İranlı kadın R: Zalim Dehak’a karşı İran’ın Kawa’sı bu defa kadınlar olacak

İranlı kadın R: Zalim Dehak’a karşı İran’ın Kawa’sı bu defa kadınlar olacak
Kadınların özgür bir yaşamın yollarını aradığını söyleyen R, ‘Biz kadınlar şeriatın karşısında duracak ve direneceğiz. Kendimizi, birbirimizi, hayatı bilmek ve özgür yaşamak istiyoruz” dedi.

Yağmur Kaya


+GERÇEK- İran’da başörtüsü kurallarına uygun örtünmediği için gözaltına alınan Mahsa Amini’nin "Ahlak polisleri" tarafından öldürülmesiyle başlayan ülke çapındaki protestolar 13'üncü gününde devam ediyor.

Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de yaşayan İranlılar da ülkelerinde devam eden eylemlere destek olmak, seslerini bilmeyen, görmeyen, duymayanlara ulaştırabilmek için eylemler düzenliyor. 'Erkek aklının çizdiği baskı ve şeriat düzenini istemediğini' söyleyen İranlı kadın R. ülkesi İran’da maruz kaldığı baskıları +Gerçek'e anlattı. Yüz yüze yapmak istediğimiz görüşmeyi, ‘İran ajanları tarafından takip edilme’ endişesi ve ülkesi İran’da yaşayan ailesini tehlikeye atmamak için telefon üzerinden gerçekleştirdik.

Babasının evdeki en büyük dini otorite olduğunu ifade eden R, çocuk yaşta, erkek kuzenlerinin yanında babasının her defasında, ‘halanın oğlu, dayının oğlu geldi’ deyip yüzüne örtüyü fırlatmasıyla zorunlu örtünmeyle tanıştığını dile getirdi. Ev yaşamından okul yaşamına geçişle birlikte bu katı dini kuralın daha da belirginleştiğini söyleyen R, kız ve erkek çocukların ayrı sınıflarda olduğunu "Halbuki hepimiz çocuktuk, oyun oymak istiyorduk" diyerek, bu ayrılığın sadece üniversitede olmadığını ifade etti. "Paran varsa zaten üniversiteye gidebiliyorsun" diyen R, daha sonra görücü usulüyle evlendirildiğini şöyle aktardı:

"Çocukluğumu yaşayamadım. Her şey içimde ukte kaldı" diyor. Eşinin zorunlu örtünmeye karşı olması kendisi için büyük bir şans olduğunu söyleyen R, kocasının hasta olması nedeniyle öldüğünü ifade ederek, "Düşünün yanınızda erkek olmadan dışarı çıkamıyorsunuz. Eşim hastanede ölüm döşeğindeyken yanına gidemedim. Bir erkeğin -abi, kardeş, baba- beni hastaneye götürmesini bekledim."

"Babam bana çarşaf atıyor. ‘Halanın oğlu burada başörtünü ört gel’. Anlatabiliyor muyum? Dokuz yaşındasın. Yani örtmesen kendi baban seni dövecek. Ya da başka türlü sana davranacak. Bir gün babamın baskısına dayanamayıp karşısına çıktım ve örtünmek istemediğimi söyledim" diyen R, bu isyanının ardından babasının çok sert şiddetine maruz kaldığını belirtti.

R, İran’dan ayrılma karını da kendisinden çok kızı için yaptığını söyledi. Ahlak polislerinin araba kullanırken iki kere fotoğrafını çektiğini ve her iki cezada da aracına el koyduğunu ifade eden R, bir gün ahlak polisleri tarafından çağrıldığını da ekledi. Arabada kızının neden başının açık olduğu sorulduğu ve ‘senin akıl sağlığın yerinde değil’ diye hakarete uğradığını kaydeden R, bu andan sonra İran’dan ayrılma kararı aldığını ifade etti.

"Ama benim bir fikrim, ruhum, aklım, doğam, yaşamım var" diyen R, oldukça keskin olan erkek aklının çizdiği sınırlar içinde yaşamak istemediğini vurguladı.

Çocuk olmanın nasıl bir duygu olduğunu bilmediğini ifade eden R, "Daha çocuksun. Senin çocuk aklın bilmez erkek ne demek kadın ne demek!" dedi.

R daha sonra şöyle konuştu:

"Benim mavi gözlerim, siyah giydiğim zaman cilveli oluyordu. Arkamdan erkekler geliyordu. Laf atıyorlardı. Ben bunu babama söyledim. Ben çarşaf öttüğüm zaman hep böyle oluyor ama çarşafsız gittiğim zaman hiç kimse bana karışmıyor. Hiç kimse benim arkamdan gelmiyor. Anlatamadım bunları. Sonra bir gün çok büyük kavga çıktı. Ben çarşaf örtmeyeceğim diye kendi babamın önünde durdum. İzin vermedim ablalarımın, kardeşlerimin çarşaflı olmasına. İki kız kardeşim var. Onlara izin vermedim ötsün diye. Onlar çok rahatlıkla büyüdüler. Ama ben çocukluğumu yaşayamadan büyüdüm. Bunlar hep benim içimde ukte kaldı. Anlatabiliyor muyum? Onun için ben de İran'da olsaydım kavga ederdim. Ben de bu durumda önlerinde durup sözümü söylerdim. Tamam sonu belki ölüm ama kızımla birlikte mücadele ederdim."

‘BRAVO SANA R, SEN BİR ERKEKTEN FAZLASISIN’

R, İran’da bulunduğu zaman ‘keşke erkek olsaydım’ diye sitemde bulunduğunu şöyle dile getirdi:

"Yani biz biliyor musun ne zamana döndük? Muhammet zamanına döndük. Kızları diri diri öldürüyordular. Biz o zamana dönmüşüz. Onun için üzülüyorum. İran’da olduğum zaman, kadın olduğum için üzülüyordum. Neden ben kadın oldum? Neden erkek olmadım? Erkek özgür, rahatlıkla her şeyi yapabiliyor. Ama biliyor musun? Hep çalıştık. Hep bir şeyin arkasından koştuk. Ben yapabilir miyim? Ben de erkek gibi araba kullanabilirim. Ben de erkek gibi bazı şeyleri yapabilirim. Şimdi mesela benim babam bana "Bravo sana R. Sen bir erkekten fazlasın" diyor.

‘ŞİMDİ BAĞIRA BAĞIRA KONUŞMAK İSTİYORUM’

Ben bunun için ne kadar çalıştım biliyor musun? Ne kadar kendimi ispat ettim? Bir erkek buraya kadar kendisini belki geçirip getiremez. Ev alsın, araba alsın, çocuğunu getirip başka ülkede büyütsün. İş yapsın, para kazansın. Benim maddi durumum şimdi babamdan iyi. Öyle söyleyeyim sana. Ama önceden böyle bir şeyler yoktu. Her zaman biz ağzımızı açtığımızda bir erkek ‘konuşma, kız konuşmaz, kız her zaman susmalı’. Kızlarımız başlarına kötü bir şey geldiği zaman korkusundan ailesiyle konuşamazdı. Onun için her zaman sustuk. İzlediğimiz filmler, dizilerde bize susmayı öğretti. Şimdi bağıra bağıra konuşmak istiyorum."

İranlı R, İran’daki protestoların öncüsü kadınlar olduğu için Firdevsi’nin Şahname adlı eserinde yer alan Demirci Kawa Efsanesinin İran’da edebiyat, sanat dünyasında "Zalim Dehak’a karşı İran’ın Kawa’sı bu defa kadınlar olacak" diye konuşulduğunu vurguladı.

R, "Biz Acem, Azeri, Kürt, Farslı kadınlar şeriatın karşısında duracak ve direneceğiz. Kendimizi, birbirimizi, hayatı bilmek ve özgür yaşamak istiyoruz" diye konuşmasını sonlandırdı.

Demirci Kawa Efsanesi

İran mitolojisinde acımasız yabancı hükümdar Zahhāk'a isyan eden mitolojik kahramanın öyküsüdür. Hikâye, Fars şair Firdevsî'nin en önemli eseri olan Şehnâme'de yer alır. Hikâyenin diğer ana karakteri olan Zahhāk (Farsça: ضحاک) veya Azhi Dahāka, Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Avesta'da ve antik dönem Fars mitolojisinde yarı şeytan bir Babil kralı olarak yer almıştır. Firdevsî, hikâyeyi yeniden yorumlayarak bu karakteri şeytani ve tiran bir Arap kral olarak betimlemiştir. Hikâye, Kürt mitolojisinde de yer alır.

Öne Çıkanlar