İran Cumhurbaşkanı: Ülkenin güvenliğinin tehdit edilmesine izin vermeyeceğiz

İran Cumhurbaşkanı: Ülkenin güvenliğinin tehdit edilmesine izin vermeyeceğiz
İran Cumhurbaşkanı Reisi, 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin gözaltındaki şüpheli ölümü sonrası yapılan eylemleri "kargaşa ve kötülük" olarak nitelendirdi.

İran'da 22 yaşındaki Kürt kadın Mahsa Amini'nin "başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle" gözaltına alındıktan sonraki şüpheli ölümü nedeniyle başkent Tahran dahil çok sayıda kentte eylemler ve güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu ölenlerin sayısı artarken  Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'den eylemlere katılanlara gözdağı geldi.

İran resmi medyası Reisi'nin ülkedeki protestolarda "kamu güvenliğini tehdit eden göstericilerle kararlı şekilde mücadele edilmesi gerektiğini" söylediğini aktardı.

"Gösteriler ile kamu düzeninin ve güvenliğinin tehdit edilmesi arasında ayrım yapılması gerektiğini" ifade eden Reisi ölümlere yol açan olayları "kargaşa ve kötülük" olarak nitelendirdi.

Devlet televizyonu en az 30 kente yayıldığını belirttiği eylemlerde 35 kişinin öldüğünü açıklamıştı.

Reisi ayrıca  21 Eylül'de Meşhed kentindeki gösteriler sırasında bıçaklanarak öldürülen Muhammed Resul Dust Muhammedi adlı Besiç üyesinin (İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun alt kolu gönüllü milis grubu) ailesini arayarak, taziyelerini de iletti.

İRAN İÇİŞLERİ BAKANI: ORGANİZE GRUPLAR VAR

İran İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi de katıldığı bir televizyon programında eylemlerle Amini'nin ölümünün ilgisi olmadığını öne sürdü. 

Vahidi "Bu eylemlerde sabotaj yapan ve kamu malını yakan organize gruplar var. Onlar Amini davasıyla ilgili değiller. Kargaşa çıkararak bu ülkenin halkının başka sorunlarla karşılaşmasına yol açtılar. Bu tarz ayaklanmaların Amini ile ilgisi yok. Bazı kişiler bu konuyu ülkede kargaşa çıkarmak için bahane olarak kullanıyor." dedi.

'DÖVÜLME OLMADIĞI SONUCUNA VARILDI'

Vahidi, Cuma günü yaptığı açıklamada Amini'nin dövülmediği iddiasını tekrarladı. Vahidi "Tanıklarla konuşuldu, videolar incelendi, adli tıptan görüş alındı ve dövülme olmadığı sonucuna varıldı" dedi.

Günlerdir devam eden protestolarda gözaltı sayısı da artıyor.

Cuma günü yalnızca Gilan kentinde 739 kişinin gözaltına alındığı bunların 60’ının kadın olduğu açıklandı.

Cuma günü İran'ın bir dizi kentinde devletin organize ettiği karşı mitingler de düzenlenmişti. 

Meydanda toplanan kalabalık, ülkede yayılarak devam eden gösterilere tepki göstererek "Fitneciler idam edilsin", "Polisimin yanındayım" gibi sloganlar attı. Anonslarda, Amini'nin ölümünün ardından sokaklara dökülen protestocular "başörtüsü ve din düşmanı" olarak nitelendirildi. 

NE OLMUŞTU?

Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya girerek hastaneye kaldırılan Mahsa Amini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi ülkede infiale yol açmıştı.

Tepkiler üzerine Tahran polisinden yapılan açıklamada, İrşad devriyesinin Amini'yi bir saatlik "brifing" için karakola götürdüğü, genç kadının burada aniden bilincini kaybetmesi ve kalp rahatsızlığı yaşaması üzerine hastaneye sevk edildiği öne sürülmüştü. Ailesi ve eylemciler ise polisin, genç kadının "aniden" bilincini kaybettiği yönündeki açıklamasını reddederek, Emini'nin polis merkezine getirilmeden önce darbedildiğini iddia ediyor.

Emini'nin 17 Eylül'de memleketi Sakkız kentinde düzenlenen cenaze töreni sonrasında Tahran ve ülkenin batısındaki kentlerde protestolar başlamıştı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar