Hamas liderlerinden Haniye ile görüşen Hakan Fidan'dan Filistin'de garantörlük önerisi
Artı Gerçek - İsrail'in olası harekâtının gölgesinde Gazze'deki insani durum kötüleşirken, Türkiye'den yeni bir arabuluculuk önerisi geldi. Hamas'ın politbüro şefi İsmail Haniye ile görüşen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, garantörlük formülü önerdi.
Fidan, garantörlük konusunda "Buna Türkiye de dahil. İsrail için de başka ülkeler garantör olsunlar. Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, bunun gereklerinin yerine getirilmesi hususunda garantör ülkeler sorumluluk üstlensin" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE BARIŞ GÜCÜ GÖNDERECEK Mİ?
Türkiye'den bölgeye bir barış gücü gönderilip gönderilmeyeceğine ilişkin sorulan soruya, Fidan, "Garantörlük keyfiyetini açıkçası tartışmaya açmadık, ama ana fikir olarak şu anda ortaya koyuyoruz konuştuğumuz taraflara" dedi.
Fidan, söz konusu durumu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısında da dile getireceğini ifade ederek, "Yani bu bir tekliftir, daha iyi teklifleri olan varsa, onları da biz tabi ki değerlendiririz. Ama önemli olan bu krizi vesile bilerek, iki devletli çözümü hayata geçirme yolunda adım atmaktır. Bölgeye kalıcı barışı getirmektir" diye konuştu.
Bölgedeki ülkelerin sorumluluk alması gerektiğine işaret eden Fidan, "Eğer Filistinliler içerisinde bu anlaşmanın hilafına davranacak olanlar varsa, bu ülkeler tavır koymalı" dedi.
'GARANTÖRLÜĞÜN SİSTEMATİĞİ TARTIŞILMALI'
Bazı ülkelerin Filistin adına, bazı ülkelerin de İsrail adına garantörlük statüsü kazanmasına ilişkin soruları yanıtlayan Fidan, "Garantörlük olarak biz ana fikri ortaya koyuyoruz, asıl sistematiğini, ayrıca sistematiğin ayrıca tartışılması gerektiğini söylüyoruz" diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı'nda gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya gelen Hakan Fidan, İsrail'in Gazze'deki bombardımanlarını "İsrail'in Gazze'yi şu ana kadar benzeri görülmemiş şekilde bombalıyor olması, yoğun sivil ölümlerine yol açması, elektriği, suyu, yakıtı kesip orayı adeta bir yokluğa, açlığa mahkum etmesi kabul edilemez" sözleriyle eleştirdi.
Fidan'ın "ABD merkezli sistem, kendi hilaflarına bir pozisyon olduğu zaman savaş öncesinde hemen yaptırım vesaireyi gündeme getiriyorlar. Ama işin içinde İsrail varsa, yıllardır kınamadan öteye geçilemiyor" eleştirisi de dikkat çekti.
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırısıyla yaşananların başta İsrail olmak üzere herkes için sürpriz olduğuna işaret eden Fidan, Gazze'den diğer tarafa kolayca geçilebilmiş olmasının ve bunun operasyonel sonuçlarının herkesi şaşırttığını da belirtti. Fidan, özellikle İsrail ile Gazze arasındaki duvarın belli bölümü yıkıldıktan sonra içeriye, sadece Hamas mensuplarının değil diğer grupların ve sivil unsurların da girebilmesinin ve herhangi bir direniş ile karşılaşmamalarının herkes için şaşırtıcı olduğunu vurguladı. Bakan Fidan bu durumun, İsrail güvenlik sistemindeki zafiyeti ortaya çıkaran, uzun yıllar tartışılacak bir konu olduğunu belirtti.
'HAMAS SALDIRILARI DAHİL, SİVİLLERİN HEDEF ALINMASINI KINIYORUZ'
Fidan, Türkiye'nin sivillerin her iki taraftan da hedef alınmasını kınadığını vurguladı, "7 Ekim'e hangi şartlar yol açtı? Bunu da belki ayrıca konuşmak gerekiyor. Bu zaten meselenin bütününü oluşturuyor. Biz 7 Ekim'de ve müteakip süreçte, sivilleri hedef alan hiçbir eylemi tabii ki tasvip etmiyoruz. Tam tersine sivillerin hedef alınmasını kınıyoruz. Gerek Cumhurbaşkanımız, gerek biz bunu her platformda söyledik. Bunu ilgili muhataplarla yaptığımız görüşmelerde de sürekli gündemde tutuyoruz" diye konuştu.
Fidan, Hamas'ın saldırısına ilişkin, "Biz herhangi bir sınıflandırmaya gitmeden, sivillerin hedef alınmaması gerektiğini vurguluyoruz. Batılılar Hamas'ı terör örgütü olarak tanımladığı için Hamas'ın her türlü faaliyetini terör çerçevesinde değerlendiriyorlar. Biz ise hiçbir kesimin sivilleri hedef almaması gerektiğini söylüyoruz. Bunu doğru bulmuyoruz. İsrail geçmişte de yaptığı üzere, misilleme yaparken yine hiçbir ayrım gözetmedi" dedi.
'ABD'NİN TALEBİYLE DEFALARCA GÖRÜŞME YAPTIK'
Hamas saldırılarının ardından "ABD'lilerin talebi üzerine" defalarca muhataplarıyla ve diğer ülkelerin yetkilileriyle görüştüklerini belirten Fidan, "Biliyorsunuz, Mısır'a gittik. Yarın Lübnan'a gidiyoruz. Lübnan'dan sonra Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Dışişleri Bakanları düzeyinde Olağanüstü Acil Toplantısı var, oraya geçeceğiz. Cumhurbaşkanımızın yoğun temas trafiği var. Bakanlık olarak bizim ve istihbarat birimlerinin temasları var" ifadelerini kullandı.
'KRİZİ BARIŞ İÇİN FIRSATA ÇEVİRMEK İSTİYORUZ'
Fidan, Türkiye'nin krizi barış için fırsata dönüştürme arayışında olduğunu belirterek, bu fikrin muhataplara da aktarıldığını ifade etti. Sistem içinde bazı görüşlerin de tedavüle girdiğini kaydeden Fidan, "Özellikle hep şunu söylüyoruz; İsrail bugüne kadar iki devletli çözüm sürecini askıya aldı. Filistinlilerle değil, diğer Arap ülkeleriyle barış yapmayı kendisine esas meşguliyet edindi. Çünkü onların perspektifinde sivil Filistin devleti yok" ifadelerini kullandı.
'İSRAİL'İN VARLIĞI KABUL EDİLİNCE...'
Fidan'ın "İsrail'in daha önce Araplar ve bölgedeki diğer ülkeler tarafından kabul edilmesiyle ilgili sorunlar yaşadığını" belirtip "Varlığı kabul edilince, bu sefer diğerini kabul etmemek daha kolay hale geldi" demesi dikkat çekti.
"BARIŞ GARANTİYE ALINMADIKÇA İSRAİL VE HALKI EMNİYETTE HİSSEDEMEZ'
Fidan, ABD ve Batı'nın askeri ve siyasi desteğiyle belirli bir miktar caydırıcılık olabileceğini belirterek, "Barış garantiye alınmadıkça, hiçbir zaman için bölgedeki İsrail devleti ve halkı kendisini emniyette hissedemez. Kendisini sürekli emniyete alma adına sürekli başkalarına zulüm etme, şiddet uygulama ihtiyacı hissedecek. Bu sarmal kendiliğinden sürekli dönecek" diye konuştu. (AA)