AİHM, Belçika'daki helal ve koşer kesim yasağını haklı buldu: 'Hayvanın acısı en aza indirgenmeli'

AİHM, Belçika'daki helal ve koşer kesim yasağını haklı buldu: 'Hayvanın acısı en aza indirgenmeli'
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), dini kurallara göre hayvan kesimi ve "hayvan refahı" konusunda emsal bir karar aldı. Belçika'da hayvanların kesimden önce sersemletilmesi kuralını onayladı.

Artı Gerçek - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dini kurallara göre hayvan kesimi ve "hayvan refahı" konusunda tüm Avrupa için örnek teşkil edecek bir karara imza attı. Mahkeme, Belçika'nın Flaman ve Valon bölgelerinin, hayvanların kesimden önce öldürülmeyecek şekilde sersemletilmesi yönündeki yasal mevzuatlarını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü" düzenleyen 9'uncu ve "ayrımcılığın yasaklanmasını" düzenleyen 14'üncü maddeleriyle uyumlu buldu.

AİHM, Belçika'da Müslüman ve Yahudi cemaatlerini temsil eden 13 şahıs ve 7 sivil toplum kuruluşu tarafından açılan "din özgürlüğü" ve "ayrımcılık" davasında kararını Strasbourg'da açıkladı.

Davacı şahıs ve kuruluşlar, Flaman ve Valon bölgelerinin hayvanların kesilmeden önce öldürülmeyecek şekilde sersemletilmesi yönünde 2017 ve 2018 yıllarında gerçekleştirdikleri yasal düzenlemelerin iptali için Belçika Anayasa Mahkemesine başvurmuş; Anayasa Mahkemesi konunun Avrupa Birliği (AB) hukuku ile uyumu hakkında 2019 yılında Avrupa Birliği Adalet Divanı’ndan (ABAD) görüş istemişti. Görüşünü 2020 yılında açıklayan ABAD, hayvanların sersemletilmeden öldürülmesine getirilecek yasağın AB Temel Haklar Şartı'nın din özgürlüğünü konu alan maddesiyle uyumlu olduğuna hükmetmişti. Belçika Anayasa Mahkemesi, ABAD'nin bu görüşü sonrası davacıların iptal taleplerini geri çevirmişti.

Davacı şahıs ve kuruluşlar ABAD görüşü ve Belçika Anayasa Mahkemesi kararının ardından, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) din özgürlüğü ve ayrımcılığın yasaklanmasıyla ilgili maddelerinin ihlal edildiği iddiaları temelinde Belçika'ya karşı 2022 yılında topluca AİHM'ye başvurmuştu. Davaya Danimarka hükümeti ve hayvan hakları savunucusu kuruluşlar da müdahil olmuştu.

60 YILLIK TARİHİNDE İLK

DW Türkçe'den Kayhan Karaca'nın haberine göre, AİHM, 60 yıllık tarihinde ilk defa "hayvan refahı" kavramı ile AİHS'nin 9'uncu maddesi arasında bağlantıya yer verdiği bu kararında, davacıların din özgürlüğünün ihlal edilmediği sonucuna vardı. Mahkeme, AİHS'nin hiçbir maddesi doğrudan hayvan refahını ele almasa da, 9'uncu maddede yer verilen "kamusal ahlakın korunması" kavramının, "sadece bireyler arası ilişkilerde insan onurunun korunması" olarak algılanamayacağını, hayvanlar dahil bireylerin yaşadığı çevrenin korunmasını da kapsadığını not etti. Ahlak kavramının "evrimsel" olduğuna vurguda bulunan AİHM, hayvan refahını "çağdaş demokratik toplumların her geçen gün daha da önem verdiği etik bir değer" olarak tanımladı.

Kesilmeden önce ölmeyecek biçimde sersemletilen hayvanın acısının "en aza indirgediği" konusunda bilimsel konsensüs oluştuğuna işaret edilen kararda, Belçika makamlarının bu yolla "adil bir denge" kurduğu belirtildi.

AİHM, davacı şahıs ve kuruluşların "yasal düzenleme sonrası dini inançlarına uygun et temin etmekte zorlanacakları" tezini de geri çevirdi. Mahkeme, Flaman ve Valon bölgelerinin kesim öncesi sersemleştirmenin yasal zorunluluk olmadığı bölgelerden et tüketimini yasaklamadığını, davacıların da yasal düzenleme sonrası dini kurallara uygun et temininde zorluk çektiklerine dair kanıt sunamadıklarını kaydetti.

AVCILAR VE BALIKÇILARLA KARŞILAŞTIRMA

AİHM, davacıların kendilerine ayrımcılık yapıldığına dair tezlerine de olumlu yanıt vermedi. Davacılar kendilerini hedef aldığını savundukları yasal düzenlemelerin avcı ve balıkçıları kapsamamasını ayrımcılık olarak nitelemişti. AİHM bu teze, dini kurallara uygun kesimin besi hayvanlarını kapsadığı ve hobi amacıyla yapılan avcılık ve balıkçılık kapsamında öldürülen vahşi hayvanlarla bir tutulamayacağı teziyle karşılık verdi.

Davacıların "Müslümanlar ve Yahudiler olarak, toplumun beslenme konusunda dini kurallara bağlı olmayan diğer kesimleriyle bir tutulamayız" tezi de AİHM tarafından yeterli bulunmadı. Mahkeme, Belçika'daki yasal düzenlemelerin, hayvanların kesimden önce öldürülmeden sersemleştirilmesini sağlayan alternatif bir çözüm getirdiğini tekrarladı.

Karar AİHM'nin, aralarında Türk yargıç Saadet Yüksel'in de olduğu, 7 yargıçlı bir dairesi tarafından oy birliğiyle alındı. Davacıların 17 yargıçlı Büyük Daire önünde karara itiraz hakları bulunuyor.

Tüm Avrupa için örnek
Karar hem dini kurallara uygun hayvan kesimi hem de hayvan refahı konusunda Avrupa hukuku açısından bir ilk oluşturuyor. Hayvan refahı kavramının ilk defa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "düşünce, vicdan ve din özgürlüğü" maddesi temelinde ele alınmış olması hayvan hakları açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. AİHM her ne kadar devletlerin takdir marjına atıf yapsa da kararın hayvan refahı açısından Türkiye dahil tüm Avrupa ülkeleri için yeni bir içtihat oluşturduğu belirtiliyor. Belçika ve Fransa’daki hayvan hakları savunucuları kararı memnuniyetle karşıladıklarını belirten açıklamalarda bulundular. (Kaynak)

Öne Çıkanlar