DW: Türkiye'de Covid-19 tablosu dramatik
16 Aralık 2020 Çarşamba günü Artı TV'de yayınlanan 'Global Medya Günlüğü'nde seçilmiş yazıların özetleri...
16 Aralık 2020 Çarşamba günü Artı TV'de yayınlanan 'Global Medya Günlüğü'nde seçilmiş yazıların özetleri:
DEUTSCHE WELLE, TÜRKİYE'DE COVİD-19 VAKALARININ GERÇEK RAKAMLARININ PAYLAŞILMASI İLE BİRLİKTE DURUMUN DRAMATİK OLDUĞUNUN ORTAYA ÇIKTIĞINI YAZIYOR.
DEUTSCHE WELL/EALMANYA
SALGIN KONTROLDEN ÇIKTI MI?
Covid-19 vaka sayılarının her geçen gün arttığı Türkiye'de durum dramatik. Kasım ayına kadar açıklanan Covid-19 verilerinin gerçekleri yansıtmadığının açıklanmasından sonra Türkiye'nin salgından en çok etkilenen ülkelerden biri olduğu ortaya çıktı. Deutsche Welle'nin haberinde Covid-19 kaynaklı resmi günlük ölüm sayısının son dört haftada iki katından fazla artarak günde 200'ün üzerine çıktığına dikkat çekiliyor. Deutsche Welle Türk hükümetinin ekonomiyi korumak için salgının gerçek boyutunu gizlemekle suçlandığını belirtiyor. Türk Tabipler Birliği hükümetin uzun süre vaka rakamlarını tam olarak yayınlamamasının virüsün yayılmasını teşvik ettiğine, hükümetin "pandeminin kontrolünü" kaybettiğine dikkat çekiyor. Çok sayıda Covid-19 hastası muayene ettiğini söyleyen Tabipler Birliği üyesi aile hekimi Emrah Kırımlı, yetkililerin hala krizi akladığını söylüyor. Kırımlı, "Şu anda bile, hükümetin beyan ettiğinden çok daha fazla vakamız var. Her gün 50.000 ila 60.000 yeni enfeksiyon olduğu tahmin ediliyor. Burada İstanbul'daki hastaneler ve yoğun bakım üniteleri dolu, daha fazla yer yok. Doktorlarımız sınırlarında. Şimdi acilen radikal karşı önlemler almalıyız" diyor. Aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da bulunduğu muhalif siyasiler bir an önce daha radikal tedbirler çağrısında bulunuyorlar. İmamoğlu'nun açıklamasına yer veren Deutsche Welle, İBB'nin verilerine göre, Covid-19'dan ölen ve sadece İstanbul'da her gün gömülen insan sayısı, hükümetin tüm ülke için bildirdiği sayı kadar yüksek. İmamoğlu virüsün yayılmasını durdurmak için İstanbul'daki kamusal yaşamının iki ila üç hafta boyunca tamamen durması gerektiğini savunıuyor. Gözlemciler ise hükümetin bu adımı atmasını beklemiyor.
INSIDER'DAKİ HABER, TÜRKİYE'DE UYGULANAN SOKAĞA ÇIKMA YASAĞININ TURİSTLER İÇİN GEÇERLİ OLMADIĞINI, ÜLKEYE GİRMEDEN ÖNCE KENDİLERİNDEN TEST YAPTIRMALARININ İSTENMEDİĞİNİ YAZIYOR
SOPHIE CLAIRE HOELLER
INSIDER/ABD
TÜRKLER EVDE TURİSTLER SOKAKTA
Türkiye genelinde coronavirüs vakalarının artmasıyla haftasonlarını kapsayan bir sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Sophie Hoeller bu kısıtlamanın Türkiye'yi gezmeye gelen turistler için geçerli olmadığına dikkat çekiyor. Hoeller, Türkler Cuma akşamından Pazartesi sabahına kadar evlerinde oturmak zorunda iken, yabancı turistlerin özgürce dolaşabildiğini yazıyor. İnsider'a konuşan Amerikalı turist Alexandre Wortington Amerikalıların girmesine izin veren ve karantina gerektirmeyen birkaç destinasyondan biri olduğu için İstanbul'a geldiğini anlatıyor. Hoeller Türkiye'nin turistlerden negatif coronavirüs test sonucu istemediğini yazıyor. Insider'a konuşan 12 yıllık turist rehberi Semih, "Hükümet aslında Covid-19'u umursamıyor. Sadece daha fazla para istiyor. Türkiye'nin finansal sıkıntıları arttıkça hükümet de bir o kadar sorumsuz davranıyor " diyor. 13 yıllık rehber olan Aykut ise Inisider'a yaptığı açıklamada hükümetin turizm ekonomisini ayakta tutma girişimini takdir etse de, bunun yanlış bir tavsiye olduğunu düşündüğünü söylüyor. Aykut, "İnsanlar mutlu değil. Sokağa çıkma yasağının herkes için olması gerektiğini düşünüyorlar" diyor. Turistlerin çoğunun Rusya ve Ukrayna'dan geldiklerini belirten Aykut, bu turistlerin Türkiye'ye ucuz paketlerle geldiklerine ve şehirde para harcamadıklarına dikkat çekiyor. "Her yer kapalı, zaten para harcamak isteseler de yapamazlar. Tatil ucuz olduğu için hayatlarını riske atıyorlar" diyor. Aykut bu turistlerin birçoğunun maske takmayı reddettiğine ve kurallara uymadıklarına da dikkat çekiyor.
ARAB WEEKLY, İRAN'IN TÜRKİYE İLE GERİLİMİ DÜŞÜRME GİRİŞİMİNİN, BÖLGEDE İRAN'IN DAHA FAZLA İZOLE EDİLMEK İSTEMEDİĞİ İÇİN, İHTİYATLI DAVRANMASININ BİR SONUCU OLDUĞUNU BELİRTİYOR
ARAB WEEKLY/ABD
İRAN-TÜRKİYE GERLİMİ
Ankara ile Tahran arasındaki gerilim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bakü ziyaretinde okuduğu şiir ile derinleşmişti. Azeriler İran'ın en büyük azınlık nüfusu olduğundan, Tahran şiiri, toprak bütünlüğüne tehdit olarak nitelendirdi.
Sonrasında İran Cumhurbaşkanı Ruhani bir açıklama yaparak diplomatik tartışmaları daha da alevlendirmeden geride bırakabileceğini duyurdu.
Gözlemcilere göre, Tahran'ın Türkiye ile gerilimi hafifletme girişimi, Tahran'ın politikalarına düşman olan bölgede, özellikle de Irak, Yemen ve Lübnan'da İslam Cumhuriyeti'nin daha da izole edilmemesine yönelik ihtiyatlı olduğunu gösteriyor.
Arab Weeekly'nin yer verdiği gözlemcilere göre, Tahran dikkatini başta ABD ve Suudi Arabistan olmak üzere bölgesel ve uluslararası rakiplerine vermek istiyor. Arab Weekly bunun Türkiye ve Katar gibi ülkelerle çıkarlarını korumak için de geçerli olduğunu belirtiyor.
Tahran'ın bu çerçevede Türkiye'ye yönelik ABD yaptırımlarını eleştirdiğine dikkat çekilen haberde, İran Dışişleri Bakanı'nın açıklamasına yer veriliyor. İran Dışişleri Bakanı, Salı günü yaptığı açıklamada Türkiye'nin Rus S-400 füzelerini almasına karşı getirilen yaptırımların "uluslararası hukuku hor gördüğünü" ifade etti.
Arab Weekly Tahran'ın yatıştırıcı hamlelerine rağmen Türkiye ile İran arasındaki güvensizliğin devam ettiğini yazıyor. Haberde, Türkiye ve İran'ın, hem yayılmacı politikaları hem de Orta Doğu'nun birçok alanında çelişkili çıkarları nedeniyle rakip oldukları belirtiliyor.
FRANSIZ L’EXPRESS DERGİSİ AVRUPA BİRLİĞİ’NİN TÜRKİYE’YE KARŞI YAPTIRIMLAR KONUSUNDA SEMBOLİK DE OLSA ADIM ATTIĞINI VE TÜRKİYE CUMHURBAŞKANININ AB’Yİ BÖLMEYİ BAŞARAMADIĞINI YAZIYOR
CHARLES HAQUET VE CYRILLE PLUYETTE
L’EXPRESS/FRANSA
TÜRKİYE’YE YAPTIRIMLAR SEMBOLİK
L’Express dergisi Avrupa Birliği’nin sembolik de olsa Türkiye’ye karşı yaptırımlarda bir adım attığını ve Cumhurbaşanı Erdoğan’ın AB’yi bölmeyi başaramadığını yazıyor.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ekim başında yaptığı konuşmasında "Ankara yasadışı eylemlerini sürdürürse elimizdeki tüm araçları kullanacağız" demişti.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gaz arama girişimlerinin devam etmesinden dolayı AB Konseyi 11 Aralık’ta Türkiye’ye karşı yaptırım kararlarını açıkladı. Haquet, her ne kadar yaptırımlar düşük seviyede olsa da Türkiye’nin yayılmacılığına karşı olan Fransa için onurun kurtarıldığını yazıyor.
L’eExpress’e konuşan Fransa Avrupa İşlerinden sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune, "Bu bir kararlılık testiydi, ama daha da önemlisi Avrupa için bir güvenilirlik testiydi" dedi.
Bu açıklamaya göre bu yaptırımların kademeli bir sürecin başlangıcı olduğunu yazan Haquet, "bu karar Türkiye konusunu tekrar tartışmak üzere sorunu Mart ayına ertelemek anlamına da geliyor" diyor.
Terazinin hangi tarafa eğileceğini görmek için beklemek gerekeceğini söyleyen Haquet, Türkiye'ye yakın olan Bulgaristan ve Macaristan gibi bazı ülkelerin daha katı yaptırımlara karşı çıkacağını Almanya’nın ise daha ölçülü bir yanıttan yana olacağını ifade ediyor. Haquet, "Ancak son zirveden önce "pek" endişeli olmadığını iddia eden Erdoğan, bölme çabalarında başarısız oldu.
Bir sonraki olası adım, onun zayıf noktası olan ekonomiye saldırmak olacaktır. Avrupalılar bu yolu seçsinler ya da seçmesinler, yakında yeni ve güçlü bir müttefikleri olacak: o da Reis'e karşı selefinden daha az kayıtsız olması beklenen Joe Biden" yorumunu yapıyor.
THE GUARDIAN GAZETESİ KADIN LİDERLERİN BİR FARK YARATTIĞINI, COVİD-19’DA KADINLAR TARAFINDAN YÖNETİLEN ÜLKELERDEKİ DURUMUN BUNA GÜZEL BİR ÖRNEK OLDUĞUNU YAZIYOR
JANE DUDMAN
THE GUARDIAN/İNGİLTERE
KADIN ELİ DEĞDİĞİNDE
Jane Dudman kadınların siyasi liderliğinin etkili olduğu yönünde artan sayıda kanıt olduğunu yazıyor. Norveç, Finlandiya, İzlanda ve Danimarka’nın ortak noktası, erkeklerin liderlik ettiği komşu ülkelere göre çok daha düşük Covid-19 enfeksiyon oranlarına sahip olması.
5.5 milyon nüfuslu Finlandiya’da 370 kadar Covid bağlantılı ölüm olduğunu söyleyen Dudman, İngiltere’de bu rakamın en az on katı fazla olduğuna dikkat çekiyor. Dudman, "Elbette bu iki ülke çok farklı ülkeler, ancak kadınların liderliğindeki diğer kuzey Avrupa ülkelerinde de benzer şekilde düşük Covid ölüm oranları görüldü" diye yazıyor.
Ekonomik Politika Araştırma Merkezi ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından bu yılın başlarında yayınlanan bir analiz, bu farkın kadın liderler tarafından benimsenen "proaktif ve koordineli siyasi tepki" ile açıklanabileceğini öne sürüyor. Dudman, "Covid'i yönetmek ve dümende bir kadın olması arasında bir korelasyon varsa, dünya daha iyi bir yer olacaktır.
Gerçek şu ki, Covid ile ilgili her şeyde olduğu gibi, kesin bir iddiada bulunmak için muhtemelen çok erken" yorumunu yapıyor. Olayın sadece kadın liderliği ile açıklanamayacağını yazan Dudman, "olay, eşitlik ve her cinsiyetten politikacının vatandaşları için adil sistemler yaratması ile ilgili.
Dudman, bu yıl, eşitsizliklerin insanları krizlere karşı nasıl savunmasız bıraktığını ön plana çıkardı diyor. Ve "Avrupa genelinde, pandemi sırasında aile içi istismar arttı ve Covid'in çalışan kadınların yaşamları üzerinde de büyük bir etkisi oldu" yorumunu yapıyor.
Pek çok kadın, erkeklerle eşitliğe ulaşmak için çok çalışmak zorunda olsa da değişim işaretleri var. Almanya’da kabul edilen bir yasa ile yönetim kurullarında toplumsal cinsiyet eşitliği kotası getirildi, ABD ilk kadın başkan yardımcısını seçti ve ABD kongre üyelerinin yüzde 23'ünden fazlası kadın".