Hollanda seçimlerini önde götüren aşırı sağcı Wilders'in vaatleri neydi?
Artı Gerçek - Sığınma ve göç planı konusundaki anlaşmazlık nedeniyle hükümetin düşmesinin ardından erken seçim kararı alınan Hollanda’da, yaklaşık 13,6 milyon seçmen bugün sandık başına gitti. Kritik seçiminde, ilk sandık çıkışı anketine göre aşırı sağcı Geert Wilders'in lideri olduğu Özgürlük Partisi (PVV) seçimi önde götürüyor.
Politikalarını İslam ve göç karşıtlığı üzerine kuran aşırı sağcı Wilders, İslam hakkındaki görüşlerinden de taviz vermeye hazır olduğunu belirterek, “Önceliğimiz İslam değil, Hollanda'nın şu anda daha büyük sorunları var” demişti.
Sandık başı anketinin açıklanması sonrası ilk açıklanmasında Wilders göçmen karşıtı mesajlarını tekrarladı. "Ülkeyi Hollandalılara geri vereceğiz" diyen Wilders, "İltica tsunamisini ve göçü dizginleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
BBC Türkçe'nin Lahey muhabiri Yusuf Özkan'ın derlemesine göre, VVD'den Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusundaki sert tutumu nedeniyle ayrılan Wilders, 2006 yılında PVV’yi kurmuştu.
Birinci önceliğini “Hollanda’nın İslamlaşmasını önlemek” olarak belirleyen aşırı sağcı lider Kuran’ı yasaklamayı, camileri kapatmayı ve Müslüman ülkelerden göçü durdurmayı vadetmişti.
Ancak 22 Kasım’daki seçimlerden sonra hükümet ortağı olmayı hedefleyen Wilders ilk kez seçim programında yer verdiği Kuran'ın yasaklanması planının 'öncelik olmadığını' dile getirmişti.
Wilders, kamu yayıncısı NOS’ta yayınlanan “Nieuwsuur” (Haber Saati) programında, "İslam DNA'mızı asla terk etmeyecek, ancak önümüzdeki hükümet döneminde öncelik artık açıkça başka meselelerde olacak" demişti.
Hollanda’nın şu anda “İslam'ı geri itmekten daha büyük sorunları bulunduğunu” söyleyen Wilders, sosyal güvenlik, sağlık ve sığınma konularına daha fazla öncelik vereceklerini işaret etmişti.
Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD) lideri Dilan Yeşilgöz’ün çıkışı, tabanda da karşılık buldu. Televizyondaki liderler oturumu sonrası yapılan anketlerde, Hollanda’daki sağ seçmenlerin büyük bölümünün, Wilders’in de dahil olduğu güçlü bir sağ iktidar istediği ortaya çıkmıştı.
Wilders sağ partiler BBB, VVD, JA21 ve NSC'yi “tercih edilen ortaklar” olarak görüyor. Bu partilerin en önemli önceliğini sığınma ve göç konusu oluşturuyor. Farklı yöntemler öne sürseler de, dört sağ parti de Hollanda’ya yönelik göç ve sığınmacı akının durdurulmasını istiyor.
Bu da, koalisyon pazarlıkları açısından olumlu bir nokta olarak değerlendiriliyor. Yine başörtüsü yasağı başta olmak üzere, birçok sosyal konuda da, sağ partiler arasında görüş benzerliği bulunuyor.
Daha önce 2010 yılında Mark Rutte liderliğindeki hükümete ortak olan ancak kısa süre sonra desteğini çeken Wilders, bu kez yönetimde kalıcı olmak istiyor.
Bu nedenle de partisinin “kırmızı çizgisi” olan konularda taviz vermeye hazır olduğunu vurgulayan aşırı sağcı lider, "Seçim programında ne istiyorsanız onu söylüyorsunuz. Eğer bunu yapmazsanız korkaklık olur. Ama her tür hükümet oluşumunda sağlam ama makul bir pozisyon almak istiyoruz” diye konuşmuştu.
Aşırı sağcı lider Wilders, 2018'de İslam'ı Hollanda'yı tehdit eden "varoluşsal bir tehlike" olarak nitelendirerek, "bazı İslami ifadelerin" kanunla yasaklanmasını istemişti.
PVV’nin seçim programında hâlâ cami ve İslami okulların kapatılması, Kuran'ın ve hükümet binalarında başörtüsünün yasaklanması maddeleri yer alıyor.
Ancak Wilders, "Bu hedefler ulaşılmazsa ülkeyi yönetmeyeceğiz mi diyeceğiz? Hayır, artık diğer noktaların daha önemli olduğunu anlıyorum" sözleriyle, İslam konusundaki söyleminde ısrarlı olmayacağını vurguluyor.
İlk sandık çıkışı anketi: Hollanda'da sandıktan aşırı sağcı Wilders çıktı
Hollanda sandığa gidiyor: Kürt siyasetçi Dilan Yeşilgöz ülkenin ilk kadın başbakanı olacak mı?