıkladı:
“Stop Ecocide Foundation’ın (Ekokırımı Durdurun Vakfı) tanımına göre, çevreye ağır ve geniş çapta ya da ağır ve uzun vadede bir biçimde zarara yol açmasının kuvvetle muhtemel olduğunun bilincinde, yasadışı veya keyfi olarak işlenen fiiller Ekokırım suçunu oluşturur. Bu tanımdan yola çıkarak biz Ekokırımı doğal veya kültürel çevrede insan veya diğer canlıların hayatını tehlikeye atan, doğal veya kültürel varlıklar üzerinde ağır tahribata yol açan, bütün bir ekosistemde kısa vadede telafisi mümkün olmayacak zarara yol açma tehlikesi doğuran hukuka aykırı eylemler olarak tanımladık”
'DOĞANIN BİR PARÇASI OLDUĞUMUZ UNUTULDU'
Ekolojik krizin, ekosistemde neden olduğu hasarın kısa vadede giderilmesinin mümkün olmadığını belirten Cangı, iklim krizinin, olağandışı hava olayları ve bulaşıcı hastalıklarla yeryüzündeki yaşamı tehdit ettiğine dikkat çekti:
“İnsan doğada var olan canlıların sadece bir türüdür. Bu gerçek görmezden gelindi, doğanın bir parçası olduğumuz unutuldu, sanki doğanın sahibiymişiz gibi yaklaşıldı, müşterek doğal varlıklar bir hammadde olarak ele alındı, bu şekilde işleyen kapitalist, endüstriyel sistem yeryüzündeki yaşamın sürmesini
tehlikeye attı."
'FOSİL YAKIT ENDÜSTRİSİNDEN BİR AN ÖNCE VAZGEÇİLMELİ'
Cangı, iklim değişikliğine yol açan, yaşam alanlarını kirleten ve yok eden tüm faaliyetlerde özellikle fosil yakıt endüstrisinden bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı. 'Ne pahasına kalkınma, büyüme anlayışı yerine, tüketim alışkanlıklarını değiştiren, bireysel ve toplumsal yaşamın bütününü ekolojik hale getiren yeni bir toplum inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi. 1970’li yıllardan bu yana oluşturulan uluslararası sözleşmelerin ve ulusal yasalarla çevre hukuku oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Cangı, ancak gelinen aşamada eldeki hukuksal düzenlemelerin ve uygulamaların, doğal ve kültürel varlıkların korunmasını, bugünkü ve gelecek nesillerin sağlıklı yaşamlarını güvence altına alamadığını belirtti. İklim değişikliğinin önlenemediğini söyleyen Cangı, şimdi artık her alanda olduğu gibi hukukun da ekolojik hale getirilmesi için mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
'EKOKIRIM SUÇU HUKUKTA TANIMLANMALI'
Cangı, Ekokırım suçunu Türk Ceza Kanunu’nun “Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar” bölümüne kanun teklifi hazırlanmasına ilişkin de şunları söyledi:
“İklim krizi, salgınlarla yaşanan süreçte bu tehlikeli gidişi durdurmak için alınacak önlemler bütün dünyada tartışılmaya başlandı. Bunun bir parçası olarak Ekokırım suçunun tanımlanması ve iç hukukun yanı sıra uluslararası hukukun bir parçası haline getirilmesi çalışmaları her geçen gün yoğunlaşarak
devam ediyor. Dünyadaki çalışmalara paralel olarak ülkemizde de Ekokırımın suçu yasasının düzenlenmesi için çalışmalar yapılmaya başlandı. İklim Adaleti Koalisyonu bünyesinde oluşturulan Ekokırım Çalışma Grubu yaklaşık bir yıllık çalışma sonunda 3-4 Kasım 2022 günleri İstanbul’da Uluslararası Ekokırım Konferansını topladı, iki günlük toplantıda dünyadaki deneyimler, Türkiye’de ne
yapılabilir konuları enine boyuna tartışıldı”
'HUKUKUN EKOLOJİK HALE GETİRİLMESİNİN İLK ÖRNEĞİNİ YAŞAYACAĞIZ'
3-4 Kasım toplantı sonucunda Türk Ceza Kanunu’nun ‘Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar” bölümüne 77/A maddesi ile bir Ekokırım suçu kanun teklifi hazırlanmasına karar verildiğini söyleyen Cangı, bu çalışmanın en önemli yanının teklifin yurttaşın imzası ile meclise verilecek olması olduğunu belirtti. Hukukçuların çalışması sonucunda yasa teklifinin hazırlandığını söyleyen Cangı, 22 Ocak 2023 Pazar günü İstanbul’da yapılan toplantı ile “Yurttaş EkokırımYasasını Yapıyor” kampanyasını başlatıldığını belirtti ve hedeflerini şöyle açıkladı:
“30 Nisan 2023 tarihine kadar yurttaştan yurttaşa yapılacak çalışmalarla ıslak imzalı yasa teklifi metinleri toplanacak, ardından TBMM Başkanlığına kayıtlı olarak verilecek, seçim döneminde milletvekili adaylarından Meclise girdikleri zaman bu teklifi yasalaştırmaları istenecek, seçimden sonra da takibi yapılacak. Bu sayede, bir yandan Ekokırım suçunu toplumun ve siyasetin gündemine getirmiş, diğer yandan ilk kez yurttaşın yasama faaliyetine katılmasını deneyimlemiş olacağız. Bu sayede belki de hukukun ekolojik hale getirilmesinin ilk örneğini yaşayacağız."