Zorlu Holding'in madeni felakete davetiye çıkarıyor: 'İzmir ve Manisa'nın içme suyu risk altında'

Zorlu Holding'in madeni felakete davetiye çıkarıyor: 'İzmir ve Manisa'nın içme suyu risk altında'
Zorlu Holding’e ait Gördes nikel madenine verilen kapasite artış onayı yeni felaketlere davetiye çıkarıyor. Jeoloji yüksek mühendisi doktor Eşref Atabey, İzmir ve Manisa'da milyonlarca insanın içme ve kullanma suyunun risk altında olduğunu söyledi.

İZMİR - Zorlu Grubu’na ait Meta Nikel Kobalt Madencilik Şirketi’nin Manisa'nın Akhisar ve Gördes ilçeleri arasındaki nikel madeninin kapasite artış talebi geçtiğimiz haftalarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylandı. Şirket alanda bir artışa gitmeden üretim kapasitesini yıllık 1 milyon tondan 8 milyon tona çıkaracak. Ayrıca her biri yıllık 2 milyon 880 bin ton kapasiteye sahip iki adet eleme tesisi kurulacak. İzmir- Manisa Planlama Bölgesi 1/100 bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre tarım arazisi, çayır-mera ve orman alanında kalan proje aynı zamanda barajların koruma alanı içerisinde bulunuyor.

'GEDİZ HAVZASI'NDAKİ SU KAYNAKLARI TEHDİT ALTINDA'

Jeoloji yüksek mühendisi ve tıbbi jeoloji uzmanı doktor Eşref Atabey, Gördes nikel madeninin etkilerini Artı Gerçek'e değerlendirdi. Atabey, "Proje alanı Gediz Havzası alt havzalarından olan Gördes-Gölmarmara Alt Havzası’nın orta kesiminde, Gördes ilçe merkezinin kuzeybatısında yer alıyor. Hidrolojik açıdan ele alındığında havzada önemli akarsular, göller ve barajlar yer alıyor. Haritada, Atık Depolama tesisi Bük Dere içinde beslenme alanı membasında kurulmuş, bu büyük bir risk taşımaktadır. Maden ocaklarının bulunduğu alan çevredeki derelerin beslenme havzasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla ocak ve işletmeden kaynaklı kirlenme tüm hidrolojik sistemi etkilemektedir. Ocaklar tam bu derelerin beslenim alanı üzerindeyiken, bu kadar geniş bir ÇED alanında 'bu derelerden malzeme alınmayacak, dere yatakları daraltılmayacak, kirletilmeyecek' demek gerçek dışı beyan olup, tam bir yanıltmadan ibarettir” dedi.

11.jpg

'MİLYONLARCA İNSANIN İÇME SUYUNU DOĞRUDAN ETKİLEYEBİLİR'

İzmir ve Manisa'nı içme suyu havzası tehdit altında olduğunu vurgulayan Atabey, "TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin Başlamış Çayı Kirliliği Özet Değerlendirme Raporu, nikel madeninin çevreye verdiği zararı gözler önüne sermektedir. Çayda, kadmiyum normal değerden 657 kat, kobalt 389 kat, bakır 310 kat, cıva 71 kat, nikel 30 kat, kurşun 20 kat, arsenik 19 kat, alüminyum 14 kat ve demir 10 kat fazla değerlerde çıkmıştır. Bölgedeki ormanlar, verimli tarım arazileri su kaynakları Gördes nikel madeni başta olmak üzere Bergama siyanürlü altın işletmeciliği, Efemçukuru altın madeni, Çaldağ nikel madeni gibi madencilik projeleri ile büyük çevresel risk altındadır. İzmir ve Manisa kentlerinde yaşayan milyonlarca insanın içme-kullanma suyunu doğrudan etkileme potansiyeli vardır" diye konuştu.

'İNSAN SAĞLIĞI VE EKOLOJİK YAŞAM İÇİN RİSK'

İçme sularında arsenik, bor, kadmiyum, florür, kurşun, mangan ve alüminyumun İçme ve Kullanma Suyu Yönetmeliği'ndeki sınır değerlerin üzerinde olduğuna dikkat çeken Atabey, "Nikel cevheri sülfürlü minerallerin etkisiyle oluşacak asidik sular nehirdeki sucul canlıları yok edecektir. Hayvanlar dere suyunu içmemektedirler. Nikel elde edilmesi sırasında kullanılan, başta sülfürik asit olmak üzere, nitrik asit, sodyum hidroksit, hidrojen peroksit, sodyum hidrosülfit, sodyum metasülfit, sülfamik asit ve silika insan sağlığı ve ekolojik yaşam için risk taşımaktadır" dedi.

'KAMU YARARI DEĞİL, ŞİRKET ÇIKARI GÖZETİLİYOR'

Projede kamu yararı olmadığını dile getiren Atabey, "Nikel madeninin en büyük zararı yer üstü ve yer altı su kaynaklarını kirletmesi, patlatmalarla su kaynaklarının kurutması, tozlarının çevredeki bitkilere ve insan sağlığına zararları, gürültü ve titreşim etkisi, küresel iklim değişikliği nedeni olan ormanların yok edilmesi, tarım alanlarını ortadan kaldırmasıdır. Kamuya bir katkısının olmadığı ortadadır. Nikel yurt dışına ihraç edilmektedir. Kamu yararı tüm ülke fertleri yararına olandır. Devlet katkısı ve yatırım maliyeti düşüldüğünde, şirketin kârının milyonlarca dolar olacağı görülecektir. Milyonlarca yılda oluşan ve tükendiğinde bir daha yerine gelmeyecek bu değer, tüm halkın ortak malıdır. Bu ortak değerin kamunun yararına değil, bir şirketin çıkarına olduğu ortadadır" diye konuştu.

ÇEVRE FELAKETLERİNE NEDEN OLMUŞTU

2014 yılından beri faaliyet gösteren nikel madeni hem kullanılan sülfürik asidin madene taşınması sürecinde yaşanan tanker kazaları hem de asit tesisinin yol açtığı kirlilik ve asit sızıntıları ile sıkça gündeme gelmişti. Atık havuzunda sızıntılar ve taşma nedeniyle Başlamış Deresi kırmızıya boyanmıştı

Öne Çıkanlar