'AKP ile FETÖ arasında barışma ihtimali var'

CHP Diyarbakır İl Kongresi’nde konuşan Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, 'Amerika’daki dosyaları görünce aklıma geldi, tekrar inceledim' diyerek ihtimalleri sıraladı.

'AKP ile FETÖ arasında barışma ihtimali var'

Bahar KILIÇGEDİK

ARTI GERÇEK - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır’da il kongresini gerçekleştirdi. Kongreye, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin katıldı. Kongrede konuşma yapan CHP’li vekiller, Diyarbakır Sur’daki yıkıma değindi. OHAL uygulamalarını eleştirdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger'in gündeminde Reza Zarrab ve AKP vardı. Aksünger konuşmasında, "Amerika’daki dosyaları görünce aklıma geldi, tekrar inceledim. Baktım ki FETÖ’cüler bir sürü adamı çıkarmışlar. 22 flu olan yerdeki adamları çıkarmışlar. Altın kaçakçılarını, eroin kaçakçılarını, bürokrasiden adamlar var. Bazı bakanlar var. Burada bir şey akla geliyor, bir barışma ihtimalleri var. İkinci olarak finansörlük, üçüncüsü onların da canını okuyacak, onlarında ellerinde olan belgeler" dedi.

İLGİLİ HABER: 'ERDOĞAN'IN APAR TOPAR İÇERİYE ATILMA OLASILIĞI VAR'

OHAL’SİZ TÜRKİYE’Yİ DEVRALDILAR, 81 İLDE OHAL İLAN ETTİLER

Kongrede konuşan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun gündeminde bölgede devam eden çatışmalar, yaşanan ölümler, belediyelere kayyum atanması, OHAL ve AKP’li Belediye Başkanlarının istifası vardı.

AKP’nin 2002 yılında sorunsuz bir Türkiye’yi devraldığını ifade eden Tanrıkulu, "18 Kasım 2002 tarihinde, Adalet ve Kalınma Partisi Mecliste güvenoyu aldı. Sadece Diyarbakır ve Şırnak’ta OHAL vardı. Önceki koalisyon hükümeti, Haziran 2002 tarihinde Meclise gönderdiği yazıda, Tunceli ve Hakkâri’de de OHAL’i kaldıracaklarını, Diyarbakır ve Şırnak’ta son kez 4 ay uzatacaklarını söyledi. 30 Kasım 2002 tarihinde, sadece 12 gün sonra Diyarbakır ve Şırnak’ta da OHAL kalktı. Şimdi Türkiye’nin 81 ilinde tam 14 aydır OHAL var. 2002 yılında Türkiye’de çatışma yoktu. Örgüt silahlı unsurlarını Türkiye dışına çekmişti. Tek bir silahlı eylem Türkiye’nin içerisinde yoktu. Büyük bir barış beklentisi vardı. Büyük bir silah bırakma beklentisi vardı 2002 tarihinde. Böyle bir Türkiye devraldılar. Ama o barış beklentisini, silahsızlanmayı beceremediler. Şimdi Türkiye’nin 81 ilinde çatışma var ölüm var" dedi.

SORUN BELEDİYECELİK ANLAYIŞI DEĞİL, ÇÖKEN AKP’NİN YÖNETİM ANLAYIŞIDIR

AKP’nin yıllardır yönettiği ülkede ekonomiden tutun, siyasal yapıya kadar her şeyi berbat ettiğini belirten Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istifasını istediği belediye başkanlarını hatırlattı. "Bugün çöken Gökçeğin veya Topbaş’ın belediyecilik anlayışı değil. Bugün çöken Adalet ve Kalkınma Partisinin yönetim anlayışıdır" dedi.

DİYARBAKIR’DAN SEÇİM ÇAĞRISI

Tanrıkulu, ülkede devam eden OHAL ve bölge belediyelerine kayyum atamalarına da değindi. İktidarın, neredeyse Türkiye’nin tümünü kayyumla idare edecek duruma geldiğini ifade eden Tanrıkulu, kayyum politikasını eleştirdi. İktidara çağrı yapan Tanrıkulu, "Türkiye’de 3 büyükşehir belediyesi kayyumla yönetiliyor. 92 belediyeye kayyum atadılar. Buradan sesleniyoruz, bakın Diyarbakır’dan, en zayıf olduğumuz yerden sesleniyoruz, gelin Diyarbakır’dan başlayarak her yere sandık kurarak erken seçimi hemen yapalım. Yüreğiniz yetiyorsa seçime gidelim. İstifalarla bu iş olmaz. En zayıf olduğumuz Diyarbakır’dan sesleniyoruz. Hemen erken seçime gidelim. Hodri meydan" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, konuşmasına ülke tarihinde yaşanan darbelere değinerek başladı. Bu darbe dönemlerinden sonra millet iradesinin rafa kaldırıldığını hatırlatan Tekin, bunun en son örneğinin 1980 darbesi olduğunu ifade ederek, "1980 darbesinde, hala hafızalarımızda Diyarbakır zindanları var" dedi.

BÜYÜKŞEHİRLER ADETA SIKIYÖNETİMLE YÖNETİLİYOR

Belediyelere kayyum atanması ve milletvekillerinin tutuklanmasına değinen Tekin şunları söyledi;

"Şu anda ülkemizde 55 milyon seçmen bulunuyor. 55 milyonun seçmenin, 23 milyonu ipotek altındadır. Neresi bunlar? İstanbul, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Mardin’inden Van’a kadar. Bütün büyükşehirler adeta darbe dönemindeki sıkıyönetim yöntemiyle, yönetilmeye başlandı. Şimdi böyle bir ortamda, Diyarbakır’ın işinin en kadar zor olduğunu sadece Diyarbakır değil, bütün bölgenin gerçekten nasıl bir zorlukla karşı karşıya kaldığını tahmin edin. Milletvekilinizi seçiyorsunuz, milletvekiliniz tutuklu. Neye rağmen tutuklu yasaya, Anayasaya rağmen tutuklu. Belediye başkanlarını görevden alıyorsunuz. Gerekçeleriniz var olabilir. Velev ki bu gerekçeler doğrudur. O zaman ne yapacaksınız? Millet iradesine başvuracaksınız. Yeniden seçim yapacaksınız.

METALDE AYRIŞMA, ÇÜRÜME OLUR

Önümüzdeki günlerde çeşitli belediyeler ile ilgili, adına şimdi yeni bir uygulama bulmuşlar. Metal yorgunluğu… Ne olduğu belli olmayan. Burada, inşaata çalışan kardeşlerimiz bilir. Bizim bildiğimiz, metalde ayrışma olur, çürüme olur. Metal yorgunluğu diye bir şey olmaz. Bu çürümüşlüğün bu yorgunluğun bedelini 80 milyona yaşatmak istiyorlar. 'Niye görevden alıyorsunuz' diye sorduğumuzda, bir çok arkadaşımızda ‘görevden alınanları savunuyor’ algısı yaratanlar da var. Merak etmeyin, 15 yıldır bunların imar uygulamalarını, Türkiye kamuoyuna Cumhuriyet Halk Partisi taşıyor. Onların ne halt işledikleri çok açık ve çok net biliyoruz. Sakın ha öyle bir metal yorgunluğu falan değil. Tamamı FETÖ’ye bulaşmıştır. Yolsuzluğa gelince, sadece yolsuzluğu kriter alırlarsa, bir tek belediye Türkiye’de ayakta kalamaz."

ERDOĞAN İŞARETİ VERDİ, BELEDİYELERE MÜFETTİŞLER GİTTİ

Tekin’in gündeminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’li belediyelere yönelik müdahalesi de vardı. Bunun sadece AKP ile sınırlı kalmayacağını ifade eden Tekin, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran’dan dönerken, gazetecilere yaptığı açıklamada bunun işaretini verdiğini söyledi. Tekin, Sayın Erdoğan ‘Bizim, içişlerine çok sayıda ihbarlar var, dilekçeler var’ diyor. ‘Önümüzdeki günlerde bizim dışımızdaki partilerin belediye başkanlarına da bakacağız’ diyor. Bizim bildiğimiz Cumhurbaşkanının böyle bir görevi yok. Bu görev İçişleri Bakanlığı, Sayıştay Müfettişlerinindir. Sayın Erdoğan’ın bu cümlesinden sonra, başta Aydın belediyemiz olmak üzere birçok belediyemize onlarca müfettiş gitti. Kısacası önümüzdeki günlerde daha çok belediye başkanları tartışmasının olacağının işaretini de sayın Erdoğan’ın kendisi İran’dan dönerken tarif etti" diye konuştu.

SİZE ALLAH HUKUKU, BİZE BU HUKUK

AKP’li belediye başkanlarının yolsuzluk iddialarına rağmen yargılanmamasını da eleştiren Tekin, "Biz hukuk ülkesinde yönetiliyoruz. Suçların tarifi var. Normalde suç işleyen kişi, yargılanır gider cezasını çeker. Peki, AKP’lilere nasıl bir model uygulanıyor? AKP’lilerin işlemiş olduğu her türlü suçu Allah’a havale ediyorlar. Şimdi bakın. Sayın Erdoğan kendisi de dedi. ‘Ne istediyse verdik, Allah bizi afetsin’. Sadece bizim hesaplarımıza göre, Türkiye genelinde buna Diyarbakır dahildir, kamuya ait arsaların nasıl FETÖ’ye verildiği ortada. Bunları FETÖ’ye vereceksiniz, sonra bunun hiçbir hukuki karşılığı olmayacak, sadece Allah’a havale edeceksiniz. Allah bizi afetsin diyeceksiniz. Dış politikada suç işleyeceksiniz, ‘Allah bizi affetsin’. Yolsuzluklar yapılacak, ‘Allah bizi affetsin. 17 Aralık olacak, ‘Allah bizi afetsin’. Eee… Size Allah hukuku, bize de bu hukuk olursa biz bu ülkede yandık. Böyle bir şey yok. Bu belediye başkanlarının tamamı hukuku karşısında çıkmak zorundadır. Başta İstanbul, Ankara çeşitli illerdeki FETÖ terör örgütüne verilen parsel parsel arsaların ve ihalelerin mutlaka hesapları verilecektir" dedi.

AKSÜNGER: ZARRAB DAVASI İLE İLGİLİ İNANILMAZ KONULAR BİLİYORUM

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, ABD'de izlediği Reza Zarrab davasına kongrede değinerek, "Zarrab davasında ben, son 5 yıldır inanılmaz konuları biliyorum. Bir kısmı da Türkiye’nin ekonomik modellerine zarar vermesin diye, açıklamıyoruz. Neden, Cumhuriyet Halk Partisi ilk önce memleketini seviyor. Ekonominin çökmesi hiçbirimizin işine gelmez, bunu açıkça söylüyorum" dedi. İş Türkiye açısından da kötüye gidiyor. Ben bu davadan nereye gideceğini biliyorum. Ne yaşandığını, kimin kime ne paralar aktardığını örtülü ödeneklerden biliyorum" dedi.

BU BİR SİYASİ ŞANTAJ DAVASINA DÖNÜŞTÜ

Zarrab davasını Amerika tarafından şantaj olarak kullanıldığını söyleyen Aksünger, şöyle konuştu; "İdlib’e niye gittin’ diye soran da burası, Barzani meselesinde neden bu kadar tepki verdin diye soran konuların sebebi de şu, bu bir siyasi şantaj davasına döndü. Şuanda Amerika kendisine göre bir şah hamlesi yaptı. Vize olayı ile birlikte… Bütün coğrafyada konuları etkileyecek. Bugün eğer PYD meselesi ortadaysa ki bunu her zaman ben söyledim. PYD bir parti sonuçta… AKP, CHP nasılsa bir partiden bahsediyoruz. Bunu her zaman söyledim. Bir partiden Suriye’nin, Rusya’nın, AB’nin, Amerika’nın tanıdığı bir parti yakında, çok farklı gelişmelere gebe olacak bir hikaye… Bunu Erdoğan bilmiyor mu, biliyor. Peki niye böyle yapıyor. ‘İçerideki milliyetçiliği ne kadar körüklersem acaba olur mu’ diye. Şu anda vazgeçiyor. Vazgeçmek zorunda kalacak. Yeniden Kürtleri kutsamaya çalışacak, göreceğiz süreçte. Ama Kürtler, gerçekten de buna izin verirse önümüzdeki geleceği kaybedecekler. Bu böyle olacak. HDP’ye yaptığı eziyet ortada, bunu söylemeden geçmek insani değil. Neden yerel seçimleri yapmıyor. HDP’nin, yeniden kendi belediyelerini almasından korktuğu için. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de elindeki tüm büyükşehirlerin çoğunu alabileceğini bildiği için…"

AKP VE FETÖ ARASINDA BARIŞMA İHTİMALİ VAR

AKP ile FETÖ arasında bir barış olabileceği iddiasında bulunan Aksünger, " 17 Aralık davasında önemli bir detay vardı. Bütün dinlemeler, bütün takipler, bütün tapeler, emniyetin, savcılığın yaptığı işler, yargıçların verdiği kararlar 17 Aralık’ta inanılmaz hukuka uygun yapılmıştı. Aslında bir eksiklik vardı. Amerika’daki dosyaları görünce aklıma geldi, tekrar inceledim. Baktım ki FETÖ’cüler bir sürü adamı çıkarmışlar. 22 flu olan yerdeki adamları çıkarmışlar. Altın kaçakçılarını, eroin kaçakçılarını, bürokrasiden adamlar var. Bazı bakanlar var. Burada bir şey akla geliyor, bir barışma ihtimalleri var. İkinci olarak finansörlük, üçüncüsü onların da canını okuyacak, onlarında ellerinde olan belgeler" diye konuştu.

Erken Seçim