ABD 'İnsan Ticareti Raporu'nda Türkiye: Depremler, 3 milyon insanı tacirlere karşı savunmasız bıraktı

ABD Dışişleri Bakanlığı bu yılki 'İnsan Ticareti Raporu'nda Türkiye'ye geniş yer ayırdı. Toplam 188 ülke ve bölgenin mercek altına alındığı raporda, "Maraş depremlerinin 3 milyon insanı tacirlere karşı savunmasız bıraktığına" dikkat çekildi.

ABD 'İnsan Ticareti Raporu'nda Türkiye: Depremler, 3 milyon insanı tacirlere karşı savunmasız bıraktı

Artı Gerçek - ABD Dışişleri Bakanlığı, yıllık İnsan Ticareti Raporu'nu açıkladı. Ülkedeki, 'İnsan Ticareti Mağdurlarını Koruma Yasası' tarafından zorunlu kılınan raporda ABD dahil 188 ülke ve bölge mercek altına alındı. 95 sayfalık raporun büyük bir kısmı insan ticaretinin nasıl ele alınacağına odaklandı.

VOA Türkçe'den Dilge Timoçin'in haberine göre raporda Türkiye'nin insan ticaretinin ortadan kaldırılmasına yönelik asgari standartları tam olarak karşılamamakla birlikte, bu yönde çabalarını artırdığı belirtildi.

BLINKEN: DÜNYA GENELİNDE 27 MİLYON İNSAN GÖÇ ETME HAKKINDAN MAHRUM

Raporun açıklandığı toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Antony Blinken, "ABD insan ticaretiyle mücadele etmeye kararlı çünkü bu suç, insan hakları ve özgürlüklerine yönelik bir saldırı ve her insanın kendi yaşamı ve eylemleri üzerinde özerkliğe sahip olma evrensel hakkını ihlal etmekte. Bugün dünya genelinde 27 milyondan fazla insan bu haktan mahrum bırakılmakta. İnsan ticareti toplumlarımıza zarar vermekte, hukukun üstünlüğünü zayıflatmakta, tedarik zincirlerini yozlaştırmakta, işçileri sömürmekte ve şiddete yol açmakta. Geleneksel olarak ötekileştirilen grupları, kadınları, LGBTİ+'ları, engellileri, etnik ve dini azınlıkları orantısız bir şekilde etkilemekte" dedi.

2023'TE 345 VAKA TESPİT EDİLDİ

COVID-19 salgınının insan ticaretiyle mücadele kapasitesi üzerindeki etkisini göz önünde bulunduran ABD Dışişleri Bakanlığı, hükümetin bir önceki rapor dönemine kıyasla genel olarak artan çabaları nedeniyle, Türkiye’yi 2012 yılından beri bulunduğu 'ikinci kategori' ülkeler arasında tutmayı sürdürdü.

Türkiye'deki insan ticareti mağdurlarının ağırlıklı olarak Orta ve Güney Asya, Doğu Avrupa, Azerbaycan ve Suriye'den geldiği belirtilen raporda, 2023'te tespit edilen 345 mağdurun 108'i Suriyeli. Onları 57 mağdurla Özbekler takip ederken 33 Afgan ve 15 Kırgız da kayıtlara geçti.

MARAŞ DEPREMLERİ NEDENİYLE ÜÇ MİLYON İNSAN RİSK ALTINDA

Raporda, 6 Şubat Maraş depremleri nedeniyle mülteciler, çocuklar ve LGBTİ+'lar dahil ülke içinde yerinden edilmiş yaklaşık üç milyon kişinin insan ticaretine karşı savunmasız olduğuna dikkat çekilerek, "Türkiye, insan ticareti ve istismara karşı son derece savunmasız olan büyük bir mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etmektedir" tespitine yer verildi.

'12 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUKLAR DİNİ NİKAHLA EVLENDİRİLİYOR'

Suç şebekelerinin Suriyeli kadın ve çocukları seks ticaretine zorladığı ve baskı altında tuttuğu belirtilen raporda, "STK'ler, mülteci kampı görevlileri ve gönüllülerinin suç şebekeleriyle işbirliği yaparak sahte iş teklifleriyle kız çocuklarını seks ticaretine dahil ettiği vakaları rapor ediyor. Suriyeli erkek çocuklar da mülteci kamplarında tecavüz ve cinsel istismar iddialarıyla seks ticaretine karşı savunmasız kaldı. Özellikle yoksul ve kırsal bölgelerde, 12 yaşından küçük Suriyeli kız çocukları, resmi olmayan dini törenlerle yetişkinlerle evlendirilebilmekte ve akabinde ev hizmetçiliği ve seks ticaretine karşı savunmasız bırakılmaktadırlar" dendi.

GÖÇMENLER ARASINDA 'ZORLA ÇALIŞTIRMA' ÇOK YAYGIN

Geçen yılın raporunda olduğu gibi bu yıl da, insan tacirlerinin bazı Gürcü erkek ve kadınları zorla çalıştırdıkları, bazı Türk erkeklerinin de İsrail ve Moldova'da zorla çalıştırıldıklarına dair haberler rapora girdi. Roman çocukların sık sık büyük şehirlerde, çöp toplayıcı, sokak çalgıcısı ve dilenci olarak çalıştırıldıkları, bu yıl da raporda yer aldı.

İnsan hakları gruplarının, ticari cinsel istismar ve seks ticareti gibi konuların LGBTİ+ topluluğu içinde sorun olmaya devam ettiğini aktardıkları belirtilen raporda, bu insanların hem yetkililer hem de toplum içinde ayrımcılık ve düşmanlıkla karşılaştıklarına dikkat çekildi.

İNSAN TACİRLERİ SOSYAL MEDYAYI KULLANIYOR

İnsan tacirlerinin, sosyal medya, arkadaşlık siteleri ve iş arama platformları gibi çevrimiçi yollardan mağdurları işe almaya giderek daha fazla odaklandığı belirtilen raporda, tarım işçilerinin sorunlarına bu yıl da yer verildi.

Raporda, "Özellikle de fındık çiftçileri, düşük ücret, ücret kesintisi, uzun çalışma saatleri ve tehlikeli çalışma koşulları ile zorla çalıştırılmaya karşı savunmasızdı ve zaman zaman aracılar çiftçileri hasat arasında borçlandırarak, sözleşmeli köleliğe zorluyordu" denildi.

ÇOCUK ASKER KONUSUNDA ESKİ RAPORLARA ATIF

Raporda, Suriye'de devlet dışı silahlı gruplar tarafından alıkonulan bazı kadınların muhtemelen Türkiye'ye nakledildiği ve istismar edildiğine de yer verildi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın çalışmasında, "Önceki yıllarda, insan hakları grupları ve uluslararası kuruluşların raporları, hükümetin Suriye'de çocuk askerleri silah altına alan Türkiye destekli bir silahlı muhalif gruba operasyonel, ekipman ve mali destek sağladığını göstermektedir" dendi.

Bakanlık 2021'de Türkiye'yi ABD'de 'Çocuk Askerlerin Önlenmesi Yasası' (CSPA) listesine almış ve gerekçe olarak Ankara'nın Suriye'de devlet dışı silahlı grup olan Sultan Murat tümenine operasyonel ekipman desteği ve maddi destek vermiş olmasını göstererek, bu silahlı grubun çocuk asker istihdam ettiği ve kullandığını öne sürmüştü. Geçen yılki raporda Türkiye'nin çocuk asker kullanımına karışan ülkeler listesinden çıkartıldığı görülmüştü. Bu yılki raporda ise 2023 'Çocuk Askerleri Önleme Yasası' listesinin henüz tamamlanmadığı belirtilerek "Bu bölüm mümkün olan en kısa sürede güncellenecektir" dendi.

ÇOCUK İŞÇİ VE KAYIT DIŞI İSTİHDAM SORUNU

Raporda, kaynakların ve denetimlerin çocuk işçi çalıştırılmasına veya kayıt dışı çalışmaya karşı yasakları etkili bir şekilde izlemek ve uygulamak için yetersiz kaldığı vurgulandı. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın çalışmasında, "Müfettişler genellikle 50 veya daha az işçi çalıştıran özel tarım işletmelerini şikayet olmadığı sürece ziyaret etmemekte, bu da işletmelerin zorla çalıştırmaya karşı savunmasız kalmasına neden olmaktadır" denildi.

Raporda özellikle Suriyeliler ve mültecilere, çalışmak istedikleri ilde en az altı aydır kayıtlı olmaları koşuluyla istihdam hakkı tanındığı ancak işverenin prosedürü külfetli ve maliyetli görerek bu yolu kullanmadığına dikkat çekildi. Çalışmada, "Sonuç olarak, şartlı mültecilerin ve geçici koruma altındakilerin büyük çoğunluğu yasal istihdam seçeneklerinden yoksun durumda ve insan ticareti dahil sömürüye karşı savunmasız kaldı" dendi.

İNSAN TİCARETİNİ ÖNLEME ÇABALARINDA ARTIŞ

Hükümetin insan ticaretini önleme çabalarını az da olsa artırdığı belirtilen raporda, bu çabalar arasında daha fazla insan ticareti vakasının soruşturulması, daha fazla sanığın yargılanması ve İçişleri Bakanlığı'na bağlı Göç İdaresi Başkanlığı'nın mağdurlara hizmet sağlayanlar arasında koordinasyonu artırmak amacıyla, mağdurların korunmasına ilişkin bir çalışma grubu oluşturması sayıldı.

Göç İdaresi Başkanlığı'na bağlı 'İnsan Ticaretiyle Mücadele Koordinasyon Kurulu'nun kurumlar arası insan ticaretiyle mücadele çabalarını koordine ettiği raporda yer aldı. Ancak 6 Şubat 2023'teki depremler nedeniyle yıllık toplantısını iptal ettiği de vurgulandı.

SORUŞTURMALAR YETKİN OLMAYAN POLİSLER TARAFINDAN YÜRÜTÜLÜYOR

"İnsan ticaretiyle mücadele il koordinasyon kurulları en az bir kez toplanmış ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) insan ticaretiyle mücadele ulusal raportörlüğü görevini sürdürmüş, bir çalışma grubu kurmuş ve ilk yıllık raporunu yayımlamıştır” denilen raporda, hükümetin bazı kilit alanlarda asgari standartları karşılayamadığına dikkat çekildi. Rapora göre Türkiye, daha az sayıda insan tacirini mahkum etti ve mahkemeler insan ticareti suçundan yargılanan sanıkların çoğunu beraat ettirmeyi sürdürdü. Savcılar, insan ticareti davalarını genellikle, insan ticaretini soruşturmak için gerekli özel beceri ve bilgiye sahip olmayan polis birimlerine havale etti.

Hükümetin mağdur koruma çabalarında yerel sivil toplum kuruluşlarını dışlamaya devam ettiğini kayıt altına alan rapor, "Güvenlik güçleri zaman zaman insan ticaretini daha az cezayı gerektiren daha hafif suçlar, özellikle de seks ticareti yerine 'fuhuşa teşvik' kapsamında soruşturdu" ifadelerine yer verdi. Hükümetin tüm mağdurları barındırma ve mağdurlara özel destek sağlama kapasitesinden hâlâ yoksun olduğunu belirten ABD Dışişleri Bakanlığı, transseksüel mağdurların barındırılmadığına ve mağdurlara yönelik ayni yardım fonlarının azaltıldığına dikkat çekti.

SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMALAR ARTTI, MAHKUMİYET AZALDI

Rapora göre kolluk kuvvetleri 2022'de toplam 689 şüphelinin bulunduğu 468 yeni vakayı soruşturdu. Bu, 2021'de 591 şüphelinin bulunduğu 408 yeni vakaya kıyasla daha fazla. Kolluk kuvvetleri önceki yıllardan süregelen 544 şüpheli ile 208 vakayı da hala soruşturuyor. Başsavcılıklar da 2021'de 238 sanıklı 78 yeni davaya kıyasla 315 sanıklı 120 yeni davayı kovuşturdu ve önceki yıllardan kalan 1702 sanıklı 311 davayı kovuşturmayı da sürdürdü.

2022'DE SADECE 47 İNSAN TACİRİ MAHKUM EDİLDİ

Ancak mahkemeler sadece 47 insan tacirini mahkum etti. ABD'nin raporuna göre bu sayı 2021'de 72 idi. Hakimler, mahkum edilen 47 insan tacirinin tamamını hapis cezasına çarptırırken biri hariç tüm insan tacirlerine ek para cezası verdi ve cezaların süresini bildirmedi. Mahkemeler insan ticareti suçundan yargılanan şüphelilerin çoğunu beraat ettirmeyi de rapora göre sürdürdü. 2022'de yargılanan 328 sanıktan 256'sı, 2021'de 339 sanıktan 267'si ve 2020'de 214 sanıktan 177'si hakkında beraat kararı verildi. Hükümet, insan ticareti suçlarına karışan kamu çalışanları hakkında herhangi bir soruşturma, kovuşturma veya mahkumiyet kararı ise bildirmedi.

Rapora göre uluslararası kuruluşlar, Türkiye'de inceleme prosedürlerine ilişkin farkındalığın ve uygulamanın son yıllarda arttığını aktardı. Ancak kolluk kuvvetleri ve diğer ilk müdahale ekiplerinin mağdurların incelemesini tutarlı bir şekilde yapamadı veya onları tespit edemedi.

'SEKS TİCARETİ' YERİNE 'FUHUŞA TEŞVİK'TEN YARGILANIYORLAR

Raporda buna örnek olarak, kolluk kuvvetlerinin seks ticareti ve 'fuhuşa teşvik' unsurlarını etkili bir şekilde ayırt edememesi gösterildi. Ayrıca özellikle zorla çalıştırılanlar ile Türk vatandaşları, çocuklar ve LGBTİ+'lar arasında insan ticareti mağdurları konusunda ilk müdahale ekiplerinin kapasitelerinin sınırlı olduğu ve tespit çabalarının yetersiz kaldığına raporda yer verildi.

Raporda, "Hükümet, son derece hassas durumdaki mülteci ve göçmen topluluklarındaki mağdurları etkin şekilde tespit etmedi. Medya ve sivil toplumdan gelen haberler, yetkililerin insan ticareti göstergelerini taramadan Suriyelileri zorla geri gönderdiğini göstermeye devam etti" dendi. Hükümetin, 2022 ve 2021 yıllarında insan ticaretiyle mücadele çalışmaları için tahsis edilen toplam tutarı bildirmediği ve yerel STK'lara fon sağlamadığı da rapora girdi.

Göç İdaresi Başkanlığı’nın insan ticareti mağdurları için Kırıkkale, Ankara ve Aydın'da üç özel sığınma evi işlettiği belirtilen raporda, "Ancak sığınma evleri transseksüel mağdurların barınmasına izin vermemiştir. Gözlemciler ayrıca, tüm mağdurları barındırma ve onlara özel destek sağlama kapasitesinin eksikliğini bildirmeye devam etmiştir" dendi. (Kaynak)